Geçtiğimiz yıl Türkiye'de yaz saati uygulaması, alınan siyasi kararla kalıcı bir hale getirilmiş, ülke coğrafi olarak bulunduğu boylamın dışında bir zaman dilimine geçmiştir. UBP-DP hükümeti ise kamuoyu ile tartışmadan, Kıbrıs adasının coğrafi konumun hesaba katmadan, herhangi bir bilimsel dayanak olmaksızın Türkiye’de alınan kararın aynısını Kıbrıs’ın kuzeyinde de uygulamış, eğitim ve çalışma hayatında kargaşaya neden olmuştur.

Hükümet, banka hizmetlerinin uyumu ve uçak seferleri saatlerini bahane olarak göstermiş ve başka herhangi bir gerekçe ortaya koyamamıştır. Alınan hatalı karardan vazgeçmek yerine, çalışma saatlerini düzenleme adı altında yapılan değişiklikler hem özel sektörde hem kamu kurumlarında hem de okullarda vatandaşlar için sayısız sıkıntıya sebebiyet vermiştir. Kıbrıs’ın güneyinde eğitim gören, sağlık hizmeti alan veya çalışan vatandaşların aileleri iki farklı zaman diliminde yaşamak durumunda bırakılmıştır. Saatlerin geri alınmaması nedeniyle öğrenciler karanlıkta okula gitmek zorunda kalırken, trafik ve yol güvenliği ile ilgili herhangi bir önlem alınmaması sonucu yaşanan ‘trafik kazası’ ise toplumu acı ve öfkeye boğmuştur. Sorumlular ve yetkililer ne yargılanıp hesap vermişler ne de erdem gösterip görevlerinden istifa etmişlerdir.

Hükümet, son bir yıl da ne yapmadı?

Yaşananların üstünden bir yıl geçti. Hükümet, bahane olarak gösterilen bankacılık sistemini ve uçak seferlerini uyumlaştırmak için basit bir yazılım geliştirmedi, çözüm üretmedi. Hükümet özel sektörde erken işe başlayan ailelerin çocuklarını ve köylerden taşımacılıkla gelen çocukları hem karanlıkta, hem sokakta bırakmaya devam etmeyi tercih etti. Hükümet, trafik ve yol güvenliğini geliştirmek için adım atmadı. Hükümet, ders almadı. Hükümetin geçtiğimiz yıl yaşananlardan ne ahlaki ne de mantık kuralları çerçevesinde ders almadığını, yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz. Hükümet, adanın birleştirilme çabalarını desteklemek yerine, saatlerin bölünmesini destekleyerek toplumsal barışı desteklemediğini göstermiştir. Hükümetin saatler ile ilgili tutumu, vatandaşların ve çocukların biyolojik beslenme ve dinlenme zamanlarına yine önem vermediğini, halkın sağlığını düşünmediğini göstermiştir. Hükümetin saatler ile ilgili duruşu, karanlıkta yollara çıkılmasına, yetersiz aydınlatmaya, iş makinesi ve kamyonların trafiğe çıkışına, soğuğa, okula giriş- çıkış saatlerine, beslenmeye çözüm üretmediğini göstermiştir. Saatler konusunda ne istiyoruz? Hükümetin kargaşa çıkaracak çalışma saatleri düzenlemesine ortak olmayacağız. Sendikal Platform’un topluma yaptığı çağrıya, çalışan ve işveren tüm kesimlerin destek olmasını istiyoruz; Kış saati uygulamasının devamını istiyoruz; Suudi Arabistan standart zaman dilimini değil, Doğu Avrupa Zaman Dilimi (EET) kullanılmasını istiyoruz. Saatler ileri alınmadan, tüm çözümlerin yanlış olduğunu birlikte gördük. Doğu Avrupa zaman dilimi uygulamasına geçilmemesi halinde, ortaya konan tüm çözümlerin yanlış olduğunu geçtiğimiz yıl birlikte deneyimledik. Tüm bu deneyimlerimize rağmen, hükümet yine geçmişi değerlendirmeden, halka başvurmadan, sendikaların uyarısını dikkate almadan, hiçbir ödevini yerine getirmeden aynı uygulamayı tekrar önümüze koymak istiyor. Hükümete Soruyoruz: Ödevlerini yerine getirmeden, hangi yüzle aynı yanlışın tekrarlanmasını istiyorsunuz?

Süleyman Gelener

KTÖS Eğitim Sekreteri Yardımcısı

Editör: TE Bilisim