Bu düzen ve bu rejim insanlarımızı tutsak etmeye devam ediyor. En doğal insan haklarını talep ettikleri için insanlarımızı demir parmaklıklar arkasına gönderiyor. Elleri pislikten kurtulmayan, her türlü yasadışı işin içerisinde olan ve hiç çekinmeden kamuoyu önünde yasalarımıza göre suç işleyen insanlar sırf güçlü oldukları için serbestçe sokaklarda dolaşırken, Halil Karapaşaoğlu neredeyse tüm dünyadaki ülkelerin bir hak olarak tanıdığı vicdani ret hakkını kullanmak istediği için şu anda hapiste.

22 Ocak 2018 tarihinde ifade özgürlüğüne kara leke süren bu rejim, şimdi de düşünce ve vicdan özgürlüğüne kara bir leke sürmüştür. Tarihimize bir kez daha rejimin kirli yüzünü yazdırmıştır. Ne yazık ki hükümette olan partiler de bu yaşanılan utancı izlemekle yetinmişler ve asker ile Ankara’nın karşısında dik duramamışlardır. Nitekim Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın son yaptığı seçimlere yönelik yatırım değerindeki açıklamaları aslında Vicdani Ret Yasası’nın bir hükümet sorunu olma yolunda ilerlediğini göstermiştir. Oysa Halkın Partisi’nin vicdani ret konusunda seçim manifestosunda yazılanlar ve parti olarak bu konuda verdikleri söz ortadadır. Ancak Özersay’ın düne kadar bu sözün arkasında durması, bugün ise çıkıp “Bu yasanın bizler için önceliği” yok demesi, hem de bu açıklamayı Halil’in tutuklandığı gün yapması tam anlamı ile utanç verici bir durumdur.

Basın Emekçileri Sendikası olarak çözüm, barış ve insan hakları konusunda verilecek her türlü mücadelede taraf olduğumuzu, Halil Karapaşaoğlu’nun yanında olduğumuzu ve verilen kavganın kavgamız olduğunu belirtiriz.

Basın Emekçileri Sendikası

Yönetim Kurulu (a)

Ali Kişmir

Editör: TE Bilisim