Dayanışma’nın konuyla ilgili yazılı açıklamasında “Kıbrıs müzakerelerinin çökmesi yerel ve uluslararası egemenler ve elitler arasındaki çıkar ilişkilerinin uzlaşamayacak noktada düğümlenmesidir” denildi.

“Statükoyu yeniden ve yeniden üreten bütünlüklü-kapsamlı çözüm yanılgısından bir an önce vazgeçip şimdi, bugün, şu anda yapılabilecek eylemler ve atılabilecek adımlar üzerinde durmalı, toplumsallık, emek ve ekoloji odaklı gerçek bir barış mücadelesi inşa edilmelidir” denilen açıklamada, kent, ekoloji, emek, toplumsal cinsiyet eşitliği ve barış mücadelelerinin birbirini tamamladığı ifade edildi.

Açıklamada Kıbrıs sorununun varlığının, iç meselelere dair mücadele geliştirilemeyeceği anlamına gelmediği de kaydedildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Kendi iç meselelerimize dair mücadeleler vermek de Kıbrıs sorununu unutmak anlamına gelmiyor. Bu ülkede mücadeleler arası hiyerarşi kurulmasına karşıyız. Enternasyonalist bir zeminde Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde toplumsa sorunlara dair ortak mücadeleler geliştirebiliriz.”

“MÜZAKERELERİN ÇÖKMESİ, SAĞ ÖZNELERİN VE MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKÂR ODAKLARIN MANEVRA ALANINI GENİŞLETECEKTİR”

“Müzakerelerin çökmesi, akabinde siyasal alanda yeni sağ öznelerin ve milliyetçi muhafazakâr odakların manevra alanını genişletecektir” ifadelerine yer verilen açıklama şöyle devam etti:

“KKTC’nin bir dönüşüm yaşayacağı, hatta ikinci bir cumhuriyet dönemine doğru evirileceği belirtilerini gözlemlemekteyiz: Siyasal alanda yeni aktörlerin canlanması, milliyetçilik, muhafazakarlık ve Sünni İslamcılık doğrultusunda asimilasyon politikalarının yoğunlaştırılması, son kalan kamusal kurumların içinin oyulup özelleştirilmeye hazırlanması, kent ve ekoloji alanlarındaki talan ve dönüşüm. Tüm bu alanlara kaybedilmişlik üzerinden değil, yeniden kazanılabilirlik üzerinden yaklaşmalı; kaybedilen alanları yeniden kamusallaştırmak, var olanları ise sahiplenmek, eleştiri ve kamu odaklı dönüşümden de kaçınmamak gerekir. Yeni dönem sadece egemenlerin yeniden konumlanacağı veya kurumları-toplumu dizayn edeceği bir dönem değil, aynı zamanda toplumsal mücadelelerin de yeniden şekilleneceği bir dönem olmalıdır. Zaman enseyi karartma zamanı değildir.”

“HİÇBİR ŞEY BİTMEDİ”

“Hiçbir şey bitmedi. Sıfır noktasından yeni patikalar açarak yeniden başlama zamanıdır” denilen açıklamada, görüşmeler esnasında sık sık zikredilen “son gün”, “son şans” gibi söylemlerin ancak elitlerin dağarcığında yer alabilecek söylemler olduğu kaydedildi.

Editör: TE Bilisim