CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin ardından söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan ise, 40 senede 39. hükümetin kurulduğuna işaret ederek, böyle bir durumda siyasi istikrardan bahsetmenin zor olduğunu söyledi.

Candan hükümet programını, kendisinin de Tufan Erhürman gibi; “kısmetse olur programı” şeklinde gördüğünü belirtti

Kıbrıs’ta mayıs ayından sonra müzakerelerin daha da yoğunlaşacağını ve siyasi kararların alınması gerekeceğini söyleyen Candan, Hükümet Programı’nda 11 Şubat ortak metnine net bir atıf yapılmadığını kaydetti.

Hükümet ve meclis olarak bu metni dikkate alarak hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Candan, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya tam destek verilmesi gerektiğini söyledi.

Candan, AB müktesebatına uyum çalışmaları konusunda hükümetin atacağı adımlara destek vereceklerini de kaydetti.

Müzakereler çerçevesine IMF, dünya bankası ve Avrupa Merkez bankası ile yürütülen çalışmaların hükümet tarafından desteklenmesinin önümüzdeki süreçte de büyük önem taşıdığını kaydeden Candan, görüşmeler çerçevesinde oluşturulan Ad hoc komitelerde birçok uzmanın çalıştığını hatırlattı.

Candan, komite aşamasındaki yasalara gereken önemin verilmesini de isteyerek, yasaların en kısa zamanda Meclise gönderilmesini temenni etti. Candan, Derinya ve Aplıç kapılarının da en kısa sürede açılması için gerekli çalışmaların yapılmasını istedi. Candan, Dışişleri’ne alınacak personelin acil ihtiyaç olduğunu ve bu alımların prosedüre uygun şekilde yapılmasını istedi.
Candan, Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanı’na tam destek verilmesinin de çok önemli olduğunu vurguladı.

AKANSOY

Candan’ın ardından söz alan CTP milletvekili Asım Akansoy, hükümet programının sıkıntılara çözüm getirecek nitelikte olmadığını, metnin çoğunluğunda yer alan Kıbrıs konusuyla ilgili ifadelerin geçmiş hükümetin sorununun bu konuda olduğunu gösterdiğini söyledi.

Vatandaşlık konusunda tatmin edici bir ifade bulunmadığını kaydeden Akansoy, buna nasıl bir düzenleme getirileceğinin bilinmesi gerektiğini belirtti.

Akansoy, Şehir ve Planlama Dairesi’yle ilgili de başlatılan çalışmaların devam etmesini ve emirnamelere son verilmesi gerektiğini kaydetti.

Tarım arazileri ve kırsal kesim arsalarının da riskli konular olduğunu dile getiren, Akansoy, yapılacak çalışmaların siyasetin niteliği açısından çok önemli olduğunu belirtti.

Akansoy, önceden başlatılan çalışmaların devam etmesi durumunda destek olacaklarını söyledi.

DERYA

CTP milletvekili Doğuş Derya ise, programda bol bol anavatan kelimesi geçtiğini, anavatanın tezi olan federasyonun ise neredeyse hiç kullanılmadığını ifade ederek, programda yer alan “alternatif”in ne olduğunu bilmek istediğini söyleyerek “Türkiye’ye ilhak mı olacağız” dedi.

Derya, programda yer alan kalıcı delegasyon konusunu da doğru bulmadığını belirterek, CTP döneminde yurttaşlık yasalarının görüşülmesini UBP’nin engellediğini anlatarak, şimdi UBP’nin yeni yurttaşlık yasasından neyi amaçladığını açık bir dille ortaya koyması gerektiğini, muğlaklığın ortadan kaldırılmasını istedi.

Eğitim alanında “fırsat eşitliği politikası geliştirilecektir” cümlesinin ne olduğunu anlayamadığını dile getiren Derya, öğretmenlerin şuralarda aldığı kararlar bulunduğunu ancak bunun bugüne kadar dikkate alınmadığını kaydetti.

Doğuş Derya, eğitimde kamu ve özel okullarına fırsat eşitliği tanınacağı ifadesinin ne anlama geldiğini de sorarak, milli kültürden bahsedilmesini eleştirdi ve bunu bugün dünyada sadece faşist partilerin talep ettiğini savundu.

Derya, Doğa Koleji’nin hisselerini devretmesi, sigorta primlerinin yatırılmaması, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yeniden yapılandırılmasıyla ilgili hükümetin neler yapacağını merak ettiğini belirtti.

HÜSEYİN ERÇAL

Daha sonra söz alan CTP milletvekili Hüseyin Erçal, 40 yılda 39, 3 yılda 3 hükümet kuruluyorsa ülkede artık idari yapının tartışılması gerektiğini dile getirdi.

Başkanlık sisteminin ele alınması, başka bir yönetim şekli oluşturulmasının tartışılması gerektiğini belirten Erçal, hükümet programının tam bir şeçim bildirgesi niteliği taşıdığını ifade etti.

Programda yer alanların yüzde 25’inde ilerleme sağlanmasını bile bir başarı olarak değerlendireceğini ifade eden Hüseyin Erçal, yeni atamalarla yeni müşavirler yaratılmasının karşısında duracağını kaydetti.

Erçal, ülkede mali disiplin için israfın önlenmesi ve kişiye özel uygulamaların olmaması gerektiğini ifade ederek, Kamu Görevlileri Yasası’yla ilgili değişikliklerin bir an önce geçirilmesini istedi.

İstihdamların da ihtiyaca ve adalet ölçülerinde bir an önce yapılması gerektiğini kaydeden Erçal, mal beyanı konusunun da uygulanmasını istedi.

Programda bahsedilen e-devlet uygulamasının yıllardır gündemde olmasına rağmen henüz hayata geçmediğini söyleyen Erçal, “hepimizin çıkarları var hayata geçmesi işimize gelmedi” dedi.

Huzurlu bir ülke isteniyorsa Kıbrıs konusunda ortaya konulan ortak belge çerçevesinde bir yapı oluşturulmasının zorunlu olduğunu dile getiren Erçal, Güven Yaratıcı Önlemler kapsamında öngörülenlerin de yerine getirilmediğini savundu.

Erçal, su konusunda da ciddi tedbirler alınması gerektiğini belirterek, programda belediyeler konusunda da muğlak ifadeler olduğuna işaret etti.
Çevre ve kıyılarla ilgili de gerekli adımların atılmadığını savunan Erçal, programda da yapılacaklarla ilgili hiçbir net ifadeye yer verilmediğini söyledi.

Erçal, çevre, narenciye, eksik kadrolar, sağlık sistemi gibi konularda da hükümet programında yeterli açıklama bulunmadığını belirtti. 
Editör: TE Bilisim