Geçtiğimiz haftalarda Bülent Ecevit Anadolu Lisesi ve Lefkoşa Türk Maarif Koleji önünde, Lise
Öğrencileri Konseyi olarak; son dönemlerde okullarımızda yapılan adaletsiz uygulamalar ve eğitim
sistemindeki yanlışları protesto etmek için bir araya gelip eylem düzenlemiştik.
Bugünkü eylemimizde şunun altını özellikle çizmek isteriz ki eylemlerimizden sonra “Lefkoşa Türk
Maarif Koleji`nde ve Bülent Ecevit Anadolu Lisesi'nde sorunlar ustaca düzeltilmiş gibi gösterilmeye
çalışılmış” ancak pratikte halen daha okuldaki eğitimi aksatan ana sorunlar ortadan kaldırılmamış ve
var olan sorunlar sadece hasıraltı edilmeye çalışılmıştır.
Ülkemizdeki eğitim sisteminin bozukluğundan kaynaklanan sorunlar tüm okullarımızda da aynen
görülmekte, biz öğrencilerin anayasal hakları hala daha gasp edilmeye devam edilmektedir…
KKTC Devletindeki hükümetler değişse bile “eğitim anlayışındaki” özelleştirmeci, ezberci, bilim
düşmanı, anti‐demokratik ve adaletsiz anlayış hergün daha da kötüye gitmekte ve geleceğimiz yok
edilmeye çalışılmaktadır!
Göç yasaları dayatıp biz gençleri ülkemizi terk etmeye zorlamaktadırlar!
Dünümüzü, bugünümüzü yok ettikleri gibi yarınlarımızı da yok edip, ülkemizi bırakıp edip gitmemiz
için ellerinden geleni yapmaya devam etmektedirler! ,
Başaramayacaklar! Aç da kalsak ülkemizi onların karanlık ellerine terk edip gitmeyeceğiz!
Gelinen aşamada ister biz öğrencilere ister öğretmenlerimize ister ailelerimize; yani eğitimi var eden
bu “3 ana bacağa” bakış açısı ve bozuk sistem yapısı her gün daha da kötüleşmektedir.
Değişen sadece; üçlü kararnamelerle partizanca atanıp binlerce TL para kazanan üst düzey
bürokratlar ve koltuk sevdalısı hükümet yetkilileridir.
Bu bürokratların paraları Kıbrıs’ta yaşayan tüm emekçilerimizin, komik asgari ücret rakamlarıyla açlık
sınırında bırakılarak verdikleri dünya kadar vergilerle ve onların emeklerinden sömürülen paralarla
ödenmektedir!
Merak ediyoruz… Aceba biz öğrencileri “kör, sağır ve dilsiz” mi zannediyorlar ? Yoksa dünyadan
birhaber mi sanıyorlar!?
Utanmalıdırlar!
Bugün okullarımızdaki sorunlara hep birlikte ses vermek KKTC Eğitim Bakanlığı kapısına dayandık!
“Parasız bilimsel demokratik eğitim” hakkımız elimizden bilinçli bir şekilde alınmaya hala daha devam
etmektedir.
Hala daha parasız verilmesi gereken eğitim kitaplarımız bizlere parayla satılmakta ya da bizlerin
dışardan satın almak zorunda bırakılmasına devam edilmektedir!
Parayla satılan eğitim kitaplarını temin edemeyen öğrenciler çeşitli zorluklarla karşı karşıya
bırakılmaktadır. Kimi okullarda öğrenciler okul yönetimi tarafından derse dahi alınmamaktadır!
Devletin karşılaması gereken okul ve eğitim ihtiyaçlarımızın maddi yükü dar gelirli ailelerimize
yüklenmektedir.
Devlet eğitim kurumlarına yeterli yatırımı yapmamakta ve önemi vermemektedir! Bunun temel
nedeni ise yaşadığımız coğrafyadaki devletin yarının geleceği ve emekçileri olan biz öğrencilere değer
vermediği ve “özel sermayeyi beslemek için elinden geleni yapma politikaları olması” gerçeğidir!
Tıpkı bugün bizleri binbir emekle ve fedakarlıklarla eğiten, eğitim emekçilerimiz olan
öğretmenlerimize ve ülkemizi, hatta tüm dünyamızı elleri ile kuran işçilere, emekçilere değer
vermedikleri gibi!
Buna kimine göre “çok basit görünen” bir örnek verelim:
Biz öğrencilerin okul içerisinde bulunan kantinlerinde satılan ürünler sağlıksız koşullarda
satılmaktadır! Devlet bu gerçeğin bilincindedir! Ve inatla bu gerçeklere göz yummaktadır!
Bunun kanıtı geçtiğimiz günlerde Namık Kemal Lisesi'nde görülmüştür.
Küçük gösterilmeye çalışılan bu gibi ayrıntılar dahi devlet’in öğrenciyi “özel okula gitmesi” için
uyguladığı en bariz ve insanlık dışı politikaların göstergesidir!
Devlet “özel eğitime” bizleri yönlendirmek için akla gelebilecek her yolu kullanmaktadır!
Eğitim yılı boyunca kayıt parası, tadilat parası, dergi parası , bilet parası , okul üniforması parası,
modül parası, fotoğraf ve albüm parası adı altında her yıl biz öğrencilerden zorunlu olarak “haraç”
kesilmektedir!
Ayni zamanda Mesleki Teknik Liseleri ve Ticaret Liseleri'nde eğitim görmekte olan son sınıf
öğrencileri'nin staj ücretleri'nin verilmemesi, sistemin temelinde bulunan “emek sömürüsü 'nün” en
basit göstergesidir!
Maddi durumu iyi olmayan öğrenci arkadaşlarımız zorunlu olarak talep edilen paraları
karşılayamayınca , karneleri ve diplomaları dahi verilmemektedir!
Devlet kendi öz imkanlarını yaratarak; köylerde, yerleşim birimlerinde parasız, bilimsel, adil ve
ulaşılabilir temelde okullar açacağına “trilyonlarca parayı” başka devletlerden hatta o devlet
coğrafyasında yaşayan kardeş halkların, emekçilerin cebinden çalıp; Kıbrıs’ta camiler, külliyeler inşaa
etmekte ve “yobaz” bir gelecek kurmak istemektedir.
Laik devletlerde “din” ile devlet işleri birbirinden farklı iken, bugün ülkemizde “laikliğin” bu koşullarda
varlığından söz etmenin bir mümkünatı yoktur!
Öbür taraftan ayni devlet “cami ve külliye” sayısını her gün yükseltirken, ülkemizdeki gece kulübü,
kumarhane gibi yerlerin sayılarının da çoğalmasına ayni oranda kolaylık sağlamakta uyuşturucu
satıcılarının okullarımız önünde adeta “pazar” ortamı kurmasına da ses çıkartmamaktadır .
Bunun anlamı bellidir. Yaşadığımız devlet kendi elleri ile biz öğrencileri, gençleri ve bu ülkedeki tüm
insanları “yok oluşa” götürmekte ve bizlerin yaşadığımız koşulları “sorgulamamamız” için elinden
gelen her türlü “afyonu” kendi elleri ile bizlere aşılamaya devam etmekte ve bizleri yozlaştırmaktadır.
Bu eğitim sisteminde “demokrasi” den bahsetmek de mümkün değildir! Yıllardır eğitim alanında
birşeyleri daha doğru yapmak için uğraşan eğitim emekçilerimiz adanın bir ucundan bir ucuna
geçmişte sürgünler yediler!
Devlet okullarında; okul aile birliklerini “devletin karartma politikalarını uygulayan” kurumlar haline
getirdiler!
Hak arayışı için mücadele eden biz öğrenciler birçok kez okullarımızın disiplin kurullarınca “ceza”
aldık.
KKTC Devletinde hak aramak, demokrasi mücadelesi vermek, eğitim emekçilerimiz için ve biz
öğrenciler için bir “suç” unsuruysa; yürekleri varsa çıkıp bizlere bunu “açık açık” söylesinler!
Bizler bu mücadelede haklı olan tarafız! Doğru olanı insani olanı, demokratik ve adil olanı savunan
bizleriz! Zannetmesinler ki bu yaptıkları yanlarına bırakacağız!
Biz Lise Öğrencileri Konseyi olarak hakkımız olan “parasız bilimsel demokratik” eğitimi alana kadar
eylemlerimize ve mücadelemize devam ediyoruz ve edeceğiz!
Bizler dayatılan bu zorbalığa BOYUN EĞMEYECEĞİZ! BÜYÜYECEĞİZ! MÜCADELEMİZİ HER GÜN DAHA
DA İLERLETECEĞİZ!
Ve yakında sadece biz lise öğrencileri, velileri ve öğretmenlerimizin desteği ile değil KKTC’deki tüm
üniversite öğrencileri ile beraber kolkola buralara tekrar tekrar gelip eylemlerimizi çığ gibi büyüterek
devam edeceğiz!
Onlar bizleri “öğrenci” değil müşteri olarak görürken, biz ise en meşru hakkımız olan PARASIZ,
BİLİMSEL, DEMOKRATİK eğitim hakkımızı savunarak; onların elinden ZORLA ALACAĞIZ!
‐ PARASIZ BİLİMSEL DEMOKRATİK EĞİTİM HAKKIMIZDIR , ALACAĞIZ!
‐ GÖÇ YASASI KALDIRILSIN!
‐ YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!


Editör: TE Bilisim