Bağımsızlık İttifakı yazılı açıklamasında, “1963 yılında hiçbir meşru dayanağı olmayan Kıbrıslı Rumların silahlı saldırılarına bugün AB ilkelerine bağlı olarak meşru hakları olacağını” öne sürdü.

Açıklamada, Kıbrıs konusunda yürütülen görüşmeler sonucunda referandumda kararı verecek olan halkın olduğu belirtilerek, Kıbrıs Türk Halkına masada “Hak” diye hiçbir şey bırakılmadığı kaydedildi.

Rum Lider Anastasiadis’in 13 maddeyi görüşme masasında KKTC’ye kabul ettirmesini “en büyük kazanım” olarak ilan ettiğini belirten ittifak, şunları kaydetti:

“Garantilerin kaldırılmasına yönelik uluslararası baskılara çanak tutacak kadar taviz kar tavır izleyen KKTC Heyeti dönüşümlü başkanlık ve yönetimde yetki gibi diğer konular üzerinde kesin anlaşmaya varılmadan toprak konusunun İsviçre’de görüşülmesini kabul etmekle görüşmecilik ehliyetini yitirmiş olduğunu önemle vurgularız. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm heyet üyelerine gereği için çağrı yaparız.

Masada izlenen strateji Kıbrıs Türk Halkının hak ve çıkarları ile görüşme sürecinde bugüne kadar izlenen stratejiye aykırı olup Kıbrıs Türk Halkının sosyal ve ekonomik yaşamına sekte vuracak olan bu siyasi hatadan dönülmesi için Cumhurbaşkanına acil çağrı yaparız.”

Bağımsızlık İttifakı, toprak konusunun ve diğer konuların İsviçre’de görüşülecek olmasını eleştirerek, “AB Dört özgürlük ilkelerinin uygulanacağı, Deregasyonların olmayacağı, BM Kriterlerinin dışına çıkıldığı, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti üzerindeki haklarımızın terk edildiği, Kıbrıs Türk Halkının siyasal ve hukuksal düzeyde kazanımlarını uluslararası güvence altına alan AİHM ve UAD ile ABD Mahkemelerinin kararlarına rağmen bu haklardan vazgeçildiği bir görüşme süreci sonunda yapılacak bir anlaşma Kıbrıs Türk Halkına Barış değil, yeni çatışma ve saldırı kapılarını açacak” iddiasında bulundu.

Editör: TE Bilisim