Türkiye’yi şeyhler, dervişler, müritler ülkesi haline getiren, dini, siyasete alet edip demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırıp Türkiye’yi “terörle” anılan bir ülke haline getiren AKP zihniyeti adamızın kuzeyinde de aynı anlayışı yerleştirmek için faaliyetler organize etmektedir.
Devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapılırken, camilere, Kuran kurslarına ayrıcalıklı bütçeler tahsis edilmiş, eğitimi siyasete alet etmek için ise “Hala Sultan İlahiyat Koleji” adı altındaki okulu açılmıştır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi TC yetkilileri gençlik kamplarına, öğrenci yurtlarına el atmış ve “Koordinasyon Ofisi” adı altında ülke gençliğine ulaşabilecek bir mekanizma yaratılmıştır.
Kıbrıs Türk toplumuna Sünni İslam baskısı ile Arap kültürü enjekte edilmeye ve tolumun kimliğinin, kültürünün, yaşayışının, gelenek ve görenekleri ile inançlarının değiştirilmesi hedeflenmektedir. Adamızın kuzeyini askeri güçle kontrol altında tutan Türkiye tüm bu faaliyetlerle Kıbrıslı Türkleri asimile etme ve Türkiye’ye entegre etmek için TC elçiliği eli ile kolonicilik faaliyetlerini sürdürmektedir. Hala Sultan İlahiyat Koleji ile tekrardan gündeme gelen gerici faaliyetlerin, tarikatların etkinlikleri TC Elçiliği’nin maddi desteği ve yönlendirmesi ile “Kıbrıslı Türkleri” kendi vatanlarından kovmaya kadar giden söylemlere vardırılmıştır.
Özellikle Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin kapatılmasına yönelik Yüksek İdare Mahkemesi kararından sonra sendikalarımızın yaptığı basın toplantısını sabote etmek için TC Elçiliği’nin yönlendirdiği güruhun söylemleri çok çarpıcıdır. Oruçlu olduğunu öne süren grup “teröristler, Pkklılar, Rumcular, Rum tohumları, defolun güneye gidin, sizi halledeceğiz” gibi daha birçok ağıza alınmayacak küfürlerle hakaretler yağdırmıştır. Bu güruha bu sözleri söyleten TC Elçiliği’ne bu sözleri aynen iade ederiz. Bu söylem ve eylemler geçmişte kendi vatanımızdan bizi kovmak için her türlü yönteme başvuran Rum şövenistlerle bu hakaret ve eyleme girişen TC Elçilik yetkilileri ve bu güruh arasında hiçbir farklılık görmediğimizi de vurgularız.
Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olarak bu topraklarda bulunmaktadır ve bu Kıbrıs Türk toplumun verdiği mücadele sayesindedir. Karşılıklı saygıya dayanan bir ilişki yerine bizi yurdumuzdan kovmak isteyenleri biz de bu ülkede istemiyoruz. Mahkeme kararına saygı gösterilip gereğinin yapılmasını talep ederken, her türlü gericiliğe, ırkçılığa, dayatmalara karşı mücadelemizi artırarak devam edeceğimizi vurgularız.
Saygılarımızla.



Tahir Gökçebel          Şener Elcil
KTOEÖS Başkanı       KTÖS Genel Sekreteri

Editör: TE Bilisim