Yıllardır toplumun öz varlığı, halkın malı, Kıbrıs Türk halkının elinde kalan son Kurum gibi söylemlerle Elektrik Kurumunun sürdürülemez yapısı toplumdan gizlenerek, Kurumun Kıbrıs Türkü’nün aleyhine çalışan bir yapıya kavuşmasına zemin hazırlanmıştır. KIB-TEK toplumun hassasiyetlerini bilinçli bir şekilde kullanılarak, bilinen çıkar zümrelerininmenfaatlerinin devamını sağlamak üzerinebir düzen oluşturanlaryıllardır olması gereken değişimeısrarla direnç göstermektedir. Dünyadaki petrol fiyatlarının ciddi oranlarda düşük seyrettiği bir ortamda KIB-TEK’in zam talebinde bulunması, tüketicilerden ilave maliyet yaratacak ciddi oranlarda teminat mektubu istenmesi kabul edilebilir bir yaklaşım olamaz.Kaldı ki halen uygulanan sistemde işletmeler Kuruma olan borçlarını düzenli ödemekte ödenmemesi durumunda da elektrikleri hemen kesilmektedir.

Bununla birlikteelektronik sayaç, iki yeni dizel santral ve LED ışık sistemiyle girdi maliyetlerinde ciddi düşüşler olacağını ve tasarruf sağlanacağını iddia eden Elektrik Kurumu,petrol fiyatlarının tarihi düşüklüğüne rağmen zam ve teminat mektubu talep etmektedir.

Önceki aylarda kar elde ettiğini kamuoyuyla açıklayan bir Kurum, bu aylarda zam yapmazsa batacağını ilan etmektedir. KIB-TEK, büyük kullanıcılara yıllık ortalama elektrik faturasının aylık ortalamasının iki katını teminat mektubu olarak talep etmekte ve aksi durumda elektrikleri kesmekle tehdit etmektedir. Yüksek girdi maliyetleri ve yüksek faiz oranlarıyla boğuşan dövizdeki artışla sıkıntıları had safhaya ulaşan sanayi, turizm, ticaret, inşaat ve tarım-hayvancılık sektörlerimizin banka teminatı talep edilmesi tam anlamıyla “ekonomik yıkımdır”. Reel sektörün geliştirilmesi ve yatırımlar için kaynak sıkıntısı yaşayan ülkemizde, teminat talebiyle ekonomideki kaynakların boşa harcanacağı ve ekonominin daralacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu kapsamda teminat talebi derhal iptal edilmelidir.

Bu nasıl halkın kurumu?
KIB-TEK’inkamuoyuna aşağıdaki konularda açıklama yapması gerekmektedir.
1-Halkın olan hangi Kurumda mali tablolar, maliyet analizleri, gelir-gider tabloları talep edilmesine rağmen kamuoyundansaklanmakta ve Sayıştay denetimini kabul etmemektedir?
2-Halkın özmalı olduğu iddia edilen bir Kurumda neden ihalesiz alımlar ve yetkisiz borçlanma konularında araştırma yapılmamaktadır? Ve neden ihtiyaca bakılmaksızın 130 kişinin üzerinde istihdam yapılmıştır?
3- Şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetime açıklık konularında bu Kurum neden yıllardır hiçbir düzenleme yapmamaktadır? Bu soruların altında hiçbir kamu kurum/kuruluşunda olmayan yüksek maaş, ek mesai sistemi, aile, elektrik, kıdem tazminatı, yüksek ikramiye ve benzeri desteklerin KIB-TEK’te olması mı yatmaktadır?
4-KIB-TEK ayrı bir Cumhuriyetmidir?
5-KIB-TEK’in bilinçli yada bilinçsiz olarak kullandığı yanlış üretim sisteminden kaynaklanan yüksek maliyetlerini toplum ödemek zorundamıdır?
6-KIB-TEK işletmeler tarafındanyenilenebilirenerji üretim sistemlerinin kullanılması ve mahsuplaşmasına yönelik kararlar alınmasına niye engel olmaktadır?
7-Zararına üretim yaptığını iddia eden KIB-TEK,tasarruf etmek için enerji verimliliğine ve yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik kararlar alınması için niye talepte bulunmamaktadır?
8-Zararına üretim yaptığını iddia eden KIB-TEK, elektronik sayaçlarla niye gece gündüz tarifesi sistemiyle tüketiciye daha az enerji maliyeti fırsatı vermemekte ve buna paralel elektrik santrallardaki pik yüklerinindirilmesi suretiyle enerji ve yakıt tasarruf yapmamaktadır?
9- Bu soruların altında yatan gerçekte siyasilerin KIB-TEK’i istihdam ve ihalelerde çiftlik olarak kullanması mı yatmaktadır?
Üzülerek belirtmek isteriz ki, halkın olduğu iddia edilen bu Kurumla ilgili bilgilere Türkiye Cumhuriyeti’nin hazırladığı raporlardan ulaşılmaktadır. KIB-TEK fiili uygulamada Kıbrıs Türk halkının değil, KIB-TEK’i yöneten ve çalışan 700’e yakın kişinin şirketi gibi faaliyetlerini sürdürmektedir. Elektrik Kurumu bu sürdürülemez yapısıyla topluma zarar vermekte ülkenin kaynaklarını bu yolda heba etmekte ve girdi masraflarını yükselterek ülkenin rekabet edebilirliğini zayıflatmaktadır.
Yıllardır konuşulmasına ve gündeme getirilmesine rağmen Türkiye ile iki taraflı çalışabilecek bir elektrik enterkonnekte sistemi kurulamamasının, yenilenebilir enerji üretiminin tüm sektörlerde desteklenerek toplam elektrik üretimindeki payının %30’lara çıkarılmamasının, en pahalı elektrik üretme sistemlerinden biri olan ve baca sistemi olmadığı için bölge halkını zehirleyerek öldürenfueloile bağlı üretimin daha da artırılmasının,dünyada kabul görmüş ve kullanılan farklı elektrik üretim modellerinin hayata geçirilmemesinden dolayısürdürülebilir bir enerji politikası halen daha oluşturulamamasının bedelini daha fazla ödemek zorunda değiliz.

KTSO, KTTO, KTİMB, KTOB, GİAD, Genç Profesyoneller, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ve Çiftçiler Birliğiolarak, elektrikte uygun maliyetli ve arz güvenliği sağlayan sürdürülebilir bir yapının oluşturulması için yeni bir tekelleşme yaratmayacak ve rekabetçi serbest piyasa ortamı sağlayacak şekilde elektrik piyasasınınşartlarını oluşturaraközelleştirilmesi gerektiğine inanmaktayız.Unutulmamalıdır ki, çıkarları gereğiellerinde bulundurdukları yetkiye güvenerek değişime izin vermeyenler, modern toplumlarda görülmeyen despotça tavırlar ile halkı bu şartlarda elektriği kullanmak mecburiyetinde bırakanlar gün gele hesap vermek zorunda kalacaktır.
Kamuoyuna Saygı İle Duyurulur

Kıbrıs Türk Sanayi Odası
Kıbrıs Türk Ticaret Odası
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği
Genç İşadamları Derneği
Genç Profesyoneller
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği

 
Editör: TE Bilisim