Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kıbrıslı Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, kayıpları bulmak için 8 yıldır sürdürdükleri projede kazılardaki başarı oranının görgü tanıklarının hayatını kaybetmesi ve coğrafi değişiklikler nedeniyle giderek azaldığını; daha önceki yıllarda yüzde 50’lerde başarıyla başlayan kazılarda kalıntıya ulaşma oranının son zamanlarda yüzde 12’lere düştüğünü söyledi.

Komitenin 8 yılda bin civarında yaptığı ve halen 9 ekiple sürdürdüğü kazılarda bugüne dek kayıtlı 2001 kayıptan yarısı bulundu ve bunlardan yaklaşık 600’ü kimliklendirilerek ailelerine teslim edildi.

Kıbrıslı Türk kayıplardan yüzde 26’sının, Rum kayıplardan da yüzde 31’inin kimlikleri saptandı.

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Lapta’da bir askeri bölgede kazı yapmak için izin almasının ardından, bölgenin telli ve mayınlı olması nedeniyle, komitenin girişimiyle Birleşmiş Milletler Mayın Eylem Servisi (UNMAS) ekibi tarafından tarama başlatıldı.

Kıbrıs Kayıp Şahıslar Komitesi, 2006 yılından beri sürdürdüğü projeyle, adada 1963-1964 ve 1974’te meydana gelen trajik olayların sonucunda listelenen şahısların gömü yerlerinden çıkarılması, kimliklerinin belirlenmesi ve iade edilmesi için çalışmalar yürütüyor.

KÜÇÜK: “ASKERİ BÖLGELERDEKİ 24. İZİN”

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kıbrıslı Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, TAK muhabirinin Lapta bölgesinde, Bakanlar Kurulu’nca 1982 ve 1987 yıllarında alınan kararla mayınlı bölge ilan edilen alanda BM ekiplerinin bugünlerde yaptığı çalışmanın ne olduğu konusundaki sorularını yanıtladı.

Askeri otoritelerle yaptıkları işbirliği neticesinde, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne askeri bölgelerdeki 24. kazı izninin, Lapta Balıkçı Barınağı civarında verildiğini belirten Küçük, 2 kişilik BM mayın arındırma ekibinin bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Küçük, askeri bölge olan bu bölgede büyük bir gömü yeri olduğuna dair ihbarlar aldıklarını, kazı yapabilmek için de askeri makamlardan izin istediklerini anlatarak askeri makamların çok kısa sürede kazı izni verdiğini, ancak güvenliğe verdikleri önemle, BM’ye bağlı UNMAS’tan bölgede tarama istediklerini, hafta başından itibaren bu taramaların yapıldığını ifade etti. Küçük, şu ana dek mayına rastlanmadığını bildirdi.

8 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ ALAN

8 futbol sahası büyüklüğündeki bir arazinin söz konusu olduğunu belirten Gülden Plümer Küçük, uzun zamandır toplu gömü yeri olduğu bilinen bu alanda yapılacak kazıyla bazı Kıbrıslı Rum kayıpların kalıntılarına ulaşılmasını beklediklerini vurguladı.

Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üyesi Küçük, mayın tarama çalışmalarının birkaç gün içinde tamamlanacağını, eğer mayın bulunmazsa, verilecek raporun ardından komitenin önümüzdeki günlerde Lapta’daki bu arazide kazılara başlamayı planladığını söyledi.

Küçük, komitenin diğer çalışmaları ve kazılarla ilgili soruları da yanıtladı.

“BAŞARI ORANI YÜZDE 50’DEN YÜZDE 12’YE DÜŞTÜ”

Kayıpların bulunması için yapılan kazılarda başarı oranında büyük bir düşüş yaşandığını, çünkü hem olayların yaşandığı günlere dair göz şahitlerinin aradan geçen 40-50 yılda hayatlarını kaybettiklerini, hem de gömü yerlerinde değişiklikler yaşandığını söyleyen Küçük, özetle şöyle konuştu:

“Komitenin başarısı, her iki taraftaki göz şahitlerinden gelen bilgilere dayanır. Bizim araştırmacılarımızın araştırmaları, köylere gidip insanları ikna edip konuşturmaları da bilgi kaynağımızdır. Ayrıca haritalara, bölgelere bakılarak bilgilerin doğruluğuna göre, öncelik sırasıyla kazılar yapılır. Komite, 8 yıldır bu kazıları sürdürüyor. İlk etapta hem büyük hem de başarı oranı yüksek yerleri seçerek kazıları başlattık. Yüzde 50’ye yakın başarı oranıyla başladık. Tabi ki yıllar içinde bu oran düştü ve şu anda kazılarda başarı oranı yüzde 12 civarındadır. Üzerinden 50 yıl geçti, birçok göz şahidi öldü. İkinci gözler, bilgileri netleştirmekte zorlanıyor.

Ayrıca yeryüzü şekillerinin değişmesi de işimizi zorlaştırıyor. Örneğin ‘ağacın dibi’ deniyor ama orada ağaç kalmamış, bina yapılmış, yol geçmiş… İşimiz giderek zorlaşıyor.”

BUGÜNE DEK BİNE YAKIN KAZI YAPILDI, 200 YER DAHA VAR

Gülden Plümer Küçük, komitenin bugüne dek ada genelinde bine yakın gömü yeri kazdığını, daha da kazılacak 200 civarı yer bulunduğunu açıkladı.

8 YILDA YARISI BULUNDU

İki toplumlu 9 kazı ekibinin her gün kazıları sürdürdüğünü ifade eden Küçük, aranan 2001 kişiden bininin kalıntılarına ulaşıldığını, bunlardan 600’ünün kimliklendirilerek ailelere teslim edildiğini, bin kişinin ise aranmaya devam edildiğini açıkladı. Şu anda ara bölgedeki Antropoloji Laboratuvarı’nda kimliklendirilmeyi bekleyen 150 kadar kalıntı bulunduğunu ifade eden Gülden Plümer Küçük, 2014 yılında 60 kadar kaybın kalıntılarına ulaşıldığını; bu rakamın da projenin ilk yıllarında yılda 150-180 civarında olduğunu anlattı.

Küçük, “Buna rağmen çalışma hızımız ve laboratuvarımız, uluslararası standartlar içindedir. Her proje kendi içindeki zorluklar ve karşılaştığı problemlerle değerlendirilmeli” diye konuştu.

Küçük, komitenin kazı ekiplerinin KKTC’de halen “Çatalköy, Balıkesir, Ağırdağ, Cihangir, Akdoğan, Düzova ve Korkuteli”nde; Güney Kıbrıs’ta ise Larnaka’ya bağlı Pervolya ve Baf’a bağlı Armou’da kazılarını sürdürdüğünü açıkladı.

“KOMİTE BİR İLK”

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin dünyada sorunlu bir ülkede, anlaşma olmadan faaliyete geçen ve kayıplar konusunu sonlandırmaya çalışan bir komite olması açısından bir ilk özelliği taşıdığını dile getiren Gülden Plümer Küçük, komiteye ait Antropoloji Laboratuvarı’nda kimliklendirme koordinatörü ve veri tabanı uzmanı 2 yabancı dışında tüm çalışanların Kıbrıslı Türk ve Rum genç bilim insanları olduğunu anlattı.

DNA UYUMLAŞTIRMALARI VIRGINIA’DAKİ BİR LABORATUVARDA

Küçük, kazılarda bulunan kemik örneklerinin DNA uyumlaştırılması için çıktıkları ihaleyle son bir aydır ABD’nin Virginia eyaletindeki “Bode” adlı bir laboratuvarla çalışmaya başladıklarını, halihazırda ilk grup örneklerin gönderildiğini ve ilk verilerin de geldiğini belirtti. Çalıştıkları laboratuvarların şartname gereği tecrübeli yerler olduğunu kaydeden Gülden Plümer Küçük, iki yıl boyunca bu laboratuvarla çalışacaklarını söyledi.

Gülden Plümer Küçük, Virginia’daki laboratuvarda kemik numunelerinden elde edilen DNA’ların komiteye gönderildiğini ve kimliklendirmenin komite tarafından yapıldığını belirtti.

YUNANLI KAYIPLAR KONUSU

Komite’deki Rum üyenin Yunanlı kayıplarla ilgili bilgi vermek için Yunanistan’a gitmesi konusundaki soru üzerine Küçük, komitenin listesinde Yunanlı kayıpların da yer aldığını ifade ederek, tümü de asker olan bu kişilerin birinin Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından Beşparmaklar’da bulunduğunu bildirdi.

Küçük, askeri bölgelerde kazı izni almak için yapılacak başvurularda komitenin üç üyesinin uzlaşısıyla karar alındığını belirterek, izin başvurularının en çok kaybın olduğu düşünülen yerlere öncelik verilerek yapıldığını, Lapta’daki bölgenin de bu kapsamda değerlendirildiğini anlattı.

Gülden Plümer Küçük, bir soru üzerine, geçmişte Yunan alayının yer aldığı ara bölgedeki Eldyk bölgesinde kazı için üyeler karar almadığı için henüz başvuruda bulunulmadığını bildirdi.

Küçük, komite üyeleri arasında iyi bir işbirliği bulunduğunu, zaten aksi halde projenin yürütülmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

AB’DEN BUGÜNE DEK 15 MİLYON EURO

AB’nin son 8 yılda 15 milyon Euro maddi katkıda bulunduğu Kayıp Şahıslar Komitesi’nin 2015 bütçesinin bu yılkiyle aynı öngörüldüğünü ve 2,5 milyon Euro civarında olduğunu belirten Küçük, AB yardımının KKTC otoritelerinin onayıyla, Kıbrıslı Türkler için ayrılan 259 milyon Euro’luk paydan verildiğini anlattı. Geçen yıl Avrupa Parlamentosu’ndan 900 bin Euro ek katkı geldiğini, ancak iki toplumlu komite sayısının artmasından dolayı bu yıl aynı taleplerine olumlu yanıt verilip verilmeyeceğini bilemediklerini kaydeden Gülden Plümer Küçük, ayrıca komiteye bugüne dek Türkiye, KKTC, ABD, İngiltere, İsviçre, Slovakya, Avustralya, İspanya, Belçika, İrlanda, Almanya, Hollanda, Kuveyt, Yunanistan, Güney Kıbrıs’tan bağışlar yapıldığını ve yıllık 3,5 milyon Euro’luk bütçe hedeflediklerini söyledi.

“AİLELER ÇOK HAKLI… ÖNCELİĞİMİZ BİLİMSEL VE TAM SONUÇ ALMAK”

Küçük, 50 yıldır bekleyen kayıp aileleri bulunduğunu ve yakınmalarının çok haklı olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu proje 8 yıl önce başladı.

Bizim önceliğimiz bilimsel ve tam sonuç almaktır. Bilimden ve bir takım prensiplerden ödün veremeyiz. Bir de tabi ki kapasitemiz vardır. 9 ekip her gün çalışır. Bazı kazılar bir buçuk yıl sürer. Bazı çok karışık gömü yerlerinden çıkan kemiklerin analizi 3-5 ay gider, DNA’yla kimliklendirilmesi bazen bir yıl sürer. Yani bu proses, maalesef bilimsel nedenlerden dolayı yavaş ilerleyen bir süreçtir” diye konuştu.

Ailelerde sabır kalmadığını ama biraz daha sabırla beklemelerini dilemekten başka ellerinden bir şey gelmediğini ifade eden Gülden Plümer Küçük, gömü yerleriyle ilgili bilgisi olanların komiteyle bu bilgileri paylaşması çağrısını yineledi.

“BİN KAYBI BULMAMIZ BAŞARI AMA HERKESİ BULMAMIZ MÜMKÜN OLAMAYACAK”

Küçük, “Bugüne dek bin kişiyi bulmamız önemli bir başarıdır ancak çok üzülsem de yine söylemem lazım, herkesi bulmamız mümkün olmayacaktır. Çünkü olası gömü yerlerine yapılan inşaatlar, ölen göz şahitleri gibi etkenlerle bazı kalıntıları kaybedeceğimiz açıktır. Ama komitenin prensibi, herkesi bulmaktır ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.

“PROJE BİLİME DE ÇOK BÜYÜK KATKI YAPIYOR”

Daha çok araştırma hedeflediklerini ve buna yöneldiklerini kaydeden Gülden Plümer Küçük, 8 yıldır süren kayıp kazıları projesinin artık bilime de çok büyük katkısı olduğunu; örneğin Iraklı antropolog ve arkeologlara gönüllü eğitim verildiğini, birçok bulgunun bilimsel makalelerle uluslararası dergilerde yayımlandığını, komite çalışanlarının konferanslara katılıp sunumlar yaptığını da sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim