UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün,mevcut şartlarda bir anlaşma yapılırsa Kıbrıs’ta çatışma çıkacağını öne sürdü.

UBP’den yapılan açıklamaya göre, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bir tv programına katılarak, kurultayın ardından UBP’nin durumunu, müzakereleri, hükümet ortağıyla yaşadıklarını ve su konusunu değerlendirdi.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, partide çalkantı yaşanmadığını ve daha da gençleştiğini söyledi; şu şekilde konuştu:

“Aslında görüldüğü gibi kurultay sonrası beklenen kopmalar ya da çalkantılar veya Genel Başkan şöyle yapacak böyle yapacak diye genel beklentilerin dışında partide bir huzur var. Gelinen noktada biz rutin günlük meselelere odaklanmış durumdayız. Tabi ki hükümetle parti ilişkileri benim genel başkan olarak hükümet dışında olmam dolayısıyla o koordinede biraz zorluk var. O koordinasyonu yaparken karşılaştığım zorluklar oluyor. Bu kadar yıllık deneyimlerimizden zorluk olacağını biliyorduk. Onun dışında partinin yeni tüzüğü acele geçmiş bir tüzüktür, uygulama da çok hızlı hareket etmek zorundaydık, ama görüyorum ki tüzükle ilgili yaptığımız değişiklikler yerine oturuyor.

Bölgesel dengeler yanında partinin kurultayda oy verebilecek kurultayı etkileyecek gençler, kadınlar ve genel seçmen kitlesi içerisinde dağılımı çok dengeli oturttuk. Bugün Ulusal Birlik Partisi’nde Genel Başkan dahil bütün kurulların seçiminde söz sahibi olan 3’te 1’i 35 yaşının altında gençler var, 3’te 1 kadınlar var, dediğim gibi daha genel seçmen yapısı var bunların dışında kalan seçmenler.”

Hükümette olmanın zorluklarının olduğunu söyleyen Özgürgün, partisel çıkarları düşünmediklerini ve her zaman halkın yanında olduklarını kaydetti.

Özgürgün, tabiiki hükümet olmanın zorlukları olduğunu özellikle UBP gibi KKTC’yi kuran, KKTC'yle var olunacağını düşünen, devleti her zaman en önde tutan bir parti olarak hükümet işineçok ciddi sorumlulukla baktıklarını belirtti.

“Bu sorumlulukla karar verdik zaten yoksa sadece partisel çıkar olsaydı hükümete girmek Ulusal Birlik Partisi için çok da bir şey getirmezdi. Ama ülkesel çıkar ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin içinde bulunduğu sorunlarıyla değerlendirdiğinde Ulusal Birlik Parti’si elini taşın altına koyma gereğini hissetti” diyen Özgürgün, hatta belkide muhalefette kalarak daha güçlü bir pozisyonda durmak söz konusuyken bu sorumluluğu aldıklarını söyledi.

Halkın koalisyon hükümetinden beklentilerinin yüksel olduğunu söyleyen Özgürgün, UBP olarak partisel meseleleri geride bıraktıklarını, halkın yararına yapılması gereken işleri öne aldıklarını vurguladı.

“HÜKÜMETİN DEVAMI İSTENİYORSA MEKANİZMANIN DAHA İYİ ÇALIŞMASI GEREKİYOR”

Parti başkanları olarak hükümetin dışında kalmalarının koordinasyon sorunu yarattığını söyleyen Özgürgün, hükümetin devamı isteniyorsa mekanizmanın daha iyi çalışması gerektiğini belirtti.

Özgürgün, “Hükümet tarafından atanan olsa bile sonuçta oradaki temsilciler Başbakan ve Bakanın sorumluluğunda. Sorunları onların çözmesi gerekiyor aslında, bize gelmemesi lazım, ama çözülemeyince doğal olarak Genel Başkanlara yansıyor” dedi.

“39 MİLLETVEKİLİYLE VE NERDEYSE %75 TABANA SAHİP BİR HÜKÜMET HER ŞEYİ YAPABİLİR”

Öncelikle bu hükümetin, halkın siyasete olan güvenini sağlayabilecek bir hükümet olduğunu vurgulayan Özgürgün, “iki parti, partisel çıkarlardan önce ülke ve halk çıkarlarını düşünerek bu koalisyonu kurdu dedirtmek lazım. Ortağımızında bu anlamda fikir birliğinde olduğumuzu düşünüyorum, öyle olması lazım. 39 milletvekiliyle ve nerdeyse %75 tabana sahip bir hükümet halk yararına her şeyi yapabilir” şeklinde konuştu.

“SUYUN BU ŞEKLE GELMESİ BİLE BİZİM AYIBIMIZ”

Özgürgün, “Su diye bir meseleyi Türkiye çözmüş, yani 1,5 milyar lira yatırım yaparak suyu çözmüş. Bu ada kurak ama biz burada şanslıyız bir tek Türkiye böyle bir projeye girdi. Kaldı ki adanın güneyinde Rum komşularımız var, Türkiye’ye teşekkür edecek biri varsa bizden önce onlar olacak. 3 ay yağmur yağan diğer 9 ay yağmayan bir adada yaşıyoruz. Nüfusta artıyor, eğer bu yapılmasaydı ada gelecek nesiller yaşayamayacaktı” dedi.

Özgürgün, “Böyle bir şeyi heba etmek çok yazık olur. Belki 20 sene sonra ki nesiller geriye dönüp baktığında bize neydi yaptıkları diyerek gülebilirler, yani büyük bir olay” diye konuştu.

Ombudsman konusuna da değinen Hüseyin Özgürgün, Ombudsman Emine Dizdarlı’nın ciddi bir şekilde yanlış yaptığını savundu.

Zamanında özelleştirmenin her çeşidinin böyle olduğunu ifade eden Özgürgün, “bizde de bir ilk, aslında sıkıntılar olacağı belliydi. Doğru yapmak içinde tecrübe lazım, yapanlardan faydalanmak lazım bunun için en kolayı tabiî ki Türkiye. Ama bugün Dünya örnekleri de çok kolay ulaşılabilecek noktada çok rahat görülüyor neyin ne olduğu” dedi.

Özgürgün, “Bir Ombudsman raporuyla olay daha değişik başka bir boyut kazandı özelleştirme dışında. O da bir şeyler kattı. Sonra döndü herkes onu konuşmaya başladı, Ombudsman da zirveye çıktı sanki oda hep onu getirdi” dedi.

Özgürgün, “Meclis’te iki tane komite var, Ombudsman komitesi, Sayıştay komitesi bu iki kurumda meclis adına bulunur demektir. Meclis’te bir polis komitesi yoktur. Neden? Çünkü polis devletin geneli adına bulunur. Yargı komitesi, Savcı yoktur. Çünkü onların geneli anlamında gerektiğinde mecliside yargılayabilir. Ama Sayıştay ve Ombudsman seçilmiş kişiler adına denetim yapıyor ve onlar aracılığıyla meclisin bütünü adına denetim gerçekleştiriyor. Ondan Ombudsman ve Sayıştay var mecliste ve bunlar Meclis tarafından da seçiliyor. Yapılan raporu Meclis’e verip, Meclis’in takdirini beklemek gerekir” diye konuştu.

“Meclis’in yapması gerekirken Ombudsman öyle bir şey şekilde ortaya çıktı ki yargıladı, soruşturdu, bitirdi, kaptı. Ciddi bir şekilde yanlış oldu” diyen Özgürgün, orada bir yanlış varsa mutlaka Meclis’te konuşulup çıkacak olan sonuçta da gereğini yapacaklarını belirtti.

KIBRIS SORUNU

Kıbrıs sorunu çerçevesinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve heyetinin çok pasif kaldıklarını ileri süren Özgürgün, bu şartlarda yapılan bir anlaşmanın Kıbrıs’ta çatışma çıkartacağını söyledi.

Özgürgün, “Güney’in yaptığı bütün açıklamaları dikkatle izliyoruz, bütün açıklamalar rencide edici yerleşmiş birleşmiş parametrelerine aykırı bütün açıklamalar Kıbrıs halkını azınlık görüyor. Kamuoyuna yansıyanlar için söylüyorum. Cumhurbaşkanı ve heyeti de, Sayın Anastasiadisin yaptığına Sayın Cumhurbaşkanı oradan yapılan başka açıklamalara da bizdeki makamlar cevap vermelidir” dedi.

“Akıncı’nın yerine ben cevap veriyorum yine verdim, yine vereceğim. Yanlış olan budur” diyen Özgürgün, “Birleşmiş Milletler parametresine aykırı bir şeyi çok rahat bir şekilde söyleyebilen Güney’e bizim verebilecek hiç mi cevabımız yok? diye sordu.

Böyle şartlarda bir anlaşma yapılırsa Kıbrıs’ta çatışma çıkacağını iddia eden Özgürgün, bu çatışmanın sorumlusunun da anlaşmayı yapanlar olacağını belirtti.Özgürgün açıklamalarına şöyle devam etti:

“22 tane başlık yapacaksın bütün Kuzey Kıbrıs’taki toprakları tartışmaya açacaksın üzerine ev olsun yada olmasın arazileri hepsini kategorileştireceksin sonra dönüp çözümün ertesi günü Kuzey Kıbrıs’ta ekonomi nasıl olacak diyeceksin. Bunun cevabını Sayın Akıncı verecek. Nasıl olacak ? Hiç yaprak kımıldamayarak aylar yıllar geçecek ve Kuzey Kıbrıs çökecek. Bunu Sayın Akıncı göremiyor bunu kendisine Meclis’te sordum ..Örneğin, birisi diyecek ki x bir vatandaş evimi kiraya vermek istiyorum öbürü diyecek ki dur bir dakika mülkiyet kuruldu ben bunu kiralarsam yarın kiraya veririm sen bunu aldın bu mal nedir Türk malı mıdır? Rum malı mıdır? .. Ne kiralayabileceksin ne ekip biçebileceksin.. Yani hangi malı 22 tane kategoriye ayırdın. Bu işin doğrusu global takastır. Tazminat ve çok sınırlı iade. Bunu yapmadığınız takdirde yarın Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir ekonomik gelişmeden bahsedemezsiniz. Türkiye’nin 65-70 bin öğrencisi burada, otelleregelip konaklayanlar belli otel yatırımı var burada peki anlaşmanın ertesi günü bu ne olacak? Öğrencilerin içeri girmesi için vize gerekecek mi gerekmeyecek mi? Yunanistan gelip istediği gibi dolaşacak Avrupa birliği üyesi olduğu için. Peki Türkiye ne olacak? Ekonomin %80’inin turizme-eğitime bağlı olduğu bir ülkeden bahsediyoruz.”

“TÜRKİYE ELİNİ ÇEKERSE GİDİŞAT KÖTÜ OLUR”

Türkiye’nin Kıbrıs Politikasına da değinen Özgürgün, Türkiye bizden elini çekerse gidişatın daha kötüye gideceğini söyledi.

Şu anki koşullarlabir referandumun tamam olduğunu düşünmediğini belirten Özgürgün, “birçok sıkıntı var bunlar aşılmadan elinizde flu bir metinle gitmenin çok sorunlar yaratacağını daha büyük sıkıntılar açacağını düşünüyorum” dedi.

Özgürgün, “Biz Ulusal Birlik Partisi olarak gerek Kıbrıs konusu gerekse Anavatan Türkiye’yle ilişkiler, gerekse de ekonomik mali ve kamusal anlamda halkın yararına yapılması gerekenleri yapamayacağını gördüğümüz anda ya da Ulusal Birlik Partisi’nin artık doğrulara adım atamayacağını anladığımız anda gerekeni yaparız” dedi. 
Editör: TE Bilisim