Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 223 milyon 256 bin 700 TL olarak öngörülen Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı bütçesini oy çokluğuyla kabul etti. 

Cumhuriyet Meclisi Mavi Salon’da yer alan ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Tarım Bakanı Erkut Şahali ile bürokratları da katıldı.

SERDAROĞLU

Komite çalışmalarına öğle arasının ardından UBP Milletvekili Ergün Serdaroğlu’nun konuşması ile devam edildi. Serdaroğlu, gıdanın insan sağlığı açısından önemine işaret ederek, gıdada, tohumdan, tarlaya ve sofraya kadar kontrol ve denetimin şart olduğunu vurguladı. 

Denetimin tarım sektörünün her alanında, kasaplardan restoranlara kadar şart olduğunu, çünkü gıda konusunun çok önemli olduğunu ve dünyada gelişmiş ülkelerde gıda konusunda çok önemli tedbirler alındığını anlatan Serdaroğlu, gıda yanında hijyen konularının da önemine dikkat çekti. 

Serdaroğlu, yerleşim alanlarında yapılan gıda üretiminde kullanılan ilaçların insanlara zarar verdiğini, ayrıca açıkta yapılan gıda satışlarının insan sağlığına zararlı olduğunu anlatarak, bu konuda Tarım Bakanlığı’nın diğer unsurlarla birlikte ele alınıp önlenmesinin önemine değindi. 

Hal Yasası’nın şart olduğunu ifade eden Serdaroğlu, ayrıca üreticilerin bilinçlendirilmesi, denetimlerin de aralıksız yapılması gerekliliklerine dikkat çekti. Serdaroğlu, hayvan hastalıkları ile mücadelede bütçenin şart olduğunu ifade etti. 

ANGOLEMLİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, gıda konusunda denetimin şart olduğunu vurguladı. 

Angolemli, DAÜ’de bir yurtta yaşanan vahim olaya değinerek, ülkede yurtlarla ilgili bir denetim veya yasa olup olmadığını sordu, bunun üniversitelere darbe olduğunu savundu. 

Ülkede üniversite ve öğrenci sayısının sürekli artırıldığını, ancak denetim ve önlemin olmadığını, nasıl bir çözüm bulunacağının da bilinmediğini ifade eden Angolemli, ülkenin halinin gıda konusunda da böyle olduğunu, denetimden aciz bir toplum olduklarını kaydetti. 

Angolemli, ülkenin artık “korsan” olduğunu iddia ederek, üreticilerin ürününün alındığını ancak karşılığının ödenmediğini, bunun kabul edilemeyeceğini, üreticinin borcunun faizinin sürekli arttığını işaret etti. 

Ülkede sağlıksız et ve süt üretildiğini ifade eden Angolemli, sonra da “ülkede hastalıklar aldı başını gidiyor” diye ağladıklarını belirterek, hayvan hastalıklarıyla mücadele kalemine kaynak artırılmasının şart olduğunu söyledi. 

Angolemli, hasta hayvanların kasaba, kasabın da vatandaşlara sattığını savunarak, hastalıkların denetimsizlikten ortaya çıktığını kaydetti. 

Üreticilerin sorunlarına hassasiyetle yaklaşılmasını ve köylünün ödenememesi sıkıntısının giderilmesi gerektiğini ifade eden Angolemli, renkli mazotun da üreticiye verilecek şekilde yeni yıldan itibaren düzenleme yapılmasını istedi. 

Angolemli, sadece tarım sektöründe faaliyet gösteren şahıslarla, diğer iş yapan şahısların ayrımının yapılması, yatırımlarına destek verilmesi gerektiğini anlatarak, bunun kendi düşüncesi olduğunu ve bu insanların geleceklerini kurtarmaları için çalışma yapılabileceğini söyledi. 

DİNÇYÜREK

DP UG Milletvekili Hakan Dinçyürek de konuşmasında, ilk olarak Öğretmenler Günü’nü kutladı, buralara öğretmenler sayesinde geldiklerini vurguladı. 

Dinçyürek, Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı ile enerjiyi de elinde bulunduran Bakan Erkut Şahali’nin zor bir görevi üstlendiğini ifade ederek, bakanlığa bağlı enerjide daire olmadığını, bütçesinin bulunmadığını, kurumsallaşma adına sanal daireler yaratıldığını belirterek bunun işlevsiz olduğunu söyledi. 

Öncelikle enerji dairesinin hayata geçirilmesi gerektiğini, çünkü reformlardan bahsedilirken enerjiden bahsedilmemesinin ciddi bir eksiklik olduğunu belirten Dinçyürek, bu konuda çalışma yapılmasının önemine vurgu yaptı. 

“Enerjide arz güvenliği, çeşitliliği, finansmanı ve çevreyle etkileşimi” başlıklarına yönelik hükümet politikası görmek istediklerini ifade eden Dinçyürek, Kıb-Tek’in Maliye Bakanlığı’na bağlı olduğunu ancak enerjiden sorumlu bir bakanlık bulunurken bunun dışında olduğuna dikkat çekti, bunun mantıksal bir yapısı bulunmadığını söyledi. 

Dinçyürek, enerji politikaları belirlemenin görevinin bakanlıkta olduğunu ancak bunu Kıb-Tek’in üstlendiğini belirterek, bunun devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığı görüşünü ifade etti. 

Ülkede enerjide arz güvenliğini sağlamanın yolunun Türkiye ile enterkonnekte sisteme geçiş olduğunu savunan Dinçyürek, bu konuda kararı ve programı “Kıb-Tek’in mi, bakanlığın mı vereceğini” sordu. 

Dinçyürek, bu konunun toplumsal kavgaya dönüştürülmeden açıklığa kavuşturulması gerektiğini, uygun programların yapılması halinde kendilerinin de destek vereceğini belirtti. Dinçyürek, yeni ekonomik programın imzalanmadan önce çok iyi okunması, programlanması ve irdelenmesi ve ona göre imzalanması gerektiğine değindi, enerjiye ayrı bir önem verilmesini istedi.

Dinçyürek, Türkiye ile enterkonnekte sisteme geçilmesinin ülke için önemli olduğunu belirterek, bu konuda çevre olgusunun da büyük önem taşıdığını, hattın iki yönlü çekilip ihtiyaç fazlasının geri Türkiye’ye de satılabileceğini anlattı. 

Ülkede bu yıl fazla enerjiye ihtiyaç duyulduğu için ülkenin elektriksiz kaldığını da anımsatan Dinçyürek, arz güvenliği için de Türkiye ile atılacak bir adımın gerekli olduğuna işaret etti. 

Hakan Dinçyürek, ülkede 2 elektrik santralinden üretim sağlandığını, ancak dünyada yenilenebilir enerjiye geçildiğini ve ülkelerin enerji ihtiyaçlarının yüzde 20’sine yakınının bu sistemden üretildiğini ifade ederek, KKTC’nin güneş ve rüzgar bakımından yenilenebilir enerji üretim açısından uygun olduğunu vurguladı. 

Dinçyürek, ülkede yenilenebilir enerji kaynakları yanında enterkonnekte sisteme geçilmesiyle rahatlama geleceğini belirtti. Dinçyürek, ülkenin mevcut halinde yaşanan sıkıntılardan birinin de maliyet olduğunu ifade ederek, ülkede bunun Kıb-Tek tarafından yapılmasını ve Bakanlar Kurulu’na sunmasını eleştirdi, bu maliyet hesaplarının bakanlık tarafından yapılması gerekliliğine değindi.

Dinçyürek, “Kim bu ülkeyi iki kat enerji maliyeti tüketmeye mahkum edebilir?” diye sordu. 

Tarımı 2013’ten beri CTP’nin yönettiğini söyleyen Dinçyürek, partisel sorumluluğu bulunduğunu, bakan değiştiyse de ekibin aynı olduğunu kaydetti.

Dinçyürek, ürün bedelinin zamanında ödenemediğini söyleyerek, yaratılan kaynağın nereye gittiğini sordu. TÜK’ün doğru yönetilmediğini savunan Dinçyürek, ürün bedellerine ayrılan paranın kötü yönetim nedeniyle harcandığını iddia etti. 

Dinçyürek, TÜK’ün daha iyi yönetilmesi gerektiğini, aksi halde beraberinde çiftçilerle birlikte batacağını savundu. 

Tarım Sigorta Fonu’nda kaos ve partizanlık yaşandığını iddia eden Dinçyürek, bu nedenle gerçek kuraklığı ödemek için ihtiyaç duyulduğunda, para ödenmesinde sorun yaşandığını söyledi. 

Süt Kurumu’nun yapısal reforma ihtiyacı olduğunu da belirten Dinçyürek, küçükbaş hayvan üretiminin önemli olduğunu ve küçükbaş hayvan üretiminde soğuk zincirin teşviklendirilmesi gerektiğini belirterek, devletin yeni politikalar üretmesi gerektiğini ifade etti.

Sütte yapısal reformun şart olduğunu belirten Dinçyürek, ülke genelinde hayvancılıkla geçinen insanların faydalanabileceği teşvik sistemine geçilmesinin zorunlu olduğunu da kaydetti.

Hakan Dinçyürek, ülkedeki en önemli sorunlardan birinin gerçek üretici tanımın yapılmaması olduğunu ifade etti.

Kamu çalışanlarının direkt ya da dolaylı şekilde teşviklerden yararlanmasının üreticiyi rahatsız ettiğini belirten Dinçyürek, hükümetin bu konuda önlem alması gerektiğini söyledi.

Su konusuna da değinen Dinçyürek, Türkiye’den gelen suyla ilgili gereksiz şekilde ciddi tartışmalar yaratıldığını belirtti. 

Dinçyürek, görevde olduğu dönemde suyla ilgili yasa çalışması yaptıklarını söyleyerek, suyun KKTC’ye gelmesinden sonraki aşamaları anlattı. 

Dinçyürek, Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun halka en iyi, ucuz ve erken zamanda ulaşması sorununu, en iyi şekilde çözecek kurum tarafından yapılması gerektiğini ifade etti. 

Dinçyürek, “Devlet kontrolü elinde tutmak kaydıyla, ihtiyacı belirler, proje ile yap-işlet-devret formülüyle ihaleye çıkar. Bu şekilde sorun çözülebilir” dedi.

Gıda güvenliği, CMC atıkları, taş ocakları konularında tedbir alınması gerektiğini söyleyen Dinçyürek, işlenmemiş doğal kaynağın ihracatına karşı olduklarını vurguladı.

BAKIRCI

Daha sonra söz alan DP UG Milletvekili Hamit Bakırcı, küçükbaş hayvancılığı geliştirmeye ve desteklemeye yönelik adımlar atılması ve brucella hastalığını yok etmek gerektiğini kaydetti. 

Başıboş köpeklerin kırsal bölgelerde hayvan ve insana zarar verdiğini söyleyen Bakırcı, tedbir alınmasını istedi. 

Bakırcı, taş ocaklarından çıkan malzemenin kontrol altına alınması gerektiğini belirtti.

Türkiye’den gelen su konusunda yetkililerin açıklamalarının yetersiz olduğunu söyleyen Bakırcı, yetkililerin ve bakanlığın konuya ilişkin açıklama yapmasını gerektiğini söyledi. 

TATAR

UBP Milletvekili Ersin Tatar, gıda fiyatlarında artış yaşanacağını, bu nedenle tarımın desteklenmesinin önemli olduğunu belirtti. 

Verimliliğin nasıl artırılabileceği konusunda devletin önlem alması gerektiğini söyleyen Tatar, ithalatı önlemenin önemli olduğunu kaydetti. 

Tatar, taş ocakları konusunda devletin izin iptaline karşı tazminat davası açıldığını belirterek, bu konudaki kararlarda çok iyi inceleme yapılarak imza atılması gerektiğini ifade etti. 

HAMZAOĞLULARI 

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğluları, arpa konusunda önlem alınması gerektiğini, bu konuda tehlike çanları çalmaya başladığını söyledi. 

Hamzaoğulları, süt sübvansiyelerinde yaşanan sorunlara değindi.

Hamzaoğluları, esas sorunun süte gerçek değerinin verilmemesi olduğunu belirtti.

Tarım amaçlı kiralanan arazilere de değinen Hamzaoğluları, bu arazilerle ilgili ayrıntılı bilgi verilmesi gerektiğini kaydetti. 

TAÇOY 

Komite Başkan Vekili ve DP UG Milletvekili Hasan Taçoy da, bütçeye ret oyu vereceklerini açıkladı.

Hayvancılık Dairesi ile Veteriner Dairesi’nin birleştirilmesi, TÜK’ün ve Süt Kurumu’nun durumu gibi konularda adım atılması gerektiğini söyleyen Taçoy, bu gibi konularda karar üretilmesi gerektiğini belirtti.

Hayvansal ve tarımsal ürünlerde kullanılan ilaçlarla ilgili denetim yapılması gerektiğini söyleyen Taçoy, bunların ülke geleceği için elzem olduğunu vurguladı. 

Taçoy, geleceğe yönelik projeler yapılması gerektiğin söyleyerek, Türkiye’den gelecek sudan yapılacak üretimin ülke ihtiyaçlarına göre çeşitlendirilmesine yönelik adımlar atılmasını talep etti. 

Hayvansal hastalıkların giderilmesinin şart olduğunu belirten Taçoy, ülke ekonomisinin tarımla ilgili projelere ihtiyacı olduğunu ifade etti. 

SOYER

Komite Başkanı CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, en ağır kuraklıklardan birinin yaşandığını, ciddi sorunlarla baş edildiğini ve en iyi şekilde bu kuraklığın atlatıldığını söyleyerek, buna katkı koyanlara teşekkür etti. 

Soyer, reformlar konusunun iyi tartışılması gerektiğini ifade etti. 

ŞAHALİ

Konuşmacıları yanıtlayan Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali ise, reformla ilgili uygulama kararlılığı göstereceklerini, ancak bunun tarımla uğraşanların zarar görmeyeceği şekilde yapılacağını söyledi. 

Tarım üretiminde verimliliğin artmasının büyüme ile ilişkili olduğunu, kooperatiflerin, küçük üreticilerin bir araya gelmesinin teşvik edileceğini belirten Şahali, TÜK ile ilgili hataların, kurumun güvenirliğini zedelediğini, bunun tespitine yönelik çalışmaların devam ettiğini ancak kurumun batmadığını, ticari itibarının yok olmadığını kaydetti. 

Ürün bedelleri konusunda bekleyiş olduğunu, üreticiye alın terinin karşılığının ödenmediğini belirten Şahali, bu sorunun çözülmesi için yoğun gayret içinde olduklarını söyledi. 

Gıda güvenliği bakımından laboratuvarların önemli olduğuna işaret eden Şahali, bu konuda Sağlık Bakanlığı ile çalışma başlatıldığını, gıda güvenliği konusunda çalışma yapan laboratuvarların birleştirilmesinin gündemde olduğunu ifade etti. 

Gıda güvenliği bakımından ürünlerin izlenebilirliğinin ve kayıt altına alınmasının önemine değinen Şahali, gereken adımların atılacağını söyledi. 

Şahali, narenciye sektörünün rekabet gücünün artırılması konusuna özel önem verileceğini, sertifikalı ürünlerin pazarlanması ve teşviki için gayret sarf edileceğini belirtti. 

Şahali, en önemli hedeflerinin tarımsal sektörün kendi ayağı üzerinde durması olduğunu kaydetti. 

Konuşmaların ardından oylamaya geçildi ve Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.

Komite bugün son olarak İçişleri ve Çalışma Bakanlığı bütçesini görüşecek.
Editör: TE Bilisim