Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, hidrokarbon meselesinin çatışma değil uzlaşı yolunda bir katalizör olması gerektiğini belirterek, “Rum yetkilileri suçlamaları ve taktik oyunlarını bırakıp bir an önce doğru yola gelemeye davet ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Osman Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı olarak başlattığı ve sürdürme kararı aldığı hidrokarbon arama faaliyetlerine Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği haklı tepkiyi bahane ederek yaptığı mesnetsiz ve yanıltıcı propagandanın devam etmekte olduğuna dikkat çekerek, “Bu kampanyayla Rum yetkililerin görüşmelerden kaçmalarının sorumluğunu Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’ye yüklemek istediği görülmektedir” ifadelerini kullandı.

Gerek, Rum lider Nikos Anastasiades’in Rum siyasi parti liderleri ile 5 Ocak günü yaptığı toplantı sonrasında söyledikleri, gerekse Sözcüsü Nikos Hristodulides’in açıklamalarının, Türk tarafını suçlu gösterme oyunlarının birer parçası olduğunu vurgulayan Ertuğ şöyle devam etti:
“Rum yetkililer peş peşe yaptıkları bu açıklamalarla, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, bir yandan haksız olan kendilerini haklı çıkarmaya çalışırken, diğer yandan da BM Barış Gücü’nün görev süresinin Ocak ayı sonunda yenilenmesi sürecini ve buna yönelik olarak Genel Sekreter’in Güvenlik Konseyi’ne sunacağı raporu etkilemeyi amaçlamaktadır.

Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki açıklamalara yanıt teşkil eden gerçekler Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanlığımızın ilgili açıklamalarında ortaya konulmuştur.

Ancak, Rum tarafının devam eden çarpıtma gayretleri karşısında bir kez daha bazı gerçekleri anımsatmakta fayda görüyoruz.

Kıbrıs Türk tarafı, hidrokarbon yatakları arama faaliyetleri konusunu yeni bir ayrışma ve çatışma konusu değil, uzlaşı için bir katalizör olarak değerlendirmektedir.

Bunun böyle olması için tek yanlı faaliyetlerde bulunmak yerine, birlikte hareket edilmesini öngören öneriler tarafımızdan sunulmuş ve süreç içinde geliştirilerek güncellenmiştir. Bu çabalarımız, konuyla ilgili iyi niyet ve esnekliğimizin bir sonucudur ve üçüncü taraflar da bu tutumumuzu takdirle karşılamaktadır.

En son aşamada ise BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Eide’nin görüşmeleri yeniden başlatmaya yönelik çalışmalarına fırsat vermek için yeni bir ‘Navtex’ yayınlamayı bir süre ertelemiştik.

Ancak Rum tarafı, ilgili tüm taraflarca alay edercesine, daha önce yeni üç bölgede yapacakları arama faaliyetleri için 6 Ocak’ta yayınlayacakları ‘Navtex’i’ 2 Ocak’ta yayınlamış ve çalışmaları başlatmıştır. Bu da net bir şekilde Rum tarafının Eide’nin çabalarını akamete uğratmaya yönelik bir tutum sergilediğinin açık göstergesidir.

Rum lider Anastasiades’in 5 Ocak’taki açıklaması ise devam ettirdikleri tek yanlı çabalarını bize dayatma, gasp ettikleri sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini bizim onaylamamızı sağlama amaçlı taktiksel bir çabadır.

Egemenliğin iki halktan neşet ettiği 11 Ocak 2014 Ortak Açıklaması’nda açık bir şekilde ortaya konulmuş, görüşme süreci bu bağlamda devam etmiştir. Hal böyleyken bizim Rum tarafının bu hamlesine boyun eğmemiz söz konusu değildir.

Rum tarafı ön koşulsuz masaya gelmelidir. Biz ise zaten masadayız. Onlar faaliyetlerini sürdürecekse sürdürsün, biz de sürdürelim, ama ön koşulsuz olarak masada buluşalım ve Kıbrıs meselesini bir an önce bir sonuca bağlayalım.

Bizim samimi dileğimiz, başta da ifade ettiğim gibi, hidrokarbon meselesinin bir çatışma değil uzlaşı yolunda bir katalizör olmasıdır.
Rum yetkilileri suçlamaları ve taktik oyunları bırakıp bir an önce doğru yola gelemeye davet ediyoruz.” 
Editör: TE Bilisim