Ana muhalefet Demokrat Parti Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, Kıbrıs Genç TV’de Mustafa Alkan’ın hazırlayıp-sunduğu ‘Er Meydanı’ programına konuk olarak, gerek ülke gündemi ve Kıbrıs sorunu, gerekse kendisine ve partisine yönelik atılan iddialara açıklık getirdi.

“CTP-UBP HÜKÜMETİ, İNAT ÜZERİNE KURULMUŞ, İNTİKAM DUYGULARIYLA OLUŞMUŞ VE ASLINDA 6-7 AYDA TÜKENMİŞ, UZATMALARI OYNUYOR…”
Ana muhalefet olarak mevcut hükümetin tutumunun sorulduğu programın ilk bölümünde Serdar Denktaş, CTP-UBP hükümetinin her şeyden önce bir inat üzerine kurulduğunu ve intikam duygularıyla oluştuğunu dile getirdi.
“Bir kere inat üzerine kurulmuş, intikam duygularıyla oluşmuş bir hükümet modelinden bahsediyoruz. Çok geniş tabanlı ama çok da sorunlu ve açıkçası adım atmaya da niyetleri yok. Su olayından tutun, bugüne kadar geçirilen bütün yasalar bir önceki hükümette hazırlamış olduğumuz bizim yasalar. Yeni hiçbir şey gelmiş değil. Ve aslında 6-7 ayda tükenmiş, bitmiş, uzatmaları oynayan bir hükümet görünümde. Açıkçası benim bir beklentim yok bu iktidardan. Devraldıkları işleri götürecekleri kadar götürecekler ama bir yenilik, bir üstüne ekleme maalesef olmayacak.”
Adına “Reform hükümeti” denilen CTP-UBP iktidarının aslında reformdan uzak olduğunu da savunan DP Genel Başkanı Denktaş; “reform demek için önce reforma inanmak gerek. Öyle bir inanç var mı? Yok, göremiyoruz. Kamu Reformu bitmiş şekliyle tıkandı kaldı. Sağlık Reformu dediler hani? Demek ki gerçekte niyet yok” diye konuştu.

“SEÇİM VE HALK OYLAMASI YASASI’NDA ‘BÖLGECİLİĞİ’ ORTADAN KALDIRMAYI HEDEFLEYEN ÖNERİYE, NE BİZ, NE DE UBP ENGEL DEĞİL”

Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda ‘bölgeciliği’ ortadan kaldırmayı hedefleyen değişiklik önerisine, UBP ve DP’li bazı vekillerin itiraz ettiği yönündeki iddialarında gerçeği yansıtmadığını açıklayan DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş; “nerede engel olmuşuz, hangi maddede anlaşmamışız. Açıklansın. Bu konuda hiçbir partinin bir tek olumsuz tavrı yokken bu iddiaların ortaya atılması belli ki yeni bir oyunun varlığının göstergesi. Tabi bu CTP’nin genel taktiği” diyerek asılsız ortaya atılan bu iddianın ilk olarak CTP yayın organı tarafından gündeme getirildiğini ve gerçekten uzak olduğunu hatırlattı.

Serdar Denktaş ayrıca Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın bir uzman işi olduğunu ve uzmanlar tarafından hazırlanması gerektiğini söyledi.


“MECLİSTEKİ MUHALEFİTİMİZ GAYET İYİ. SADECE ELEŞTİ YAPMIYOR ÖNERİDE SUNUYORUZ. ANCAK…”
‘Faydalı bir ana muhalefet yaptığınıza inanıyor musunuz?’ sorusuna da yanıt veren Serdar Denktaş, Meclisteki muhalefetlerinin gayet iyi olduğunu, çünkü kürsüde yalnızca eleştiri yapmadıklarını, yanı sıra sorunların nerden kaynaklandığını ve nasıl çözümlenmesi gerektiğini ortaya koyduklarını belirtti.
Denktaş; “Ancak dinleyen yok. Siz ne kadar tek başına o muhalif sesi duyurmaya çalışırsanız çalışın mevcut hükümet bunu dikkate almıyor. Bu konuda basında muhalefetin çok daha yanında olmalı ki kamuoyuna doğru bilgi yansısın. Aksi takdirde yalnızca tavrınızı ortaya koymuş olursunuz” dedi.

“YENİ EKONOMİK PROTOKOLÜN GEÇMİŞTEKİNDEN HİÇBİR FARKI YOK…”
‘Ekonomik Protokol’ün imzalanmasının da gündeme geldiği programda Serdar Denktaş şunları söyledi: “Son hazırlanan şeklini görmedik. Yalnız Devlet Planlama Örgütü’nün hazırladığı taslağı inceleme fırsatı bulduk. Oradaki eleştirimizi de yaptık. Dikkate alınıp alınmadığını bilmiyorum çünkü dediğim gibi son şeklini görmedik. İlk şekliyle söyleyebilirim ki yeni protokolün geçmiştekinden hiçbir farkı yok. Hiçbir yenilik getirmeyecek. İddiam şu ki, 2008’te imzalanmış ve 8 yıldır uygulamada olan bu protokol ekonomimizi büyütmedi, istikrar kazandırmadı aksine 8 yıldan bu yana istikrarlı bir daralma yaşanmaktadır. Dolayısıyla bu protokol bize uymadı. O nedenle yeni bir yaklaşımla, yeni bir protokol döneminde daha iyi hazırlanmak çok önemliydi ancak bunu da maalesef mevcut hükümet başaramadı.

“HÜKÜMETE ÇAĞRIM; EĞER KOALİSYONA DEVAM EDECEKLERSE, HAZIRLADIKLARI PROTOKOLÜ İMZALASINLAR. YOK, EĞER ETMEYECEKLERSE YENİ GELECEK HÜKÜMETLERİ BOYUNDURUK ALTINA ALMASINLAR”
Bu konuda hükümete çağrıda bulunan ana muhalefet DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş; “hükümete çağrım; eğer koalisyona devam edeceklerse, hazırladıkları protokolü imzalasınlar. Yok, eğer çok kısa bir süre içersinde hükümete son vereceklerse bir imza atıp hiç yeni gelecek hükümetleri boyunduruk altına almasınlar” dedi.

“CTP/UBP HÜKÜMETİ ÇOKTAN BOZULURDU DA SANIRIM VERİLEN TALİMAT ÜZERİNE DEVAM ETMEKTEDİRLER”
Denktaş, CTP/UBP koalisyonunun akıbeti konusunda ise; “bence çoktan bozulurdu da sanırım verilen talimat üzerine devam etmektedir. Gördüğümüz gidişatın başka bir izahatı yok” diye konuştu.

YOLSUZLUK VE RÜŞVET İDDİALARINA DA AÇIKLIK GETİREN DENKTAŞ; “SUSTUKCA ÜZERİME GELİNİYOR. DAVA AÇMAYA HAZIRLANIYORUM. YETER ARTIK!”
‘Er Meydanı’ programında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları konusunda da şahsına ve partisine yönelik atılan iftiraların doğruyu yansıtmadığını ve artık bu konularda yasal işlem başlatacağını kaydeden DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş; “Sustukça daha fazla çoğalıyor bu asılsız iddia ve suçlamalar. Her şeyden önce şunu söylemem gerekir ki, tazminat davası açmaya hazırlanıyorum. 15 yaşından bu yana deniz merakım var ve eski teknem ile arabamı satarak, üstüne de biraz borçlanarak 2003 yılından aldığım teknenin dahi rüşvet karşılığı olduğu iddia ediliyor. Yeter artık!” dedi.

“DENKTAŞ’ SOYADINA KARŞI MÜTHİŞ BİR KARALAMA VE YIPRATMA KAMPANYASI YILLARDIR MEVCUT”
“BUNUN ADI ‘İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU’DUR”

Şahsına yönelik asılsız iddiaların asıl amacının “Denktaş “soyadına karşı yapıldığına da dikkati çeken Serdar Denktaş şöyle konuştu: “şöyle bir geçmişe bakıyorum Kıbrıs sorunu ciddi bir aşamaya geldiği her dönem ‘Denktaş’ soyadına yönelik müthiş bir karalama ve yıpratma kampanyası başlatılıyor. Bunun adı ‘İtibarsızlaştırma Operasyonu’dur.

Çünkü resmen yapılan karakter katlidir. Hiç ilgim alakam olmayan konularda suçlanıyorum. Kimisine cevap veriyor, kimisine cevap vermeye değer bulmuyorum. Ancak bu kadar yeter!
Adadaki etkimden dolayı değil ama soyadımdan dolayı, söyleyeceklerim Türkiye’de etkili olacağı ve etkileyeceği için buna yönelik bir yıpratma kampanyası var diye düşünüyorum. Bu sadece bana karşı değil babam Rauf Denktaş, hatta Ağabeyim Raif Denktaş da bu konulardan yıllardır muzdarip oldu. Hangi odak bilmem ama belli odaktan çıktığını anlayabiliyoruz.”

RÜŞVET OLARAK YAT ALDIĞI İDDİA EDİLEN BAŞTAŞ, SUÇLAMALARI RED ETTİ…
“NE YAT ALDIM, NE RÜŞVET VERDİM. HER İKİ TARAF OLARAK FARKLI SUÇLAMALARLA KARŞI KARŞIYAYIZ.”

Rüşvet iddialarının konuşulduğu esnada programa Serdar Denktaş’a rüşvet olarak yat aldığı iddia edilen Ahmet Baştaş’da telefonla bağlanarak, gerçekleri ortaya koydu.
“Olay basında yer almakta ve ne yazık ki ben üzülerek izlemekteyim. Keşke basın haberi yayınlamadan önce gerekli araştırmayı yapsaydı. Bu suçlamaları bende tıpkı Serdar Denktaş gibi planlı olarak görüyorum. Rantçı değil, yatırımcıyız. Samimi olarak söylemem gerekirse Serdar Denktaş’a ne yat aldım, ne de rüşvet verdim. Böyle bir girişimimiz olmadı. Ağzımdan çıkmış gibi yapılan haber kesinlikle uydurma bir haberdir. Her iki taraf olarak farklı suçlamalarla karşı karşıyayız.”

MÜZAKERE SÜRECİ…
Programın son bölümünde ise müzakere sürecindeki son gidişat ele alındı.
Gerek Türk, gerekse Rum liderin uzlaştıkları veya uzlaşmaya yakınlaştıkları konuları iki ayrı pencereden, iki farklı gözlükle bakıp, okuduklarını ve halklarına farklı yansıttıklarını tutanak ve basına yansıyan açıklamalardan gördüklerine dikkati çeken DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, bunun son derece kritik ve tehlikeli olduğuna dikkati çekerek; “temkinli olmalıyız” dedi.

“TALEP ETMEMİZ GEREKEN TÜRKİYE AB TAM ÜYESİ OLANA KADAR, GARANTİ SİSTEMİ VE TÜRK ASKERİNİN ADADA KALMASI YÖNÜNDE OLMALIDIR”
Garantiler konusunda ise Serdar Denktaş; “talep etmemiz gereken Türkiye’de AB tam üyesi oluncaya kadar garanti sisteminin ve Türk Askerinin Adada kalması yönünde olmadır” diye konuştu.

“AKINCI’YA ÇOK İÇTEN GÜVENMEK İSTERİM. ANCAK MÜZAKERE YÖNTEMİ, ŞEKLİ VE TAKTİĞİ ARZU ETTİĞİMİZ GİBİ DEĞİL”
‘Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın atacağı imzaya güveniyor musunuz?’ sorusuna Denktaş; “çok içten güvenmek isterim. Ancak Sn. Akıncı’nın müzakere yöntemi, şekli ve taktiği arzu ettiğim gibi değil. İçerde uzlaşılanla, taraflara söylenenler arasında fark varsa bizlerden bir şey gizleniyor demektir. Uzlaşılan metni görüp, inceleyeceğiz ve ona göre tavrımızı belirleyeceğiz” diyerek karşılık verdi.
Editör: TE Bilisim