Birkaç gündür sosyal medyada, Siyasal Partiler Yasası’nın 51’inci maddesinden hareketle, CTP’nin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğine ilişkin bazı iddialar ileri sürülüyor.

Bu iddialara yanıt vermeden önce ilgili maddenin birinci cümlesini buraya aktarmakta yarar var. Bu cümle aynen şöyledir: “Partilerin genel merkezleri, genel kongrelerine sundukları kesin hesap örneğini, genel kongrenin bu konuda aldığı kararın bir örneği ve Mahkeme ve Sayıştaya mali denetim sırasında ihtiyaç duyulacak bilgi ve belgeleri sağlayacak parti yetkilisinin adı, soyadı ve iletişim bilgilerinin bulunduğu bir yazı ile birlikte, genel kongrelerinin bitiminden itibaren en geç iki ay içinde, Yüksek Mahkeme Başkanlığına vermek zorundadırlar”.

Görüldüğü gibi bu cümlede söz konusu edilen, genel kongrelerine (kurultaylarına) kesin hesap örneğini sunan partilerin yükümlülükleridir.

CTP son kurultayını Haziran ayında yapmıştır. Bu kurultay bilindiği gibi olağanüstü bir kurultaydır. Yine bilindiği gibi, olağan üstü kurultaylarda yalnızca gündeme alınan konular görüşülür. CTP’nin Haziran ayında yaptığı olağan üstü kurultayda gündem, genel başkanın ve Parti Meclisi’nin seçiminden ibaretti. Bu kurultayda mali raporun ve kesin hesabın görüşülmesi gündemde yoktu ve bu nedenle de kurultaya bir kesin hesap sunulmadığı gibi kurultay da bu konuda herhangi bir karar üretmedi. Bu durumda, 51’inci maddeden hareketle ortada genel kongreye sunulmuş bir kesin hesap örneği de, buna ilişkin bir kurultay kararı örneği de yoktur. Bunlar olmadığına göre, bunların iki ay içerisinde Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na verilmesi de söz konusu değildir.

CTP, mali raporunu bu yıl içerisinde yapılacak olağan kurultayına sunacak ve tabii ki Yasa’nın 51’inci maddesinden hareketle, olağan kurultaydan en geç iki ay sonra kesin hesap örneğini ve Kurultay’ın bu konuda alacağı kararın örneğini yetkili makamlara iletecektir.

Durum bundan ibarettir. Elbette kişileri ve kurumları yasalara uymaya davet etmek önemlidir. Ama en az bunun kadar önemli olan bir konu da, herhangi bir kurum ya da kişiyi yasaya uymamakla itham etmeden önce, yasayı ve itham edilecek kurum veya kişinin eylem ve işlemlerini doğru dürüst araştırmaktır. Aksi halde herkes birbirini mesnetsiz bir biçimde hukuka aykırı davranmakla suçlayacak ve bu şartlar altında koparılan toz duman içinde gerçekten hukuka aykırı davrananlar da kaynayıp gidecektir. O zaman da herkesin hukuka davet edilmesinin mi, yoksa popülist davranışlarla siyasi prim elde etmenin mi amaçlandığı ister istemez tartışılır hale gelecektir. 
Editör: TE Bilisim