“İki Toplumlu Barış İnisiyatifi - Birleşik Kıbrıs” Denya Camisi'nin kundaklanmasını protesto etmek amacıyla Dayanışma Evi (Home for Cooperation) önünde toplanıp basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasının Türkçesini KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, Rumcasını Takis Hadjıdemetriou ve İngilizcesini de Anthoula Papadopoulos okudu.

Açıklamada, “Bizler, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk örgütler, sendikalar, kültürel, profesyonel ve politik birlikler olarak Denya köyündeki tarihi camiye yapılan suç saldırısını kınamak için sesimizi birleştiriyoruz” denildi.
Yetkililere, sorumlu kişilerin adalete teslim edilmesi için ne gerekiyorsa yapmaları ve gerekli cezayı alacaklarından emin olmaları için çağrıda bulunulan açıklamada, bu tarz eylemlerin, sadece dini abidelere yapılan eylemler değil, iki toplumdaki ortamı ‘zehirleyerek’ günümüzdeki toplumlar arası görüşmelere zarar vermek amacıyla yapıldığı için Kıbrıs halkına ve barışçıl ortak geleceğe karşı yapılmış bir saldırı olduğu belirtildi.

Bu saldırının Denya Camiisi’ne son yıllarda yapılan üçüncü saldırı olmasının, bu eylemlerin çok iyi organize edildiklerini apaçık ortaya koyduğu ve tekrarlanmasına izin verilmemesi gerektiği ifade edilen açıklamada, ülkenin, geçmişte düşmanlık ve nefreti körüklemek isteyen bu gibi fanatik unsurların benzer provokasyonları nedeniyle zarar gördüğü kaydedildi.

Açıklamada, “İki toplum arasında olayları kızıştırmak için bombalar yerleştiriliyor veya evler, camiler, anıtlar ve gazeteler yakılıyordu. Bunların sonucunda, masum insanlar katliamların ve ölümlerin kurbanı olmuşlar ve birçok insanımız da ülkeyi terk etmeye zorlanmıştır. Daha da kötüsü, iki tarafta gerçekleşen bu şiddet ve nefret eylemleri, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin ilişkilerini sarsıntıya uğratmıştır” denildi.

Bu fanatik eylemleri gerçekleştirenlerin bariz amacının, iki toplumu sonsuza dek ayırmak ve birbirlerine tahammül edemeyeceklerini ‘kanıtlamaktır’ olduğu söylendi.

Yine iki toplumdaki aynı güçlerin, mevcut görüşme sürecini ve uzlaşma için yapılan girişimleri baltalamak için çalışmaya başladığı ileri sürülen açıklamada, 16 Kasım 2015 tarihinde Kıbrıslı Türklere saldıran öğrencilerin de yine aynı ırkçı ve faşist algıyla bu girişimde bulunduğu belirtildi.

Kıbrıs tarihinde iki taraftaki statükodan beslenen fanatiklerin göz ardı edilemeyecek bir dayanışma gösterdiği ifade edilerek, son yıllarda kuzeydeki kiliselere yapılan yıkıcı eylemlerin de bunun bir sonucu olduğu belirtildi.

Bu gibi şiddet eylemlerinin her defasında, diğer tarafın fanatik ırkçı kesimleri tarafından, iki toplumun beraber yaşayamayacağı algısının yaratılması için kullanıldığı vurgulandı ve “İki toplumlu hareket olarak bu tip provokasyonlara birlikte karşı durarak, birleşmeye ve barışçıl bir biçimde bir arada var olmaya zemin hazırlamamız gerekmektedir” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi;

“Savaşta kayıplar vermiş, zarar görmüş ve göçmen olmak zorunda kalmış Kıbrıslılar olarak, ülkemizin yeniden birleşmesi umudunun bir kez daha bu gibi aşırı milliyetçi ve faşist gruplar ya da bireyler tarafından yok edilmesine göz yummayacağımızı ısrarla vurgulamak isteriz. Buna karşılık, Birleşik bir Kıbrıs’ta barış, dostluk, saygı ve hoşgörü değerlerini geliştirmek için, ortak çabalarımızı iki-toplumlu etkinlikler ve inisiyatifler aracılığıyla artıracağız” 
Editör: TE Bilisim