Doktor Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı önünde basın bildirisi okuyan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Başkanı Emel Tel, Doktor Küçük’e seslenerek, “Kıbrıs Türk toplumunun yaşam alanlarını şekillendirmede karar verici durumundaki Ankara hükümetleri, eğitim konusunda yıllardır süregelen icraatları ile toplumsal yapımızı değiştirmeye dönük girişimlerine devam etmektedir” dedi.

"Sayın Dr. Fazıl Küçük Toplumsal Varoluş Mücadelemizin Önderi

Lefkoşa Kıbrıs Türk toplumunun yaşam alanlarını şekillendirmede karar verici durumundaki Ankara hükümetleri, eğitim konusunda yıllardır süregelen icraatları ile toplumsal yapımızı değiştirmeye dönük girişimlerine devam etmektedir. Sevgili Doktor, Atatürk devrimlerinin İngiliz’in baskısına rağmen hızla benimsenmesi, okullarımızda laik eğitime geçilmesi, Kıbrıs Türk toplumunu karanlıklardan alıp çağdaş aydınlıklara çıkarılması için siz ve arkadaşlarınızın verdiği mücadelenin tehlikeye düştüğünü geçmişte görmüştük, bugün ise tehlikeyi yaşıyoruz. Bin bir zorluk ve emekle çıkarıp attırdığınız kara çarşafların yasadışı din kurslarında küçücük kız çocuklarına türban olarak giydirildiğini görmekteydik. Hükümet edenler önlem almak yerine, bugün yeni yasalar yaparak bu kursları yasallaştırmaya çalışıyorlar. Siz cehaleti, yobazlığı ve tarikat şeyhlerini sürgün ettiniz, maalesef bizi yönetenler AKP hükümetinin talimatı ile onlara kucak açtı. Bu da yetmezmiş gibi laikliği savunan öğretmenler “imansız ve dinsiz” oldu. Eğitim okullarda olur, devlet eğitime daha çok yatırım yapmalıdır dedik. Daha çok okul, daha çok sınıf, daha çok kitap dedik; daha çok cami daha çok imam daha çok ilahiyat daha çok tarikat yurdu ile karşılık aldık. Bu da yetmezmiş gibi sanki kumarhane ve gece kulübü ekonomisini yaratan Kıbrıs Türk toplumuymuş gibi, canı ile kanı ile toplumsal varoluş mücadelesi veren bu toplumu ‘kumarcı ve fuhuş düşkünü imansızlar’ olarak değerlendirecek kadar ileri gidildi. Yüksek İdare Mahkemesinin, ‘müfredatının yasa dışı’ olduğuna karar vererek ‘okulun faaliyete geçmesiyle ilgili alınan kararı’ iptal ettiği Hala Sultan İlahiyat Koleji mezuniyet töreninde Bakanlar ve müsteşarların gözünün içerisine bakılarak ‘ahlak dersleri’ verildi. “Bu kurslar yasadışıdır buna seyirci kalmayın!” dedik, barışı çözümü engelleyen, dini istismar edip Kıbrıs’ta Rum-Türk düşmanlığını körükleyen Rum kilisesi örnek verilerek, “çocuklarımız dinsiz mi olsun?” yanıtını aldık. Kıbrıslı Türklerin kurumlarına sahip çıkın dedik, ellerine geçirdikleri her kurumu ya batırdılar ya kapattılar. Ne Sanayi Holding, ne Turizm İşletmeleri, ne ETİ, ne Yüksek Hemşirelik Okulu, ne DAİ, ne DAK, ne Ercan Havaalanı, ne dağlar ne de sahiller kaldı. Şimdi de Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varoluş mücadelesinde 1937 yılından beridir çok önemli yere sahip; laik ve demokratik toplumsal kimliğin gelişmesine katkı koyan öğretmenlerimizi yetiştiren Atatürk Öğretmen Akademisi’ni kapatmak için uğraşıyorlar. Sevgili Doktor, Mezarından şöyle bir kalk ve etrafına bak, yüzyıl öncesinin gerici karanlığını toplumuna gömlek olarak biçenleri gör. Kalk ki, “hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağını” söyleyen milletvekili, bakan ve siyasi partilerin AKP dayatması ile nasıl sustuklarını gör. Gör ki, belki kendilerine gelirler, belki Kıbrıs Türk toplumunun kim olduğunu hatırlarlar, gör ki belki yüzleri kızarır. Sevgili Doktor, Onlar susuyor ama biz susmayacağız. Gericiliğin karanlık yüzünü bu topluma göstermeyeceğiz. İnadına mücadele edeceğiz çünkü biz öğretmeniz ve biliyoruz ki “toplumları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir”.

Editör: TE Bilisim