Göreve geldiği Ekim 2015’ten beri yayınladığı raporlarla kamuoyunda ses getiren ve geniş kesimlerden destek bulan Yüksek Yargı Denetimcisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, kendisinin hukuk kökenli biri olmasının atandığı görev için avantaj olduğunu söyledi.

Kamuoyunda esas takdiri kazandığı olay olan Ercan İddianamesi hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulunan Dizdarlı, konunun şu anda Meclis Araştırma Komitesinin gündemine olduğunu ve onların kararını beklediğini hatırlatarak ‘meclis suç unsuru bulmadım derse bile ben o işin peşini bırakmam” diye konuşması dikkat çekti.

Kanal T’de Özdemir Tokel ve Özer Kanlı’nın hazırlayıp sunduğu ‘İşin Özü’ adlı programda kendisine yöneltilen sorulara samimi cevaplar veren Dizdarlı Ombudsman olması ile ilgili süreci de anlattı.

“Teklifi ilk başta reddettim ancak Akıncı çok ısrarcı oldu”

“Ombudsman olmam için teklif telefon ile geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı kendisiyle görüşmem için makamına çağırdı. Aslında yargıçlıktan hiç usanmamıştım. Sürprizdi, beklenmedik bir teklifti” diye konuşan Dizdarlı "Sayın Akıncı'ya ilk cevabım olumsuzdu. Ancak kendileri çok ısrarcı oldu. Sonra aileme sordum ve onlar da tarafsız kaldı” ifadelerini kullandı.

Akıncı’nın kendisine “yarına kadar düşünün sonra cevap verin hemen reddetmeyin” dediğini anlatan Dizdarlı “ona ‘olur mu Sayın Başkan bu bir günde verilecek bir karar değil” diyerek zaman istediğini kaydetti.

Kararı almasında zamanın Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri’nin etkili olduğunu anlatan Dizdarlı “Şafak Bey bana ‘aman sakın reddetme’ dedi. Ama ben daha yargıçlıktan bıkmadığımı düşünüyordum. Şafak Bey’in telkini sonuçta etkili oldu ve görevi kabul etti. Ombudsmanlık görevini kabul ettim diye bana kırılan arkadaşlarım oldu ama kararımdan dolayı pişman değilim” dedi.

“Ombudsmanlık büyük sorumluluk”

Ombudsman olmanın aynen yargıçlık gibi büyük sorumluluk istediğini kaydeden Dizdarlı “Ombudsmanın en büyük amacı yapılan işlerde eğer hata varsa onun düzeltilmesini sağlamaktır. Çok fazla yaptırım gücümüz yok ama gelecek yıl bazı yetkilerimizin genişletilmesi ve bazı yasalarımızın daha iyi uygulanması için yasal tadilat yapacağız” diye konuştu.

Ombudsmana başvuruların genelde şikayet dilekçesi ile olduğunu anlatan Dizdarlı “ ancak bizim yasamızdaki 15.madde basında çıkan haberlerle resen harekete geçme yetkimiz var. Bu yetkiyi geçmiş dönemde kullandım. Mesela Antik Limanda kiralanan bina olayında bana başvuru da olmuştu ama ben zaten resen olarak harekete geçmiştim” diyerek basının doğru haber yapmasının önemli olduğunun altını çizdi.

“Eleman eksikliğimiz var. Umarım gelen yılkı bütçede buna kaynak ayrılır”

Kurumunda bazı konularda sorunlar yaşadığını da kaydeden Dizdarlı en büyük sorunlardan birisinin kalifiye eleman eksikliği olduğunu kaydederek bu konuda hükümete gelecek yılkı bütçe çalışmalarında bu konuyu gündemine alması çağrısı da yaptı.

Dizdarlı "Göreve başladığımızda bir web sitemiz bile yoktu. Önce web sitemizi kurduk ardından sosyal medya sayfamızı kurduk. Ancak yeterli elemanımız yoktur. Mesela bizim bir basın memurumuza ihtiyacımız vardır. Umarım bu bütçede kalem ayırılır” ifadelerini kullandı.

Görevini yapma şeklini halkın takdirle karşıladığı ancak bunun üzerinden bazı kesimlerin politika yaptığı iddialarının sorulması üzerine Ombudsman Dizdarlı “Yargıçken de şimdi de kendime göre doğru ne ise ona göre hareket ettim. Yasalar çerçevesinde, bu ilkelere göre hareket ettim.

Dolayısıyla bize gelen tüm şikâyetleri dinleriz. O partidir bu partidir diye ayrım yapmayız, şu kurumdur bu kurumdur diye ayrım yapmayız. Yasalar ne gerektirirse onu uygularız” diyen Dizdarlı prensiplerinden asla ödün vermeyeceğini de kaydetti.

“Eşim bile olsa gözünün yaşına bakmam”

"Mesela Eşim Nalbantoğlu Hastanesinin Baş Hekimidir. Eğer o hastane ile ilgili bir şikayet olursa orasını ayrı tutacak değilim. Kaldı ki böyle şikayetler vardır ve değerlendireceğiz” diyen Dizdarlı "Güneydeki Ombudsman da kimsenin gözünün yaşına bakmamaktadır. Mesela geçen gün papazlar hakkında ‘çocuklara zorla din öğretmeye çalışıyorlar’ şeklinde bir rapor hazırlandı. İşin içinde kilise vardır diye geri adım atmadı. Benim de mizacım bu yöndedir" diye konuştu.

Olaylı UBP Kurultayı davalarında da kararı alan hakim olan Dizdarlı o döneme ilişkin kendisine telkin ya da baskı yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine “Olmaz olur mu? Bana kararla ilgili çok baskılar yapıldı ama bunlara kulak asmadım. Alınan karar ortadadır zaten” demesi dikkat çekti.

“Ercan raporunu hazırlarkenİngiltere’nin en saygın denetçilerinden birisinden bilgi aldım”

Kamuoyunda esas takdiri kazandığı olay olan Ercan İddianamesi hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulunan Dizdarlı, konunun şu anda Meclis Araştırma Komitesinin gündemine olduğunu ve onların kararını beklediğini hatırlatarak ‘meclis suç unsuru bulmadım derse bile ben o işin peşini bırakmam” diye konuştu.

Dizdarlı "Ercan olayında tüm belgeler elimdeydi ve raporum da hazırdı. Dolayısıyla 'bitmemiş soruşturma basına yansıdı' şeklinde bana yönelik yapılan suçlamalar doğru değildir. Bu konu bizim yasamızda açıkça yazmaktadır. Ben raporu hazır edince sitemizde yayınladım” dedi.

Kendisinin konunun uzmanı olmadığı için Ercan raporunda eleştiriler gelmesine de cevap veren Dizdarlı "Ercan olayını araştırırken tesadüfen burada bulunan ve Manchester Havalimanının denetimlerini yapan bir İngiliz bunu duyup benim bir hukukçu arkadaşım vasıtasıyla bana geldi. Kendisini araştırdım ve gerçekten de bu konuda İngiltere’de son derece saygın bir denetimci olduğunu öğrendim. İşte o İngiliz denetimci bana çok yardımcı oldu. Dahası sonradan yine yurt dışında yaşan çok değerli bir Kıbrıslı Türk uzmana da anlattıklarını teyit için başvurdum. O da anlatılanları teyit etti” dedi.

“Bu işten devlet sorumludur. Dolayısıyla imzaları atanlar da sorumludur”

“Bana verilen bilgiler ışığında benim bu 11 milyonluk avroluk sözleşmede ‘devlet sorumludur’ bulgum vardır. Ve elbette buna imza atanlar bundan sorumlu olacaktır. Şimdi Ercan ile ilgili rapor meclise sunuldu. Komite kuruldu. Bekleyip meclisin raporunu göreceğiz” diyen Dizdarlı "bu konuda meclis 'Ercan'da sorun yoktur' kararı alsa bile ben bu konuyu yine de takip edeceğim” dedi.

“AB Koordinasyon Kurulu konusundaki durum nettir. Hizmet alımı yasa dışıdır”

Son günlerin popüler konusu AB Koordinasyon Kurulu raporu hakkında da konuşan Dizdarlı konunun açık olduğunu belirterek "AB koordinasyon kurulu meselesinde, o kurulun dışarıdan herhangi bir hizmet alma yetkisi yoktur. Bu yetki dışişlerindedir ve bu net bir durumdur. Atanacak kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Buna ek olarak kurula görevlendirilebilir. Bu 2003'te alınan bir karardır” dedi.

Raporu yayınladıktan sonra Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü ve bakanın kendisine bu konuda yasal bir tadilat yapılarak çözüm bulunacağını söylediğini belirten Dizdarlı bu konunun da takipçisi olmaya devam edeceğini belirtti.

Toplumun genelinde bir adaletsizlik duygusu olduğunun ve bunun sebeplerinden birisinin de KKTC’nin mevcut yasaları olarak gösterildiği noktasındaki fikri de sorulan Dizdarlı “Yasalarımız 1955 yılından kalmadır evet ama çok teferruatlıdır ve geniş anlamda yararlıdır. Öyle çok da çağ dışı yasalarımız yoktur.Yani meclisimizin 'aman yasalarımız eskidir' diyerek yasa olsun diye yasa yapmasını hiç istemem. Acele ile yasa yapma olmaz” ifadelerini kullandı.

“En çok şikâyet eğitim konusunda… İkinci sırada sağlık var…”

“Kendilerine en çok sağlık ve eğitim konularında şikayet geldiğini vurgulayan Dizdarlı “Hatta sanırım eğitim en çok şikayet edilen konudur.Eğitim ile ilgili son gelen şikayet dün yapıldı. Karpaz'daki okulda yaşananlar ile ilgili bakanlığın harekete geçmesi lazımdır.Normalde bu konu bana gelmeden Eğitim Bakanlığı el koymalıydı ama bu yapılmadı. Orada bir darp olayı olduğu iddia ediliyor. Birileri görevlerinin gereğini yapmadığı için insanlar gelip bizim kapımızı çalmaktadır. İnsanlar sorunlarına çare arıyor” diye konuştu.

Çaresiz vatandaşlara çözüm bulmaya çalıştıklarını Eğer yasada gerekli tadilat yapılırsa daha işlevsel çalışabileceklerini kaydeden Dizdarlı "o zaman bize çözüm olarak önerilen süreleri daha da kısaltabiliriz. Bir sorun 10 senede çözülmez çünkü geç kalan adalet adalet değildir” diye konuştu.

Yaptıklarının halk tarafından çok takdir görmesi sebebiyle arkasındaki halk desteğinin güçlü olduğunun anlaşıldığı ve bunun etkisiyle de siyasete girmeyi düşünüp düşünmediği sorulan Dizdarlı böyle bir düşüncesinin asla olmadığını belirtti.

“Siyasete asla girmem…Bu yıl daha izne bile çıkamadım…”

Dizdarlı “Siyasete girmek gibi bir hiç niyetim yok. Her zaman bağımsız çalışmış birisi olarak siyaset bana göre değildir dolayısıyla istemiyorum. Hatta eşim bir dönem siyasete atılmayı düşündü ama ben ona ciddi anlamda hep engel oldum. Çünkü benim o zamanki yargıç pozisyonum bundan etkilenecekti, engel oldum. E ona engel olduktan sonra kalkıp kendim girersem bu en başta ona saygısızlık olur” ifadelerini kullandı.

Programın sonunda boş vakti var mı, varsa o vakitlerde neler yapmaktan hoşlanıyor diye sorulan Dizdarlı şunları kaydetti;

“Eskiden mahkemeler tatile girdiği zamanlarda tatil yapma imkanım oluyordu ancak bu görevden sonra hiç vaktim yok. Boş vaktim olsa denize gitmeyi, bahçede uğraşmayı, seyahat etmeyi çok severim ama bu sene henüz izne bile çıkmadım."
(KIBRIS POSTASI)
Editör: TE Bilisim