Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, “
maceracı ya da ,başkalarının isteklerine göre değil çağdaş değerlere, barış ve
istikrar içinde bir dünya idealine bağlı kalarak Kıbrıs Türk halkının görüş ve
çıkarları doğrultusunda bir politika izlediklerini” söyledi.
Eroğlu “halkımızın beklentileri bizim için önemlidir. Bunları göz ardı
edemeyiz. Önümüzdeki dönemde de halkımızın beklentileri doğrultusunda
onların sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu dün akşam UBP Ortaköy Örgütü ile ile
Yenişehir’deki TMT Mücahitler Derneği’ni ziyaret etti. Eroğlu’na ziyaretleri
sırasında UBP Genel Başkanı ve Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün, UBP
Lefkoşa İlçe Başkanı ve Lefkoşa Milletvekili Dr. Faiz Sucuoğlu, UBP Lefkoşa
Milletvekilleri Tahsin Ertuğruloğlu, Ersin Tatar, Zorlu Töre ile DPUG Lefkoşa
Milletvekili Dr. Mustafa Arabacıoğlu eşlik etti.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği ziyaretlerde Eroğlu, önümüzdeki
dönemde Kıbrıs sorununda beklenen gelişmeler ile 19 Nisan’daki
cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili konuştu.
“TECRÜBE PARAYLA SATIN ALINAMAZ”
Anayasa’ya göre aday olmanın koşullarının belli olduğuna dikkat çeken
Eroğlu, “mühim olan aday olacak kişinin ne yapacağıdır” dedi.
Seçimlerde sandığa gitmenin önemli olduğunu belirten Derviş Eroğlu, 19
Nisan’da halkın liderinin seçileceğini vurguladı.
İnsanoğlunun parayla satın alamayacağı tek şeyin tecrübe olduğuna işaret
eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, 1963 olaylarını bizzat yaşadığını söyledi.
Kıbrıs Türk halkının 1963’ten 1974’e özgürlüğü için mücadele ettiğinin
altını çizen Derviş Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“HALKIMIZ NE DEDİĞİNİ BİLİYORUZ”
“Bazı adaylara işte bunu sormak lazım. Biz bu varoluş ve özgülük
mücadelesini neden yaptık? Bu mücadeleyi bir devletle taçlandırdık. Bunu yok
saymak, küçümsemek Kıbrıs Türkü’nün çıkarına değildir. Adaylardan biri ne
diyor? 2015’te mücadelemizi anlaşmayla taçlandıracağız. Anlaşmayı istemeyen
var mı? Ben kamuoyu yoklamaları sürekli bakıyorum. Halkımızın büyük bir
çoğunluğu anlaşma istiyor ama bir şeyler daha söylüyorlar. Büyük çoğunluk asla
yerinden olmak istemiyor.Kendi kendimizi yöneteceğiz diyor. Herkes,
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini vazgeçilmez olarak görüyor. Bu devam
etmeli diyor.Halkımız, Rumların ve Türklerin ayrı egemenliği olmasını istiyor.
Cumhurbaşkanlığının dönüşümlü olmasını istiyor. Yüzde 68 çözüm sonrası
Rumların Türk bölgesine yerleşmesine karşı çıkıyor. Bunları göz ardı edemeyiz.
Çıksınlar ve eğer göz ardı ediyoruz diyorlarsa belirtsinler. Kuru, kuruya anlaşma
isterim demekle bu iş olmuyor. Rumun yaptıkları ve istedikleri de ortadadır.”
“2 PARTİ DIŞINDA FAZLA ÖNERİ GELMEDİ”
5 yıl önceki seçimlerde halkın sesi olacağını belirttiğini anımsatan Eroğlu,
masaya halkın sesini, iradesini taşıdığını anlattı.
Halk Konseyi’ni de kurduğuna dikkat çeken Eroğlu, “buraya herkes
davetliydi ama bazı kesimler gelmedi. Gelmedikleri gibi eleştirdiler de. Gelin
fikrinizi verin dedik, gelmediler, uzaktan konuşmaya devam ettiler” dedi.
Meclis Platformunu belli zamanlarda Cumhurbaşkanlığına çağırıp
istişarede bulunduğuna da vurgu yapan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kendisini
destekleyen iki parti dışında diğer partilerden fazla öneri gelmediğini ifade etti.
Meclis kapalı oturumlarında da gerekli bilgileri Meclis’e aktardığını
anlatan Eroğlu, “eskiden beni bilgi vermezmişim diye eleştirirlerdi. Şimdi bilgi
veriyorum, CTP’liler, sen bunları söyleyemezsin demeye başladı. Rum’un
istediklerini halkıma söylemek benim görevimdir. Yarın bir referandum olursa
halkın neye oy vereceğini bilmesi lazım” dedi.
“BU İSİMLER BİR HARİTA OLUŞTURMUYOR MU?”
Bulunacak çözümün, 1974 öncesine döndürmemesi gerektiğini ifade eden
Derviş Eroğlu bulunacak anlaşmanın bugünün gerçeklerini dikkate alması
gerektiğini belirtti.
Rumların aşırı toprak talebine de değinen Eroğlu, “Kumyalı’dan itibaren
bütün Karpaz’ı istiyor. İşte haritanın bir kısmı. Mağusa Belediye sınırlarından
itibaren Güney Mesarya’yı istiyor. Bu da haritanın bir parçası değil mi?
Alayköy’den Güzelyurt’a kadar da istiyor. Değirmenlik, Minareliköy, Demirhan
ve Gökhan’ı da isterse, bu da bir harita değil mi? Tuzla, Mormenekşe,
Yeniboğaziçi, Mutluyaka’yı da isterse, al sana bir bölge daha” dedi.
Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“BİR KERE OLSUN GERÇEĞİ SÖYLEYİN”
“Şimdi ben masadayım. Ama muhatabım masada yok. Ben 18 Nisan
akşamına kadar masada olacağımı BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı
Eide’ye bildirdim. Ben masadayım ama yine beni eleştiriyorlar. Kimler? Talat
Bey ve CTP. Adam masadan kaçtı; yahu bir kere olsun gerçeği söyleyiniz. Kaçtı
ve ön koşul koyuyor. Türkiye kendisini tanısın diyor. Gemiyi çekecek ve bir
daha geri göndermeyecek diye taahhüt veriyor. Bu ön koşulları ortaya koyuyor”

Editör: TE Bilisim