KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ile KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil imzasıyla Denktaş’a sunulan ve 9 maddeden oluşan “2017 Mali Yıl Talepleri” kamuoyuyla da paylaşıldı.

KTOEÖS ile KTÖS, özet olarak kamu maaşlarına hayat pahalılığı ödeneğinin yansıtılmasını, vergi düzenlemesine gidilmesini, sağlık sisteminin yeniden düzenlenmesini, asgari ücretin çağdaş kriterlere göre belirlenmesini, bazı yasalarda gerekli değişikliklerin ve Eşel-Mobil sistemine kalıcı yasal düzenleme yapılmasını, çalışma yaşamının ve istihdam şeklinin iyileştirilmesini, eğitime, demokrasiye ve çevreye önem verilmesini talep etti.

KTOEÖS ile KTÖS’ün 2017 Mali Yılı Talepleri şöyle:

“Maaş; DPÖ verilerine göre Ocak 2009 – Eylül 2016 toplam enflasyonu % 72.09 dur. Hayat pahalılığı ödeneğinin 2011 yılında dondurulması ve maaşlara yansıtılmaması ile birlikte kamu çalışanlarının alım gücünde ciddi gerilemeler olmuştur. Bu çerçevede yukarıdaki durum tespiti tescil edilmelidir.

DPÖ verilerine göre 2009 Ocak ayından bugüne kadar gerçekleşen hayat pahalılığı (HP), çalışanların maaşlarına yansıtılmamıştır. Ocak 2009 tarihinde 104.58 olan HP endeks değeri Eylül 2016 tarihinde 176.67 değerine ulaşmıştır. Bu dönemde toplam enflasyon % 72.09 dur. Yıllar itibarı ile çalışanlara ödenen HP tutarı ise % 37.61 dir. Kalan HP % 34.48 dir. Bu farkın önemli bir kısmı 2011 yılından gelmektedir (% 14.72). Sonuç olarak çalışanların yıllar boyunca oluşan kayıplarının 2017 yılında maaşlara konsolide edilmesi gerekmektedir.

Çalışan tüm kesimlerin (özel, kamu) maşları stabl para birimi EURO’ya göre düzenlenmeli ve her iki ayda bir oluşacak hayat pahalılığı maaşlara konsolide edilmelidir. (Kasım-Aralık ayları da dahil)

Vergi; Sosyal yaşamın temelini oluşturan aile kurumlarında gelir adaletinin sağlanması amacı ile işsizlik artışı da dikkate alınarak, aile içerisinde çalışmayanların yükünün azaltılmasına yardımcı olacak, gerçek anlamda genel muafiyet oranlarında düzenleme yapılmalıdır.

Sosyal devlet anlayışına uygun gelir dağılımını tesis edecek vergi düzenlenmesi sağlanmalıdır. Yeni gelir vergisi dilimlerine en az bir alta bir üste gelecek yeni iki dilim ilave edilmelidir.

Asgari ücretin % 85’ine düşen kişisel muafiyet, yeniden asgari ücretin %110’nu seviyesine yükseltilmelidir.

Sağlık; Doğum izinleri (hamilelik ve doğum) süresinin ödenekli toplamı 16 hafta olmalı (Anne ve bebek sağlığı ile eğitimdeki kayıplar dikkate alınarak kadın öğretmenlerin doğum öncesi 6 hafta ve doğum sonrası izin süreleri ise 10 haftaya çıkarılmalı) ve talep edilmesi halinde sağlık kurulunun onayı ile 6 ay ödenekli izin hakkı tanınmalıdır. Talep edilmesi halinde eşlere de 15 güne kadar izin hakkı verilmelidir.

Sosyal devlet anlayışına göre sağlık sistemi yeniden düzenlenmeli ve sağlık hizmetlerinden para alma uygulamasından vazgeçilmelidir.

Toplum sağlığı ile ilgili bir devlet politikasının oluşturulması elzemdir. (koruyucu hekimlik, gıda, çevre güvenliği için yapılanma tamamlanmalı ve denetim sağlanmalıdır)

Asgari Ücret; Asgari ücretin saptanmasında, yeni yaşam koşulları dikkate alınarak aile yaşamına yetecek düzeyde olmalı. Yoksulluk sınırı dikkate alınarak yeniden belirlenmeli.

Asgari ücret ve hesaplanma biçimleri katılımcılıkla çağdaş kriterlere göre yeniden oluşturulmalıdır.

Sosyal Güvenlik ve Yeni Çalışanlar; 1 Ocak 2008’de uygulamaya giren sözde Sosyal Güvenlik Yasası geri çekilmeli ve bu yasa yerine, 2008 yılı ve sonrası işe giren tüm öğretmenlerin 26/77 sayılı “emeklilik yasasına” dahil edilmesi için gerekli yasal çalışma yapılmalıdır.

1 Ocak 2011 de uygulanmaya giren 47/2010 sayılı Maaş-Barem sistemleri yürürlükten kaldırılmalı ve bu yasa tahtında istihdam edilen öğretmenler “Öğretmenler Yasasında” düzenlenen Maaş-Barem sistemine dahil olmalıdırlar.

Şubat 2012 tarihinden başlayarak yürürlüğe giren İhtiyat Sandığı değişiklik Yasasında, değişiklik yapılan madde sebebi ile kamuda aynı görevi yapan kişiler arasında eşitsizlik oluşmuştur. Bu gerekçe ile eşitliği sağlayıcı düzenlemeye gidilerek, kamuda çalışan tüm kesimler için eski prim uygulanmasına geçilmesi yönünde gerekli yasal çalışma yapılmalıdır. (5 – 5 oranı)

Hizmetlerin birleştirilmesi yasasında değişikliğe gidilerek, öğretmenlerin çalıştığı yasaya bakılmaksızın yaptığı hizmetlerin fiili hizmetten sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır. (Sosyal sigorta yatırımları olanlar, TC’de çalışanlar, DAÜ’de çalışanlar v.s)

Emeklilik fon yönetimleri yeniden katılım ilkesi ile oluşturulmalı ve siyasi kararlardan arındırılacak özerk yapıya kavuşturulmalıdır.

Analık ve işsizlik ödeneklerinden doğan prim borçlarının yatırım şartı aranmaksızın sağlanmalıdır.

H.P. Hesaplaması; Eşel-Mobil sistemine kalıcı yasal düzenleme yapılmalıdır. En az iki ayda bir olacak şekilde uygulanmalıdır.

Hayat Pahalılığı hesaplamasında kullanılan kriterler günümüz koşullarına uygun, gerçekçi duruma getirilmeli ve her yıl periyodik olarak güncellenmelidir.

Hayat Pahalılığı hesaplanırken, vergiler ve harçlara yapılan zamlar da dikkate alınmalıdır.

Hayat Pahalılığı hesaplamaları DPÖ ve yetkili sendikaların katılımıyla oluşturulacak bir kurulla yapılmalıdır.

Çalışma Yaşamı / İstihdam; Ülkemizde tüm işyerlerinde Toplu İş Sözleşmeli çalışma hayatına geçilmelidir.

Çalışma yaşamında fırsat eşitliğini yaratmak amacıyla sendikasız hiçbir kimsenin çalıştırılmaması yasallaştırılmalıdır.

Öğretmenlerde çift kadro uygulamasına son verilmelidir.

Üçlü kararname sisteminin daraltılarak müşavirlerin etkin ve verimli çalışmaları sağlanmalıdır.

Siyasi kamu görevlisi olmayan 17B,17Ave 18B sınıflarında bulunan yöneticilere de diğer hizmet sınıflarında olduğu gibi “B” ve “A” kademeleri yasal olarak düzenlenmelidir.

Askerliğe giriş yılı kamu hizmetine giriş yılı olarak ve fiili hizmetten sayılmalıdır.

Çalışma koşullarının ağırlaşması ve emeklilik yaşının yukarı çekilmesinden ötürü tüm öğretmenlere yıpranma hakkı verilmelidir. (1/5)Yeni göreve başlayan öğretmenlerin maaş, nakil zorlukları, lojman olmaması ve çift kadro atanmaları dikkate alınarak her öğretmene kira tahsisatı uygulaması yapılmalıdır. Kira/Yolluk tahsisatı uygulaması yaşam koşulları da dikkate alınarak artırılmalı ve her öğretmenin maaşına sabit bir tutar olarak yansıtılmalıdır.

Öğretmenlerin mesleki hastalıklarını tanımlayan bir tüzük hazırlanmalı ve öğretmenler yasasının 65. Maddesi uyarınca tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği tahsisat şeklinde ödenmelidir.

Hiçbir kimse güvencesiz çalıştırılmamalı, herkese iş, maaş, emeklilik ve örgütlenme hakkı verilmelidir.

İstihdam biçimi, planlamayı zorlayan ve herkese fırsat eşitliği sağlayacak biçimde düzenlenmelidir.

İşsiz öğretmen adaylarının olduğu branşlara TC vatandaşı öğretmenlerin istihdamı durdurulmalıdır.

Her ne ad altında olursa olsun (geçici, hizmet alımı vs) kimse iş güvencesinden yoksun, kadrosuz çalıştırılmamalıdır.

Teşkilat yasaları çağdaş hale getirilmeli var olan kadrolar eksiksiz tamamlanmalıdır.

Tüm bakanlık çalışanları öğretmenler yasasına dahil edilmelidir.

Ülkemizde taşeronlaşmanın önüne geçilmesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılması ve ihale sürecinde kontrol mekanizması ile denetlenmelidir.

Eğitim; Devlet okullarına öğrenci başına eşit oranda ve kriterlere bağlı olarak cari bütçe ayrılmalıdır. (Her okulun kendi bütçesi olmalıdır.)

Devlet okulları belirlenen alt yapı standartlarına göre geliştirilmelidir.

Okul ihtiyaçları ivedilikle ele alınmalı okullardaki öğrenci sayılarını dengeleyecek yasalar yapılmalıdır.

Bütçeden eğitime ayrılan pay devlet okullarına gitmeli, sosyal devlet anlayışına göre tüm öğrencilerin eğitim, sağlık, ulaşım ve beslenme hizmetleri parasız olarak sağlanmalıdır.

Eğitim bilimsel, demokratik ve çağdaş hale getirilmelidir. Mahkemenin aldığı karar gereği ilahiyat türü okullar kapatılmalıdır.

Eğitim müfredatları bilimsel, demokratik, laik ve herkese fırsat eşitliği tanıyacak şekilde düzenlenmeli seçmeci/elemeci tüm sınav sistemleri kaldırılmalıdır.

Öğretmenler Yasasında yer alan Teknik Kurul / Yüksek Danışma Kurulu var olan sorunları çözecek şekilde çalışması, toplanması sağlanmalıdır. Burada alınan kararların hayata geçmesinde Maliye Bakanlığı ve Hükümet sorumluluk üstlenmelidir.

Hizmet içi eğitimlerin nitelikli bir şekilde sürekliliği sağlanmalı ve bölgelerdeki öğretmenlerin faydalanacağı şekilde düzenlenmelidir.

Demokratikleşme, Sivilleşme ve Çevre; Anayasa demokratikleştirilmelidir. Geçici 10. Madde Anayasa’dan çıkarılmalıdır.

GKK, İtfaiye, Polis ve Sivil Savunma Teşkilatı sivil yönetime bağlanmalıdır. Merkez Bankası başına bir Kıbrıslı Türk görevlendirilmelidir.

Yüksek Koordinasyon Kurulu dağıtılmalıdır.

Ülkeye kimlikle girişler kaldırılmalıdır. Kıbrıslı Türklerin asimile ve yok olmayacağı bir nüfus politikası izlenmelidir.

Her türlü kayıt dışılık kayıt altına alınmalıdır. (Ekonomi, nüfus, sermaye, rant)

Çevrenin yok edilmesi, kirletilmesi doğal güzelliklerin ve arkeolojik sit alanlarının sermayeye kiralanması derhal durdurulmalıdır.

Kıbrıs’ta barışın sağlanması için toplumlar arası görüşmeler derhal federal bir çözümle sonuçlandırılmalıdır.”
Editör: TE Bilisim