Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği tarafından dernek lokalinde düzenlenen törene, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanı Bekir Furkan Özdaban, 1. Piyade Alay Komutanı Hüseyin Siyer, Sivil Savunma Teşkilat Başkanı Fatih Yarımbaş ve dernek temsilcileri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, TMT Mücahitler Derneği Başkan Yardımcısı Celal Bayar, Tuğgeneral Kenan Çoygun’un biyografisini okudu.

ÖZTÜRK: “KAHRAMANLAR TARİH YAZAR, KİTAPLAR DA KAHRAMANLARI”

Anma törenine ilk konuşmayı yapan “Kod Adı Bozkurt” isimli kitabın yazarı Cüneyt Öztürk, kitabının hazırlık aşamalarını anlattı ve romanı hakkında sinevizyon eşliğinde bilgi verdi.

Öztürk, kitabı cumhuriyet sonrası da kahramanlar olduğunu hatırlatmak için yazdığını belirterek, “Kahramanlar tarih yazar, kitaplar da kahramanları” dedi.

Kıbrıs için yapılan fedakarlıkların unutulmaması gerektiğini vurgulayan Öztürk, Çoygun’un sadece bir kahraman olmadığını, saz çalan, türkü söyleyen, tiyatro kuran, vefalı ve fedakar bir kişi olduğunu ifade etti.

BORA: “GİZLİ BİR YER ALTI TEŞKİLATINI YERYÜZÜNDEN SAVAŞAN BİR ORDU HALİNE GETİRDİ”

TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, konuşmasına Ankara’da yaşanan terör olaylarını kınayarak başladı ve “Türk ulusunun başı sağolsun” dedi.

Bora, TMT’nin ikinci bayraktarı Bozkurt Kemal Coşkun kod ismi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli Generali Kenan Çoygun’un Kıbrıs’ta en uzun süre görev yapan kişi olduğunu belirterek, şehitleri minnet ve şükranla andı.

Çoygun’un 1962 yılında en kritik ve zor dönemde üstlendiği kutsal görevi, TMT’nin önderliğinde Mücahitleri ile birlikte başarıyla tamamladığını ve 1967’de Ada’dan ayrılırken asla gözünün geride kalmadığını ifade eden Bora, Çoygun’u diğer komutanlardan ayıranın gizli bir yeraltı teşkilatını yeryüzünde savaşan bir ordu haline getirmesi olduğunu vurguladı.

Bora, mücadele yıllarıyla ilgili ayrıntılı bilgi vererek, o zor yıllarda yaşananları hatırlamanın ve hatırlatmanın da herkesin görevi olması gerektiğini söyledi. Bora, “Yaşanmış olayları bir kere daha çoluk çocuğa, gençlere ve bilmek istemeyenlere anlat ki, ‘bilmiyorduk, bunları bize kimse anlatmadı’ deyip bizleri suçlamasınlar” ifadelerini kullandı.

“KIBRIS MESELESİ, TÜRKLÜĞÜN ONUR VE ŞEREF MESELESİ OLMUŞTUR”

Bora konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Rum tarafı yıllardır masada hep aynı taktiği uygulayarak dünya kamuoyunu yanıltmada başarılı olmuştur. Diğer yandan Türk tarafı, Kıbrıs’ın gerçeklerini anlatmada hiçbir zaman öne çıkmamıştır. Bu yüzden Türk tarafının haklılığı geri planda kalmıştır. Ancak 20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin meşru müdahalesi dünya kamuoyunca haklı görülmüş ve bunun bir sonucu olarak 1975’de Nüfus Mübadelesi Antlaşması, iki bölgeliliği teyit eden 1977 ve 1979 Denktaş - Makarios ve Denktaş –Kiprianu Doruk Antlaşmaları imzalanmıştır. Ayrıca Kıbrıs’ta iki ayrı otonom idarenin varlığı ve bundan böyle geriye dönülemeyeceğine dair prensip anlaşmasına varılmıştır.

Rum tarafı sanki burada ortaya konan gerçekler hiç yaşanmamış gibi bir tavır izlemektedir. Kıbrıs meselesinin Türk Ordusu’nun Kıbrıs’ın kuzeyini işgalden ibaret olduğunu söylemekte, ancak Türkiye’nin müdahalesi ile ilgili Yunanistan temyiz mahkemesinin 21Mart 1979’da aldığı 2658/79 sayılı kararı ile yasal olduğunu kabul etmiş ve darbeyi yapan Yunan Subaylarını suçlamıştır.”

Yılmaz Bora, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la başlayan Talat’la devam edip Eroğlu ile son bulan görüşmelerdeki Rum zihniyetini anlamayarak onlarla yaşayabilir bir çözüme çok yakın olunduğunu söyleyen yeni görüşmeci Akıncı’nın açıklamalarının gerçekleri yansıtmadığını iddia etti.

Yıllar boyunca Rumların Kıbrıslı Türklere bakış açısına ve yaptıklarına örnekler veren Bora, müzakere sürecinde “Barış” başlığıyla gerçekleştirilen etkinlikleri eleştirdi ve bunların şu an barış olmadığı mesajını verdiğini söyledi.

TMT Mücahitler Derneği Başkanı Bora, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ve Başbakan Ömer Kalyoncu’ya eleştiriler yönelterek, “Sık sık Atatürk’ün barış formülünü tekrarlasalar ve Rum yöneticilere Ecevit’e teşekkür borçlu olduklarını hatırlasalar KKTC’nin tanınma yolu açılacaktır” dedi.

ÇOYGUN: “UNUTULMADIĞININ GÖSTERGESİ”

Kenan Çoygun’un ailesi adına konuşan torunu Cemal Çoygun ise bugün düzenlenen törenin bazı şeylerin unutulmadığının göstergesi olduğunu belirterek, Kenan Çoygun’un Kıbrıs Türk halkını her zaman çok sevdiğini ve sevildiğini söyledi.

Çoygun’un her zaman yaşama istediği yerden bakma fırsatı bulduğunu kaydeden Çoygun, dedesi Kenan Çoygun’dan dinlediği mücadele yıllarıyla ilgili anılarını anlattı.

Çoygun, halk arasında kullanılan 1. Bozkurt, 2. Bozkurt tabirinin de yanlış olduğunu belirterek, onların “bayraktar” kelimesiyle ifade edilmesi gerektiğini söyledi.

Tören sonunda, Kıbrıs Türkü’nün direnişine katkıda bulunan bir gruba madalya takdim edildi.

Editör: TE Bilisim