Cumhurbaşkanı Eroğlu mesajında şunları kaydetti:

“Bayramlar, toplumlar için sevinçlerin, coşkuların doruğa ulaştığı, paylaşıldığı, büyük anlam ve değeri olan günlerdir.
Bizim iki dini bayramımız vardır; Ramazan (Şeker) ve Kurban bayramları, geçmişten günümüze Kıbrıs Türkü arasındaki bağları kuvvetlendirmiş, dayanışmamızı, kaynaşmamızı artırıcı rol oynamıştır. İslam dinin vecibelerinden olan oruç, kişinin benliğine sahip çıkabilmesinin ciddi sınava tabii tutulduğu bir süreçtir. Yokluk içinde olanların, şifa arayanların, ihtiyacı bulunanların aramızda yaşadıklarının bilinci ile paylaşımcı olmanın öneminin idraki ile hareket etmek insanoğlu için bir erdemdir.

İnsanoğlu fanidir. Manevi dünyaya gereken kıymeti vermek, her şeyin önüne sevgiyi, saygıyı, yardımseverliği koyabilmek, insanoğlunun mutluluğunu artırır. Bencillik, hırs, nefret, kin ve küskünlük, bizlere zarar verir, mutsuz eder. Taşınmaları insanoğlu için ağır bir yüktür. Bayram günlerini fırsat bilerek affedici olmayı, hoşgörülü davranmayı, dargınlıkları geride bırakmayı, faydasız hırslardan, nefret duygularından, aşırılıklardan kurtulabilmeyi mutlaka başarmalıyız.

Toplumsal olarak en büyük gücümüzün birlik ve beraberliğimiz olduğunu hiç unutmamalı, aramıza nifak sokmaya, yaşama sevincimizi, dinamizmimizi kırmaya çalışanlara asla izin vermemeliyiz. Devlet yönetimi olarak insanlarımızı, birey olarak etrafımızdakileri, iyiye, doğuya, güzele yönlendirmeliyiz.

İnsanlarımızın sağlığını etkileyen kötü alışkanlıklardan uzak durması için Devlet üzerine düşeni yaparken, bireyler olarak bizler de bir birimizi uyarmalıyız. Tüm ilgili birimler ve makamlar trafik kazalarının önüne geçilmesi için özel bir gayret içinde olmalı denetimler ciddiyetle, en küçük bir taviz verilmeden sürekli olarak yapılmalıdır.
Devletimiz, egemenliğimiz, demokrasimiz, Anavatan Türkiye ile sağlam, sağlıklı, kardeşçe ilişkilerimiz bizim için büyük önem ve değere sahiptir. Bunlara sahip çıktıkça, daha da gelişmeleri için çaba harcadıkça her alanda başarılı olacağımızdan herkes emin olmalıdır.

Barış ve huzurun, sevgi ve saygının en büyük insani değerler olduğunun bilinci içinde, biz, Kıbrıs konusunu tarihe gömmek, Rum komşularımızla Ada’daki gerçeklere dayalı bir antlaşma yapabilmek için samimiyetle yoğun bir gayret içinde bulunuyoruz. Umarız karşı taraf 1974 öncesine dönüşün asla mümkün olmadığını anlar ve erken biz zamanda bir antlaşamaya varırız.

Eğer tüm gayret ve iyi niyetimize rağmen Rum bir antlaşmaya yanaşmıyorsa Kıbrıs Türk halkı olarak, Anavatan Türkiye ile birlikte bize zarar veren mevcut statükonun değişmesi için etkin çıkış yolu aramak ve bulmak zorundayız. Rumların oyalama, sporcumuzun, iş insanlarımızın, sanatçılarımızın, kısacası tüm kesimlerimizin önünü kesme, bize kendi istedikleri çözümü dayatma politikalarına daha fazla izin veremeyiz.

Ramazan Bayramı’na girerken İslam ülkelerinde yaşanan iç çatışmalar, İsrail’in Filistinli kardeşlerimize yönelik akıl almaz, insanlık dışı saldırgan tutumu bizleri üzmektedir. Bir kez daha, İsrail’in Filistin devleti ve halkına yönelik saldırılarının Kıbrıs Türk Halkı’nın bir bütün olarak Türkiye’nin etkin ve filli garantisinin devamını istemekteki haklılığını somut olarak ortaya koyduğuna dikkat çekmek istiyorum.

Dileğimiz İslam ülkelerindeki iç çatışmaların sona ermesi ve İslam Dünyası başta olmak üzere tüm dünyaya barışın adaletin, insan haklarına saygının hakim olmasıdır. Dileğimiz Filistin meselesinin bir an önce iki egemen Devlet’e dayalı bir çözüme kavuşturulmasıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslam Alemi’nin, Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimizin ve halkımızın Mübarek Ramazan Bayramı kazasız, belasız geçmesi dileklerimle candan kutlar, hepinize sağlık ve mutluluklar dilerim.”
 
Editör: TE Bilisim