KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, DEV-İŞ, KOOP-SEN, GÜÇ-SEN, ÇAĞ-SEN, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN ve BASIn-SEN adına KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil imzasıyla yapılan ortak yazılı açıklamada, Kıbrıs’ta çözüme ulaşmak için BM tarafından başlatılan görüşmelerin kesintiye uğramasının temel nedenlerinin toplumlarla paylaşılması, şovenist, ırkçı, ayrılıkçı söylemlerden vazgeçilmesi, iki toplumu birbirine yakınlaştıracak güven yaratıcı önlemlerin hayata geçirilmesi ve mevcut ayrılıkçı statükonun ortadan kaldırılması için samimi, Kıbrıslıların çıkarlarına öncelik veren, sonuç alıcı görüşme süreci tekrardan başlatılması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, toplumlararası çatışmaların ardından Birleşmiş Milletler’in iyi niyet misyonu ve taraflarca karşılıklı olarak kabul edilen ilkeler çerçevesinde Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik devam eden sürecin İsviçre’de yapılan son zirvede kesintiye uğradığı hatırlatılarak, zirve sonrası, zirveye katılan taraflardan hiçbirinin, yaşanan sorunlarla ilgili kamuoyunu aydınlatan doyurucu bir açıklamayı hâlâ yapmadığı ileri sürüldü.

Ortak açıklamada, “Tarafların karşılıklı kabul ettikleri ‘BM parametreleri ortadan kalktı, görüşmeler çöktü’ gibi açıklamaların politik spekülasyonlardan öte hiçbir önemi bulunmamaktadır. Burada temel görev Birleşmiş Milletler’indir. Yaşanan sorunlar konusunda başta Kıbrıslı toplumlara doğru bilgi BM’nin resmi makamlarından duyurulmalıdır”  denildi.

Açıklamada, yıllardan beridir, zaman zaman karşılıklı suçlama oyunları ve seçimlerde politik malzeme yapılan çözüm görüşmeleri için iki tarafı temsil eden politik liderlerin doğru bilgileri toplumlarla paylaşması gerektiği, karşılıklı suçlama oyunları ve politik avantaj elde etme çabalarının zaman kaybı ve Kıbrıs’ın birleşmesini isteyen toplum kesimleri üzerinde hayal kırıklığı yaratmaktan öte hiçbir anlam taşımadığı kaydedildi.

Politik liderliğin dış baskılara boyun eğmeden, Kıbrıs’ın çıkarlarını ön plana alarak siyasi kararlılıkla karar almayı gerektirdiği vurgulanarak, zirveden dışa yansıyanın; dış müdahaleye açık, Kıbrıs’ın çıkarları ve geleceğini değil başka ülkelerin çıkarlarının ön plana çıktığı olduğu ifade edildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“1963 yılından sonra adanın bölünmesine neden olan şovenist, ırkçı yaklaşım ve tutumlar 1974 yılında iki toplumun ve ülkenin ekonomik, sosyal ve fiziki bölünmesini getirmiştir. Halkın kanı ve gözyaşı üzerine siyaset yapan ve Kıbrıslıların değil yabancıların çıkarlarını savunan politikacılar yüzünden yaşananların bedelini tüm Kıbrıslılar hala daha ödemektedir.

“BARIŞ BİR ERDEMDİR”

Barış bir erdemdir. Barışa ulaşmak için iki toplumun haklarına saygılı, karşılıklı kabul edilebilir, iki toplumun siyasal eşitliğine dayalı, iki toplumlu, iki kesimli, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan federal çözüme bağlılığımızı bir kez daha vurgulamak isteriz.”

Ortak açıklamada, çözüm için iki toplumun yakınlaşma çabalarının artarak devam etmesinin, başta Derinya, Aplıç, Mağusa Kapıları (Lefkoşa) olmak üzere yeni sınır kapılarının açılmasının, hayatın “ateşkes koşullarından normal yaşam koşullarına döndürülmesinin” çözüme giden yolda önemli adımlar olacağı ifade edildi.

“Eğitim, enerji, iletişim ve çalışma yaşamı ile ilgili alanlarda atılacak adımlarla dostluğu, paylaşmayı, toplumlararası düzeye indirebileceğimiz gibi aynı zamanda düşmanlık ve önyargıları da geriletip ortadan kaldıracağımıza inanıyoruz” denilen açıklamada, milli semboller üzerinden yapılan propagandalara son verilmesi ve ırkçılığa varan siyasi yapılanmalara kesinlikle hoşgörü gösterilmemesi istendi.

Açıklamada, bir tarafın üzüntüsü, diğer tarafın mutluluğu üzerinden yapılan kutlamaların ancak düşmanlığın ve ayrılığın kökleşmesine neden olduğu da belirtildi.

Editör: TE Bilisim