Bir ülkenin dostluğu üzerinde yaşayan insanların dostluğu ile ölçülüdür. Türkiye hükümetleri Kıbrıs Türk toplumunun tarihi ve kültürel bağlarını, dostluğunu suistimal ederek adamızın kuzeyinde stratejik ve ekonomik bir sömürü sistemi kurmuştur. Bu da yetmezmiş gibi AKP hükümetlerinin Kıbrıslı Türkleri aşağılayan “besleme” söylemleri Kıbrıslı Türklerin inançlarına, kültürüne saygı duyulmaması ve adamızın kuzeyinde kumara fuhuşa, kara para aklamaya dayalı faaliyetlerinin Kıbrıslı Türklere layık görülmesi bu ilişkilerin sarsılmasının en önemli nedenleridir.
Özellikle AKP hükümetinin Kıbrıs’ın kuzeyini arka bahçe olarak görmesi ve kendine yakın çevrelere Kıbrıslı Türklerin toplumsal varlıklarını peşkeş çekmesi bardağı taşıran son damlalardır. Adamızın kuzeyindeki siyasetçilerin bazılarının ise AKP’nin kuklası gibi hareket ederek, dayatılan her şeye boyun eğen anlayışları yüzünden maaşların bile AKP’nin dayatmalarında “şantaj” olarak kullanılması noktasına gelinmiştir. AKP’nin memuru gibi hareket eden Maliye Bakanı Birikim Özgür su sözleşmesi imzalanmazsa maaşları ödeyemeyeceğiz diye açıklama yaparak bu şantajı açık açık ifade etmektedir.
Adamızın kuzeyini sömürge gibi gören AKP Hükümeti’nin su konusunda izlediği siyaset ortadadır. AKP Hükümeti AB’nin Yalya köyünde inşa edeceği yıllık 24 milyon m3’lük arıtma tesisinin inşasını engellemiştir. Bu anlamda suyun tarımda kullanılmasını engelleyen AKP, bu gerçekleri gizleyerek Türkiye’den getirilen suyu kendine yakın bir şirkete peşkeş çekerek halkın su hakkında tekel yaratmak istemektedir. Kıbrıslı Türklerin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına el koyacak, siyasi irademize tamamen ortadan kaldıracak, bu AKP oyununa karşı çıkanlara “maaşlar” üzerinden tehdit ve şantaj yaparak bizi gerileteceğini sananlar çok yanılmaktadırlar. Para ile sevginin satın alınmayacağını bilmeyenler, ancak bu yöntemle Kıbrıslı Türkler ile Türkiye’nin arasını açma başarısını elde edebilir.
Bilinmelidir ki, Türkiye KKTC bütçesine yılda 350 milyon Dolar vermektedir. Hibe, yardım ve kredi başlığında verilen ve kaynaklar sermaye ile savunma arasında bölüştürülmekte ve bu para yalnız ve yalnız gayri safi milli hasılanın %2’sini oluşturmaktadır. Bize para verdiğini söyleyenler bilmelidirler ki, bizim irademiz satılık değildir. Birikim Özgür gibiler iradelerini bu miktarla satabilirler fakat bizim irademiz para ile ölçülemez.
Saygılarımızla,



KTOEÖS Başkanı KTÖS Genel Sekreteri
Tahir Gökçebel Şener Elcil
 
Editör: TE Bilisim