Bora tarafından yapılan yazılı açıklamada, Rumların, normal yollardan sonuç alamamaları üzerine 21 Aralık 1963’de silah zoru ve terör ile Kıbrıs Türk halkına ada genelinde saldırılar başlattıklarını Kumsal’a baskını yapan Rumların, öldürdükleri insanlardan daha çok sayıda insanı da esir alarak götürdüğünü kaydetti.

Açıklamada, “Türkeli köyünde nice masum insanımızı dozerlerle diri diri mezarlara gömmediler mi? Küçük Kaymaklı saldırılarında yatalak bir hocamızı yatağında katletmekten çekindiler mi? Orada yaşayan insanlarımız kış kıyamet gününde sıcacık yuvalarını neden terk edip Hamitköy tepelerine sığındılar? 25 Aralık sabahı Türk jetleri Lefkoşa üzerinde alçak uçuş yapmasaydı Kıbrıs Türk halkının acaba o günkü hali ne olurdu?” denildi.

Bora, şunları kaydetti:

“Hele Anastasiadis’in hiçbir haklı nedene dayanmadan görüşmeleri sabote etmesi ve egemenlik haklarının Türkiye tarafından tanınmasını ısrarla talep ettiği böylesine bir ortamda maksatlı bir şekilde ortaya konan bilgi kirliliğinin Kıbrıs Türk halkını etkilemesi, haklı ve meşru olarak kurduğu bağımsız devletinden ve de Anavatanından vazgeçmesi mümkün değildir”

Kıbrıs’ta bugün barış, huzur ve güven varsa Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığı ile sağlandığı gerçeğini inkâr emenin mümkün olmadığını belirten Bora, “Hele dünyada terör olaylarının hat safhaya ulaştığı bugünkü ortamda Türk askerinin adadaki varlığı Kıbrıs Türk halkının için yegane ve vazgeçilmez güvencesidir” ifadesini kullandı.
Editör: TE Bilisim