TDP Yerel Yönetimler, Şehircilik ve Çevreden Sorumlu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Hoşkara, katıldığı bir Tv programında su konusuna yönelik açıklamalarda bulundu

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Yerel Yönetimler, Şehircilik ve Çevreden Sorumlu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Hoşkara, TC-KKTC hükümetleri arasında uzlaşıya varılan metnin önceki şekli ile son şekli arasında önemli bir değişiklik olmadığını söyledi.

Suyun özel şirket tekeline dönüşmesine olanak sağlayacak içerikte olan, ciddi belirsizlikler içeren metnin, söylendiği gibi, "yap-işlet-devret" modelini değil, "işletme hakkının devrini" öngördüğünü belirten Hoşkara, Hükümetin, suyun işletme hakkını devrederek, özel şirket tekeline dönüşmesine olanak sağlayabilecek özelleştirme sürecine onay vererek, topu belediyelere attığını söyledi.

Son uzlaşı metninde de, sistemin dışında kalacak olan belediyelere yaşam hakkı tanınmadığını belirten Hoşkara, sistemin dışında kalacak olan belediyelere de mutlak surette özel şirketle rekabet edebileceği eşit ve adil şartlar sağlanması gerektiğini, bunun yapılmamasının dayatma anlamına geleceğini söyledi.

Suyun fiyatının bile belirlenmediğini, imza atan tüm bakanların dahi suyun fiyatını bilmediklerini, ancak kesin olan şeyin de bugün suyu 5-10 kuruştan alan belediyelerin özel şirkete devredilmesinin ardından çok daha pahalıya alacağı olduğunu söyleyen Hoşkara, "Beni seçin parayı en iyi ben alırım anlayışı, şimdilerde yerini, beni seçin en iyi ben devrederim anlayışına dönüşmüştür. Topluma çok şey kaybettiren bu anlayışlardan biran önce vazgeçilerek, toplumun tüm kesimlerine daha adaletli bir yaşam sunulmalıdır" dedi.

"Bu nasıl bir adalettir"
Sürecin kaderini belediye meclislerinin belirleyeceğini, ancak uzlaşı metninde belediyelerin sürece girmemeleri için ciddi bir dayatma yapıldığını belirten Hoşkara, "Top Belediye Meclislerine atılırken, adil bir durum yaratılmamıştır. Siz dışarıda kalan belediyeler için adil ve eşit koşullar yaratmayacaksınız, dışarıda kalan belediyelere suyu özel şirkete vereceğin fiyattan daha pahalı vererek, 'dışarıda kalırsanız cezalandırılacaksınız' diyeceksiniz, sonra da 'kararı siz verin' diyeceksiniz, bu nasıl bir adalettir?" diye soru.

Belediyelerin depodan sonraki maliyetlerinde yatırımlarla birlikte, personel ve elektrik maliyeti, bakım onarım, malzeme, araçlar ve yakıt, altyapı amortisman maliyetlerinin de olduğunu, ancak sisteme girmeyecek olan belediyelere satılacak suyun fiyatının sadece yatırımlar düşülerek hesaplanacağını belirten Hoşkara, "İşletme bunları yapmayacağına göre hesaplama yapılırken bu maliyetler düşmeli. Gerçek maliyet depoya kadar olan maliyetin hesaplanıp suya uygulanmasıdır. Sadece bu unsur bile dışarıda kalmayı düşünen belediyelere yapılan büyük bir haksızlıktır. Özel şirkete ayrıcalıklar tanınırken, yerel belediyelerin sıkboğaz edilmesi nasıl bir anlayışın ürünüdür" diye konuştu.
"Samimiyetsizliğin dik alası"
Sürecin en başından beri özel şirket tekeli amaçlandığını, değişiklik yapıldı denilen metinde de aslında suyun fiyatı yüksek tutularak belediyelerin sisteme dahil edilmeye zorlandıklarını anlatan Hoşkara, sistemin dışında kalacak belediyelere de suyu aynı fiyattan satması gerektiğini, aksi takdirde bunun samimiyetsizliğin dik alası olacağını vurguladı.

"Tüm yönleriyle ele alınmalı"
"Su konusunun yalnızca siyasal açıdan değil, çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Hoşkara, uzlaşı metnine göre personelin de, malzemenin de dışarıdan gelebileceğini, belediyelerin su bölümünde çalışan yaklaşık 350 personelin geleceğinin belirsizliğe itileceğini, alım garantisi ile; dünyanın sürdürülebilir kalkınma açısından büyük önem verdiği tasarruf da yapılamayacağını belirtti ve "Bu proje ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan da kabul edilebilir değildir" dedi.

"TC Kalkınma Bankası Raporu..."
TC Kalkınma Bankası Raporuna göre de, belirsizlik içeren ve analiz raporları olmayan böylesi önemli projelerin uygulamaya konulmaması gerektiğini belirten Hoşkara, su konusunda da başta fiyat olmak üzere, çok ciddi belirsizlikler olduğunu, gerekli araştırmaların yapılmadığını kaydetti. Hoşkara, Türkiye'de uygulanan bu kriterlerin niye sıra bize gelince göz ardı edildiğini sordu.

"BESKİ projesine sahip çıkılmalı"
Gelinen aşamada Belediyelerin biraraya gelerek oluşturduğu BESKİ projesine sahip çıkılması halinde, iş gücünün yerelden sağlanabileceğini, sağlanacak kazançla da Belediyelerin yatırım imkanına kavuşabileceklerini belirten Hoşkara niyet olması halinde BESKİ projesinin yürütülebileceğini, tüm belediyelerin dışarıda kalması halinde de, ihaleye fiyat atan tek şirketin BESKİ olabileceğini ifade etti.

Hoşkara şunları söyledi: , "Bazı Belediyelerde belediyenin deposundan evlere kadar olan bölümde ciddi oranda kaçaklar olduğu doğrudur. Bu noktada Belediyeler de işletme hakkını devretmeden kar ortaklığı yöntemi ile kamu-özel ortaklığı oluşturabilirler. Böylesi bir durumda işletme hakkını devretmiyor, sadece ihtiyaç duyulan hizmeti alıyorsun. Böylesi alternatifler varken ısrarla işletme hakkının devredilmesi yönünde baskı yapılmasını ve bu baskıya da onay verilmesini doğru bulmuyoruz."
 
Editör: TE Bilisim