Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, bugün YDÜ Hastanesi Başhekimi Sevim Erkmen ile YDÜ Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Turizm İşletmeleri Genel Müdürü Ahmet Savaşan’ı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, kabulde ilk sözü alan Erkmen, geliş nedenlerinin son günlerde yaşanan tartışmalar olduğunu ifade ederek, YDÜ Hastanesi olarak birinci amaçlarının ülke insanı olduğunu söyledi.

“Birinci amacımız ülke insanına kendi ülkesinde sağlık hizmetini aldırmak ve onları Güney Kıbrıs’a ya da başka bir ülkeye muhtaç olmamaktır. Bizim birincil misyonumuz budur” diye konuşan Sevim Erkmen, devlet hastanesi ve diğer hastanelerde yapılamayan işlemleri yapmayı hedeflediklerini de belirtti.

Erken şöyle devam etti:

“Bunlardan birisi de organ naklidir. Ben organ naklini tıbbın mucizesi olarak tanımlıyorum. Bu tanrının ve teknolojinin en büyük nimetidir diye düşünüyorum. Bu düşünceden de hareketle organ nakli yapabilir miyiz diye çalışmalara başladık. Gerekli alt yapımızı da tamamladık. 1991’de geçen bir yasa vardı. O devre denetimlerimiz yapıldı. Bize bunun yapılacağı söylendi. Kadavra olmamak şartıyla ilk anda yapabileceğimiz söylendi. Biz de hazırlıklarımızı öyle yaptık ve 2012 yılında Devlet Hastanesi’nden bir sevk aldık. Bütün hazırlıkları yapıldı. Tam nakile hazırlanırken hastanın sevkini iki kez yenilediler ama en son eşi vazgeçti.”

“TIBBİ ETİK KRİTERLERE VE AVRUPA NORMLARINA GÖRE HAZIRLIYORUZ”

“Ülkede 170 dolayında kronik böbrek hastası var. İlk basamak olarak böbrek nakillerini düşündük. İlk anda akrabalık bağları daha kolay tespit edilebilen bir durum. İlk anda onlara hizmet vermek amacıyla yola çıktık. Sağlık Turizmi çerçevesinde de hastanemize gelip ziyaret edenler de oldu. Bu şekilde bize gelen hastalar da oldu. Bu şekilde gelen 2 hastamız da oldu. Ama gelen hastayı ilk anda organ nakli için alamazsınız. Hastalıklarının seyri takip ediliyor. Vericisinin sağlık durumunun ve doku durumunun yapılması gerekiyor. Eski yasamızda boşluklar vardı ama biz bunları Cumhuriyet Meclis’imizden geçen yasaya göre, tıbbi etik kriterlerine ve Avrupa normlarına göre hazırlıyoruz. Bunlar yapılırken büyük dedikodular yayıldı. Organ nakillerinde tabii ki dünyada mafya vardır. Ama biz bütün bunlara ve ülke onuru ile hastane onurunu dikkate alarak hareket ettik. Son günlerde de bu yönde üzerimize gelindi ve suçlamalarla karşı karşıya kaldık.”

“DENETLENME YAPILDI AMA BİRŞEY BULAMADILAR”

Hastalardan birinin kalp sorunu çıktığına dikkat çeken Erkmen, bu durumdaki bir hastaya nakil yapılamayacağını ve hastanın ilk aşamada by-pass ameliyatı olacağını kaydetti.

İkinci hastanın nakil için hazırlandığına işaret eden Sevim Erkmen, “Nakil olması için sağlığına uygun mu değil mi diye araştırıyoruz. Titizlikle üzerinde durduğumuz akrabalık belgeleriyle ilgili belgeler bize ulaştı. Bunu da görmeniz için size getirdik” dedi.

Bu belgelerin polise de iletildiğine vurgu yapan Erkmen sözlerine şöyle devam etti:

“Tabii hal böyleyken bize ani bir baskın yapıldı ve bu suçlamaları yaptılar. Geldikleri sırada uygun bir vakit yoktu. Hocalarımızın bazıları ameliyatta, bazıları izinliydi. Ben, bu denetlemeyi yapabileceklerini ama izin verirlerse ertesi güne, diğer hocalarımızı da çağırabileceğimi söyledim. Ancak kabul etmediler ve denetimlerini yaptılar. Ancak bir şey bulamadılar. Basında söylenen cümleler bizim için çok üzücü. Ben ülkem adına üzülüyorum. Düşünün ki hastalar kendi ülkelerinde nakil olacaklar.”

EROĞLU: HERKES KONUŞMALARINA DİKKAT ETMELİ

Erkmen’in ardından sözü alan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Sağlık Bakanı Ahmet Gulle’nin basındaki açıklamalarına atıfta bulunarak, bu gibi konularda gerçek ne ise öğrenilmeden yapılan beyanatların, tıp camiasına zarar verdiğini söyledi.

Bu ülkede organ mafyası olması ve ülkemizin bu şekilde anılmasını hiç kimsenin arzu etmediğini ifade eden Eroğlu, “Bu yüzden herkes çok dikkatli konuşması gerekiyor” dedi.

Bir üniversite hastanesinin böyle bir düşünce içerisinde olmasını düşünemeyeceğini ifade eden Eroğlu, kendi kendimizi tenkit ederken ağızdan çıkacak kelimelere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

“ŞÜPHELENMEK BAŞKADIR, KANITLAMAK BAŞKA”

“Sizin konuşmalarınızdan anladığım kadarıyla böbrek nakli için size 2 hasta gönderildi. Yapay kalp nakli için de 2 hasta geldi. Dünyada yapılan bu ameliyatların ülkemizde yapılması bizi onurlandırır. Tıp alanında ne kadar ileri noktaya vardığımızı da göstermesi açısından önemlidir” diye konuşan Derviş Eroğlu, tarafların birbiriyle saygı içerisinde diyalog kurmasının önemli olduğunu söyledi.

“Tekrar ediyorum. İnşallah sayın Bakanın dili sürçmüştür” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir konudan şüphelenmekle, kanıtlamanın farklı olduğuna dikkat çekti.

KKTC’de organ naklinin yapılıyor olması konusunda dünyaya verilecek mesajın önemine işaret eden Cumhurbaşkanı, “Umarım bu çatışma uzun sürmez” dedi.

SAVAŞAN: BİZİ YARALAYAN GELİŞMELER OLDU

YDÜ Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Turizm İşletmeleri Genel Müdürü Ahmet Savaşan da Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ardından söz alarak, sağlık alanında yaşanan bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak amacıyla ziyaret gerçekleştirdiklerini söyledi.

Savaşan, gelinen noktada kendilerini ciddi anlamda yaralayan gelişmeler yaşandığını söyleyerek, “Hatta ve hatta Rum tarafının eline koz verecek ve gerçeğe dayanmayan bu iddialar karşısında gerekli tüm yasal belgelerimizi Türkiye Cumhuriyeti’nde de onaylayarak ilgili tüm kurumlarımıza ulaştırıyoruz” dedi.

Amaçlarının, devletin tüm kurumlarıyla bilgi paylaşımını yerine getirmeye devam edeceklerini söyleyen Ahmet Savaşan, Tabipler Odası ve Sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklamalarla işin başka bir boyuta taşındığına dikkat çekti.

Savaşan şöyle devam etti:

“Gerek yeni yapılan yasaya, gerekse de tıp etik kurallarına uygun, tıbbi gerçeklere uygun olarak dünyaya ilan ettiğimiz bu organ naklinin engellenmesi için yapılan girişimler ülke adına unutulmayacak bir sayfaya yazılmıştır.

Biz sizlerin de bize yaptığı telkinleri dikkati alarak, Sağlık Bakanlığı ve diğer yetkililerle birlikte çalışmaktan mutluluk duyacağımızı söylüyoruz. Tabipler Odası’nın 5 avukatının olduğu bir ortamda yapılan denetlemelerin olmamış gibi gösterilmesi yine bizi çok üzdü. Kurucu Rektörümüz, bu denli bir üniversite hastanesi yaparken esas amacı ülke insanını ailesinin yanında tedavi etmekti.” 
Editör: TE Bilisim