KKTC’nin tarihsel ve coğrafi konumuna işaret eden Aydın, “Aslında KKTC Doğu ve Batı kültürlerinin kaynaşmasından dolayı zengin, modern ve ada kültürüyle, şiddetten uzak çok güvenli sosyal yaşamıyla, özellikle gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerden dezavantajlı gençlerin yükseköğrenim görme hak, ihtiyaç ve arzularını karşılayan harikalar diyarıdır” dedi.

KKTC’nin bu güzelliklerine “üniversiteler diyarı” değerini katabilmek ve bunun devamlılığını sağlayabilmek için uluslararası öğrencilerin stres yaşantılarına duyarlı olunması gerektiğine dikkat çeken British University Of Nicosia Psikolojik Danışma Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Bahar Aydın, “Dünyanın her yerinde olduğu gibi, KKTC’ye yükseköğrenim görme amacıyla gelen öğrenciler, bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bunlardan kültür şoku ve ev sahibi ülkenin dilini bilememekten kaynaklanan dil engeli dünyadaki en yaygın sorunlardır. Bunlara; ekonomik zorlukları, kendi ülkelerinde öğrendikleri kültürden kaynaklanan sorunları (toplulukçu kültürde çoğunlukla bağımlı kişilik özellikleri oluşmaktadır; KKTC’ye çoğunlukla toplulukçu ve geleneksel kültürden öğrenciler gelmektedir…) öğrencilerin bireysel özelliklerinden (bağımlı, mükemmeliyetçi ve içe dönük kişilik tipleri gibi), üniversitelerin öğrencilere sunduğu olanakların yetersizliğinden, uygunsuzluğundan ve geniş çevreden kaynaklanan uyum problemlerini ekleyebiliriz. Ev sahibi ülkede farklı kültürlerden ve ülkelerden gelen insanları kabul edememek ve onlarla etkili iletişimi sürdürememek, sağlık, spor, beslenme, konaklama ve ulaşım imkânlarının yetersizliği ve çevrede zararlı alışkanlıkların oluşmasına yol açabilecek bazı mekânların varlığı geniş çevre sorunları arasında yer alabilir” dedi.

British University of Nicosia olarak, uluslararası platformda sürdürülebilirlik koşulu olan, uluslararası öğrencilere değer verdiklerini belirten Psikolojik Danışma Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Bahar Aydın, uluslararası öğrencilerinin uyumlarını artırmaya yönelik bazı önerilerini paylaştı.

İşte KKTC’de öğrenim gören Uluslararası Öğrencilerin uyumlarını artırıcı öneriler;

1-KKTC’deki üniversitelerden, geniş çevreden ve öğrencilerin bireysel özelliklerinden kaynaklanan sorunların ve ihtiyaçların nesnel ve kapsamlı olarak belirlenebilmesi için bir proje bağlamında KKTC’deki üniversitelerden seçilen araştırmacılarla bir araştırma ekibi oluşturulmalıdır. Bu ekip, sorunları bilimsel araştırma yöntemleri izleyerek ortaya koymalıdır. Bu çalışmanın ardından, bir kongre düzenlenerek elde edilen sorunlar paylaşılmalıdır, gerçekçi çözümler ortaya konulmalıdır ve uygulama planları yapılmalıdır.

2. Uluslararası öğrencilerin kişisel-sosyal gelişimine gereken önem verilmelidir. Üniversitelerin bünyesinde etkin bir psikolojik danışma ve rehberlik merkezi olmalıdır. Bu merkezde kültürlerarası psikolojik danışmanlık becerileri, Türkçesi ve İngilizcesi iyi olan psikolojik danışmanlar görev yapmalıdır. Psikolojik danışmanlar; KKTC’nin kültürünü ve bu öğrencilerin kültürlerini tanımalıdırlar, öğrencileri kültür şoku ve ev sahibi ülkenin kültürü hakkında bilgilendirmelidirler, Grup rehberliği gibi grup çalışmalarına ağırlık vermelidirler, çevre gezileri düzenleyerek öğrencilerin çevreyi tam olarak tanımalarını, ihtiyaçlarını kısa sürede ve etkin bir şekilde karşılamalarını ve sosyal destek kaynaklarıyla iletişime geçmelerini sağlamalıdırlar, öğrencilerin yeni girdikleri çevreye uyum sağlayabilmeleri için duruma özgü stresle başa çıkma becerilerini onlara öğretilmelidirler.

3. Her akademik dönemin başında kapsamlı ve etkili bir oryantasyon yapılmalıdır. Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alanının hizmetlerinden birisi olan oryantasyonun amacı; öğrencilerin yeni girdikleri çevreyi tanımalarını, bu çevreye uyum sağlamalarını ve kendilerine açık olan fırsatları değerlendirmelerini sağlamaktır. Amerika Birleşik Devletlerinde 37 farklı ülkeden gelen uluslararası öğrenciler üzerinde yaptığım bir araştırmamda (Aydın, 2013c), birinci sınıf öğrencilerinin stres düzeyi dördüncü sınıf ve lisansüstü öğrencilerden anlamlı olarak çok daha yüksek çıktı. Bu bulgu; birinci sınıftaki, özellikle hazırlık aşamasındaki öğrencilerin kültür şokunu ve dil sorununu daha yoğun yaşamalarından kaynaklanıyor olabilir. Aynı sonuç, KKTC’de öğrenim gören öğrenciler için de geçerli olabilir. Aynı araştırmamda, birinci sınıftaki öğrenciler, son sınıftaki ve lisansüstündeki öğrencilere göre anlamlı olarak daha yüksek düzeyde oryantasyona ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Akademik faaliyetler başlamadan dönemin başında, özellikle hazırlık ve birinci sınıf öğrencileri için yapılan kapsamlı ve etkili bir oryantasyon, öğrencilerin gelişimlerini ve ruh sağlıklarını çok olumlu etkileyecektir.

4. Aynı araştırmamda (Aydın, 2013c), İngilizce dil yeterliğini düşük algılayan ve bu konuda zorlukları olan öğrencilerin stres düzeyleri de anlamlı olarak yüksek çıktı. KKTC’de örneğin Pakistan’dan gelen öğrencilerin Türkçe ve İngilizce becerileri zayıfsa, stres düzeyleri de yüksek olacaktır. Bu nedenle; üniversitenin uluslararası öğrenci ofisi, Türkçe ve İngilizce dil eğitim ünitesi ve psikolojik danışmanlık ve rehberlik merkezi işbirliği içinde çalışmalıdır.

5. Üniversite kampüsleri bu öğrencilerin kültürlerinden bazı öğeler içermelidir. Örneğin, kampüste kendi bayraklarını da görmek, kantinde kendi yiyeceklerinden yiyebilmek, kendi müziklerini dinleyebilmek onları mutlu edecektir. Uluslararası öğrencilerin kültürüne özgü gıda tüketim maddeleri, uygun fiyatta ve onların istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde üniversite kampüsünde satılabilir. Böyle bir uygulama, farklı kültürleri tanımak adına bütün yerli ve uluslararası öğrenciler için cazip olabilir ve okula bağlanmalarını sağlayabilir.

6. Gözlemlerim göstermektedir ki, öğrenciler arasında bazı kültürlerden gelen uluslararası öğrencilere karşı ön yargılar oluşmakta ve bu öğrenciler dışlanmaktadırlar. Bu olumsuz yargıların yıkılması ve öğrenciler arasında azami düzeyde iletişimin sağlanabilmesi için etkin eğitsel, psikolojik ve sosyal hizmetler yapılmalıdır. Bu hizmetlerin en olası sonucu, uluslararası öğrenciler kendilerini yalnız hissetmezler ve Türkçeyi daha kolay öğrenebilirler.

7. Üniversite bünyesinde uluslararası öğrencilerin kendi dillerinden bir çevirmeni kolayca bulabilecekleri bir sistem kurulmalıdır.

8. Uluslararası öğrencilerin; olumsuz alışkanlıklar edinmelerine ve üniversiteden uzaklaşmalarına yol açabilecek çevredeki bazı mekanlarla (örneğin bet ofisler, kumarhaneler) olan etkileşimleri kontrol altına alınmalıdır.

9. Uluslararası öğrenciler, akış yaşantısı (flowexperience: Csikszentmihalyi, 1990) sağlayan aktivitelere yönlendirilmelidir: Akış yaşarken insan, kendini unutacak kadar yaptığı işe yoğunlaşır. Yeteneklerini zorlayan bu iş, bireyi tamamıyla kendi içine çeker. Kişi kendi seçimi olan bu iş üzerinde becerilerini geliştirirken başarı duygusu hisseder. Çok keyif alarak yaptığı bu iş üzerinde geliştiğini görmesi ve başarı duygusunu hissetmesi, kendine saygısını ve ruh sağlığını yükseltir. Akademik etkinliklerinde, iş etkinliklerinde, sosyal ilişkilerinde akış yaşayan insanlar; daha mutludurlar, çevreleri için de yararlıdırlar. Bu bağlamda, üniversiteler öğrenciler için zengin uyarıcı ortamlar oluşturmalıdırlar. Roman, senaryo, öykü, şiir yazmak,, karikatür çizmek, toplumdaki ve üniversitelerdeki yaygın sorunlar üzerine beyin fırtınasıyla proje üretmek, sanatın değişik dallarıyla ilgilenmek, müzik aleti çalmak, satranç, dans, edebiyat, spor, felsefe, din, bilim, akıcı konuşma, etkili iletişim, film analizi, yardım becerileri, dağcılık, dalgıçlık konularına yoğunlaşmak, yeni geldikleri kültüre özgü yemekleri pişirmeyi öğrenmek, kendi kültürel yemeklerini yerli öğrencilere öğretmek, kendi kültürlerine özgü bir şeyler yapıp satarak hem para kazanmaları hem de kültürlerini devam ettirmeleri ve tanıtmaları akış yaşamalarını sağlayabilecektir. Bunlar vb. konular üzerinde kurulan öğrenci kulüpleri daha etkin ve tüm öğrencileri kapsayacak biçimde örgütlenmelidir ve üniversite yönetimi bu kulüplere desteğini artırmalıdır.

10. Akademik danışmanlar, bu öğrenciler için sosyal destek rolüne de sahip oldukları için, etkili yardım becerilerini geliştirmelidirler.

11. Kuruluş amacı, uluslararası öğrencilere destek sunmak olan bir dernek kurulmalıdır.
12-Üniversitelerin bilim ve bahar şenliklerinde bu öğrencilerin kültürlerine de yer verilmelidir. Bu etkinlikler çerçevesinde, uluslararası öğrencilerin kültürünü ve ev sahibi ülkenin kültürünü tanıtıcı filmler izletilmelidir.

13. Özellikle kız öğrencilere üniversite bünyesinde yarı zamanlı çalışma olanağı sunulmalıdır.

14. KKTC’ye en fazla Türkiye’den yükseköğrenim görmek amacıyla öğrenci gelmektedir. Literatürde Türkiye ve Türk cumhuriyetlerinden öğrencilerin birbirleriyle kaynaşamadıklarını gösteren araştırma bulguları (Tutkun, 2006) yer almaktadır. Türkiye ve Türk cumhuriyetleri ve toplulukları arasında ortak noktaların yanı sıra “farklılıklar” da vardır. Bu ülke ve topluluklara ait insanların birbirleriyle etkili ilişkiler kurabilmeleri için, farklılıklara saygı anlayışı geliştirmelidirler. Bu amaçla, psikolojik danışmanlar; öğrencilere insancı yaklaşımın (Nelson-Jones, 1982) önerdiği etkili iletişim becerilerini (özellikle empatik anlayış ve koşulsuz kabul) ve Mevlâna’nın insan sevgisine ve hoşgörüye dayalı felsefesini öğretebilir. Öğrencilere, “farklılıklara aşağılayıcı, tuhaf, mantıksız şeyler olarak yaklaşmak yerine”, “farklı coğrafyalarda gelişen kültürlerdeki farklılıkların doğal olduğu ve bunu anlamaya çalışmanın zekice bir davranış olduğu” anlayışını kazandırmalıdırlar (Aydın, 2012).

 
Editör: TE Bilisim