Dernek, konuyla ilgili açıklamasında, Kıbrıs görüşmelerinin 1968’den beri devam ettiğini ancak bugün dahi bu sorunun neden ve nereden kaynaklandığı üzerinde hiç durulmadığına işaret etti.

Açıklamada, “1968’den 1974’de kadar devam eden süreçte Kıbrıs Türk halkının Rum’un insanlık dışı baskı ve tehditlerine daha fazla dayanamayıp teslim olacağı varsayımı ile hareket edip hiçbir zaman çözüme yanaşmamıştır” denildi.

Crans Montana’da son yapılan görüşmelerde de Rumlar ile Yunanlıların, gerek Türkiye’nin, gerekse Kıbrıs Türk halkının asla kabul edemeyecekleri ‘sıfır asker, sıfır garanti’ yaygarasıyla gelip, ısrar etmelerinin ve eşitlikle ilgili konularda olumlu bir tavır içine girmemelerinden ötürü görüşmelerde sonuç alınamadığı kaydedildi.

Rum tarafının iki kez Kıbrıs Türk halkına soykırım uyguladığına işaret edilen açıklamada, “Eğer garantör Anavatanımız olmasaydı bugün Kıbrıs’ta tek bir Türk kalmayacaktı. Onun için Rumlar ile Yunanlılar ENOSİS’ e engel gördükleri Türk askerinin Ada’dan gitmesini ısrarla istemektedirler. Bugünkü şartlarda Rum zihniyetinin değişmeyip aynen devam etmesinden ötürü Kıbrıs’ta bir federasyonun kurulması asla mümkün değildir. Federasyon ancak birbirine saygılı, birbirine güvenen iki eşit egemen taraf arasında yapılabilir” denildi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMDEN BAŞKA BİR SEÇENEK OLAMAZ”

Kıbrıs’ta yaşanmış gerçekler ve tarafsız uzmanların ortaya koydukları görüşler çerçevesinde iki devletli çözümden başka bir seçeneğin mümkün olmadığı kaydedilen açıklama, şöyle devam etti:

“1964’de Ada’ya barış için gelen BM Barış Gücü barışı sağlayamadığı gibi Kıbrıs Türk halkına yönelik Rum saldırıları önleyememiştir. Kıbrıs’ın tümüne gerçek barış, huzur ve güven 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile gelmiş ve elan bu sayede devam etmektedir. Kıbrıs’ta BM parametreleri çerçevesinde çözüme ulaşılamayacağı gerçeği bir kez daha Crans Montana görüşmeleri ile teyit edilmiştir.

İtalyan Cumhurbaşkanı Napolitano’nun 2014 yılında Anavatanımız Cumhurbaşkanı Sn Abdullah Gül’ü ziyaretlerinde ‘Çözümün önündeki engelin Türk tarafı aleyhine BM ve AB’nin aldığı gayri yasal haksız ve yanlı kararlar ve uygulamalarla sağlanan desteği ve kazanımları arkasına alarak çözüm konusunda ayak süren Rum Yönetimidir’,ifadesi yukarıda belirtilen gerçekleri doğrulamaktadır.

Kıbrıs Türkleri ayrılıkçı değildir. Durduk yerde Cumhuriyet ilan edilmemiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti Enosis yüzünden yıkılmıştır ve bunun sorumlusu Rumlardır. Kıbrıs Türkleri, Cumhuriyetten silah zoru ile dışlandıkları için BM şartlarına da uygun olarak kendi bağımsız devletlerini ilan etmişlerdir.

Yıllardır Rum mezalimine karşı direndik, 50 yılı aşkın süredir ambargo ve izolasyonlara göğüs gerdik, baskılara dayandık ama teslim olmadık. Geleceğimizin tek güvencesi olan kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekası için, egemenliğimiz için, özgürlüğümüz için, geleceğe, çocuklarımıza ve torunlarımıza güvenli, onurlu ve gururlu bir vatan hediye etmek için her türlü mücadeleyi Anavatanımızın desteğinde haklılığımızdan aldığımız güçle sonsuza kadar sürdürme azim ve kararlılığındayız”

Editör: TE Bilisim