Başbakan Hüseyin Özgürgün, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş ve Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Kabulde, Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Fikri Toros da hazır bulundu.

Başbakan Özgürgün, kabulde yaptığı açıklamada, İZTO heyetini KKTC’de ve Başbakanlık’ta ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Özgürgün, İZTO’nun KTTO ile kurduğu ilişki ve bunun geliştirilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, Kıbrıs sorunun çözülebilmesinin temelinde belki de ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin yattığını belirtti.

Kıbrıs’ın bölünmüş olmasının ekonomik anlamda büyük kayıp olduğunu herkesin kabul ettiğini kaydeden Başbakan Özgürgün, “Anlaşma sağlanmış bir Kıbrıs’ın 5-10 kat daha büyük bir ekonomiye ve bir potansiyele sahip olabileceği gün gibi ortada. Ama, 1950’lerde başlamış olan Kıbrıs sorunu maalesef hala daha o günkü bakışla bu noktalara gelmiş ve devam ediyor” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının, bir anlaşma olabilmesi için her şeyi denediğini dile getiren Özgürgün, son olarak Annan Planı’na yüzde 65 evet iradesi gösterdiğini ve bu iradenin de kabul görmediğini, bunun hemen ardından Rum tarafının Avrupa Birliği’ne (AB) kabul edildiğini, bunun yabancıların yaptığı çok yanlış bir hata olduğunu anlattı.

Başbakan Özgürgün, “Eğer o gün anlaşma şartı konsa, yani o referandumdan sonra ‘evet’ ve ‘hayır’ın bir manası olmuş olsa belki bugün bir anlaşmaya çoktan varmış olacaktık” dedi.

Özgürgün, Kıbrıs Türkü’nün yüzde 65 “evet”inin ardından en azından ticaretin önündeki engeller kaldırılmış, Mağusa Limanı yeniden açılmış olsaydı belki de Rum tarafının anlaşma motivasyonu olacağını kaydederek, sportif ve kültürel engellerin de kaldırılmadığını, Rum tarafının engellemelerinin devam ettiğini söyledi.

Siyasetçilerin masada oturup anlaşabileceğini ama ekonomik gelişmenin durmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“İzole ettiğiniz Kıbrıs Türk tarafı her şeye rağmen ilerliyor, her şeye rağmen ticareti, turizmi, eğitimi, üniversiteleriyle durmuyor, durduramıyorsunuz. Bunun önünü açarak, belki de bir anlaşmanın da önünü açabileceğini Kıbrıs Rum tarafındaki hem siyasetçiler hem de bence sağ duyulu insanlar da görebiliyor. Ancak 1950’lerde gelen Kıbrıs’ın bir Yunan adası olduğu iddiası bugün ortadan kalkmamış, biz bunu görüyoruz. O iddia ortadan kalkmış olsa ve Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafı iki eşit taraf olarak bir anlaşmaya imza atacak dense inanın yarın çözüm olur. Kıbrıs Türk tarafının eşitlikten başka talebi yok çünkü. Ve bu ekonomiye müthiş ivme verir.”

Anlaşma sağlanmış bir Kıbrıs’ın ekonomik olarak çok büyük potansiyeli olabileceğini uluslar arası araştırmaların ortaya koyduğunu söyleyen Özgürgün, Türkiye’den Ada’ya gelen su ve bulunan gazın taşınabileceği düşünüldüğünde, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının eşitlik temelinde bir çözüm ve net iradesine “tamam” demesi halinde Kıbrıs’ta anlaşmanın hemen yapılabileceğinin de net olduğunu ifade etti.

Özgürgün, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin anlaşma için her türlü olumlu mesajı verdiğini, Hükümet olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı desteklediklerini kaydetti.

DEMİRTAŞ

İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş da, “Kıbrıs”a her yıl gelmeyi gelenek haline getirdiklerini ifade ederek, 79 kişilik bir heyetle geldiklerini, aralarında “Kıbrıs” ile ticaret yapan üyeler de bulunduğunu söyledi.

Kıbrıs sorununun hala çözülememesinin kendilerini de üzdüğünü, bu konuda nasıl katkı yapabilecekleri konusunda kafa yorduklarını ifade eden Demirtaş, KTTO Başkanı Toros ile her konuda anlaştıklarını Kuzey Kıbrıs’taki iş alemine hem moral vermek ve hem de nasıl ticaret yapmayı görüşeceklerini kaydetti.

Kıbrıs sorununun çözülmesinin siyasetçilerin inisiyatifiyle olacağını, ancak Yunanistan örneğinde de gördükleri gibi siyasetçilerin çözümünün uzadığını belirten Demirtaş, olaylar ekonomik olarak çözülmeye başlandığı zaman siyasi anlaşmazlıklarının daha geri planda kaldığını söyledi. Demirtaş, “O nedenle biz ekonomik ilişkileri geliştirmede bir misyon edindik” dedi.

Yunanistan’la 6 milyar doları bulan ticaret olduğunu ama hiç bir sorunun çözülmediğini dile getiren Demirtaş, “Ticari konuların öne geçmesi gerekiyor. Tabi, Rum tarafı ticari ilişki veya herhangi bir ilişkiyi tanıma olarak yorumladığı için sıkıntılar yaşıyoruz. Ama ekonomik zorluklar onları da belli konularda açılım içine sokacaktır diye düşünüyoruz. AB’nin, Yunanistan’ın durumu ortada, dünyanın durumu ortada. Ama Türkiye 78 milyon nüfusu ile güçlü bir ekonomiye sahip, AB’nin de bize ihtiyacı var” diye konuştu.

Ekonomik birlikteliklerle çözüme daha yakın olunacağını düşündüklerini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:

“İzole edilmiş, ambargo altındaki bir Tük toplumunun Güney’e ne faydası olur ki, hiçbir faydası olamaz. Artısına eksisine dönüp bakmaları gerekir. Bugün Ercan Havalimanı uluslararası trafiğe kapalı, ne elde ediyorlar. Mağusa Limanı kapalı, Türkiye limanları da kapalı, Türkiye hava sahaları da kapalı, bunun onlara (Rumlara) zararı var. Bakü-Ceyhan’dan faydalanamıyorlar. Petrol, doğalgaz bulundu, bulunsa ne olacak. Petrolü, doğalgazı olan ülkelerin hali ortada; Venezuella. Dolayısıyla petrole, gaza dayalı bir ekonominin yürütmesi mümkün değil.”

Kıbrıs’ın stratejik konumuna değinerek, Kıbrıs’ın Akdeniz’in en stratejik noktası olduğunu ve Akdeniz’in Singapur'u olabilecek bir yer olduğunu dile getiren Demirtaş, iki toplumun arasında hala paslı teller ve variller olduğunu, Ada'nın ortasına böyle bölünmüşlük varken gayrimenkulün para etmeyeceğini, yabancı yatırımcının gelmeyeceğini söyledi.
Editör: TE Bilisim