Merkezi Direktörü Hüseyin Balkaya, Avrupa Birliği Erasmus+ programı
çerçevesinde desteklenen “ Live and Let Bee – Arıları Yaşatalım” projesinin
yürütücüsü Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin daveti üzerine
Makedonya’da ki geleneksel ve organik arıcılık konusunda incelemelerde bulundu.
Bu proje çerçevesinde, projenin diğer ortakları olan İngiltere’den Doğal Arıcılık Vakfı (
Natural Beekeeping Trust), Hollanda’dan Akıllı Arıcılık Vakfı ( Smart Beeing
Foundation) ve Makedonya’dan Aronija Organik Ürün Üreticileri Birliği üyeleri ile
ülkelerinin arıcılığı hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Makedonya’da 6 km’lik
yaya bir yolculuktan sonra kaya içinde yapılan arıcılık alanı ziyaret edilerek
incelemelerde bulunan heyet, kayalıklarda üretilen balları test etti. Hüseyin Balkaya,
Girne Amerikan Üniversitesi Arıcılık Araştırma ve Uygulama Merkezi çalışmaları
hakkında Makedonya’da ki arıcılara yaptığı kısa bir sunumun ardından, Türkiye,
KKTC ve Makedonya arıcılığı izlenimlerini ve arı hastalıkları ile ilgili bilgileri
paylaşarak, Makedonya yerel ve ulusal basınına röportaj verdi. Hüseyin Balkaya: “ Öncelikle böyle güzel keyifli bir programda yer aldığım için çok
mutluyum, Bu programa Türkiye, İngiltere, Hollanda ve Makedonya’dan 4’er arıcı
iştirak etti, Türkiye kontenjanından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsil etmek
gurur vericiydi. Özelikle Girne Amerikan Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve
Uygulama Merkezi’nin bitkilerle varroa mücadelesi araştırmaları dikkat çekti.
Makedonya doğal arıcılık alanları açısından çok bakir nadir yerlerden biri, organik
arıcılık açısından çok doğal ortam var. Trakya ve Balkanlar da çok nadir görülen
meşe salgı balı üretiminin yanı sıra çok yaygın bir şekilde akasya ve ıhlamur balı
üretimi mevcut. Gezginci arıcılık faaliyeti olmadığı için arılar orijinalliklerini muhafaza
etmiş durumda, bundan dolayı çok uysal ve verimli olan ApisMelliferaCarnica arısı
bozulmadan korunabilmiş. Arılar genel itibarıyla homojen bir yapıdaydı. Varroa
parazitine karşı oksalik asit ve thymol etken maddeler yaygın olarak kullanılmakta.
Nosema ve Yavru Çürüklüğü hastalıklarına karşı hassas olan Carnica arısı için en
büyük problemin bu hastalıklar olduğu anlaşılmıştır. Modern arıcılık işletmelerinin
hemen hepsinde geleneksel sepet arı kovanları mevcut, geleneksel kovanlar
tamamen terk edilmemiş. Genel itibarıyla DadantBlatt tipi arı kovanlar kullanılmakta.
Kayalık içinde yapılan arıcılık adeta bizleri ilk çağda ki arıcılık atmosferine
götürdü.Kayalıklarda tamamen doğal ortamda üretilen balların tadı hepimizi etkiledi.
Arılar için doğal arı alanlarını çoğaltmamız gerekiyor. KKTC’de zeytin ve harnup
ağacı içinde yüzlerce doğal arı barınağı mevcut, bunlara zarar vermemek gerekiyor.
Tarımsal mücadele ilaçları, arıya yapılan fazla müdaheleler, arı hastalık ve
zararlıların yaygınlaşması, stres, yanlış arıcı uygulamaları ve nektar kıtlığı arıların
hayatiyetini tehlikeye sokmaktadır.”
Editör: TE Bilisim