Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş), “Yerli İstihdamına Katkı Primlerinin Değerlendirilmesi Yöntemi ve Kullanılması Yasa Tasarısı”nı “ırkçılık” olarak nitelendirerek, bu yasa kapsamında Teşvik Prim Sisteminin  ele alınacağı “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Danışma Meclisi” toplantısına katılmayacağını açıkladı.

Dev-İş Genel Başkanı Mehmet Seyis, konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklamada, Dev-İş’in üyesi olduğu “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Danışma Meclisi”nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 7 Şubat 2013 tarihili yazıyla bugün toplantıya çağırıldığına işaret etti.

Seyis, Bakanlığın çağrısında Dev-İş’in “Yerli İstihdamına Katkı Primlerinin Değerlendirilmesi Yöntemi ve Kullanılması Yasa Tasarısı” hakkında görüş vermesi istendiğini,  bu amaçla konuyla ilgili dokümanların kendilerine iletileceğinin belirtildiğini ifade ederek, toplantı günü olan bugün itibarıyla ellerine bu dokümanların ulaşmadığını kaydetti.

Dokümanların ellerine ulaştırılmamasının Ulusal Birlik Partisi (UBP) Hükümeti ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın gayr-i ciddi tavrının devam ettiğini gösterdiğini ileri süren Seyis, “Dev-İş böylesi göstermelik ve ne yapılacağı önceden karara bağlanmış toplantılara katılarak figüran olmayacak ve bu Hükümet’in çalışan düşmanı, sermaye yanlısı uygulamalarına suç ortağı olmayacaktır”  dedi.

Seyis, Dev-İş ve Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-İş)’in daha geçen hafta Meclis Komitesi’nde aynı yasa tasarısının “ırkçılık” olduğunu söyleyerek Komite’yi terk ettiğini hatırlatarak, Dev-İş ve Türk-Sen’in “biz sizin suç ortağınız değiliz”  tavrını herkesin anladığını, ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bunun anlamadığını ileri sürdü.

Mehmet Seyis, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bu gerçekler ortadayken “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Danışma Meclisi”ni bugün toplantıya çağırmasının gerçek nedeninin “yapacaklarını her kesimle görüşerek yaptıkları” görüntüsü vermek olduğunu iddia etti.

Dev-İş’in bu konulardaki görüşünü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve kamuoyuyla defalarca paylaşıldığını anlatan Seyis,  gelinen aşamada “göstermelik toplantıya” katılmamakla birlikte görüşlerini kamuoyuyla bir kez daha paylaşmayı uygun bulduklarını kaydetti.

“NE YAPILMAK İSTENİYOR?”

Mehmet Seyis, ülkede en fazla ezilen kesimin özel sektör işçileri olduğunu ifade ederek, Teşvik Prim Sistemi (TPS) Fonu’nun, yabancı işçiler için kesilen İhtiyat Sandığı paralarının işçilerin hesabına yatırılmak yerine TPS’ye yatırılması ve bu paraların da işverenlere aktarılması üzerine kurulduğunu anlattı.

Seyis, Dev-İş’nin, TPS Fonu’ndaki paraların işçilere ait olduğunu ve her koşulda işçiler için kullanılması gerektiğini savunduğunu aktararak, Hükümet’in tavrının ise “yabancı işçi” adıyla insanlık suçu içeren ayrımcılık yapılmasına aracı olacağını iddia etti.

“YABANCI VE KAÇAK İŞÇİ ÜLKENİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ”

Mehmet Seyis, Dev-İş’e göre yabancı ve kaçak işçi sorununun ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğuna işaret ederek, “Çünkü bu sorun, gerek ekonomik, gerek sosyal ve demografik, gerek asayiş, gerekse işverenlerin yabancı işçilere köle muamelesi yapması sonucu insani konularda olumsuz gelişmeleri tetikliyor” dedi.

Seyis, yabancı ve kaçak işçi konusunda mevcut durumun, yurttaşlara iş olanağı sağlamak yerine işsizliği körüklediği gibi yabancı işçilere de insani çalışma koşulları sağlamaktan uzak bir durum yarattığını kaydetti.

Konunun  “Ucuz İş Gücü” olarak değil, “İş Gücü Açığı” olarak ele alınması, yerli işçi bulunmaması halinde yabancı işçiye izin verilmesi şeklinde çözülmesi gerektiğini anlatan Mehmet Seyis, devletin konuya yaklaşımının ise “demografik, sosyal ve kültürel yapıdaki bozulmayı düzeltmek;  Kıbrıslı Türklerin istihdamı ve çalışma koşullarını olumsuz olarak etkilemeyecek politikaları sağlamak ile  tüm yabancı işçilerin ücretleri ve iş koşullarında, Kıbrıslı Türk çalışanlarla aynı koşulların ve eşitlik ilkesinin olmasını sağlamak” temel ilkelerine dayanması gerektiğini savundu.

ÖZEL SEKTÖR İŞÇİLERİNİN DURUMU

Dev-İş Genel Başkanı Mehmet Seyis, az sayıdaki sendikalılar hariç özel sektör çalışanlarının yasalarda yer alan 8 saatlik çalışma süresi, izin hakkı, bayram ve resmi tatil günleri, işçi ve iş sağlığı güvenliği kurallarından yoksun olarak kötü koşullarda çalıştığını anlatarak, iş güvenceleri olmaması nedeniyle özel sektör çalışanlarının örgütlenmede de sıkıntı yaşadığını söyledi.

“İŞ MAHKEMELERİ KURULMALI”

Seyis, özel sektör çalışanlarının, çalışma olanaklarının mutlaka patronların iki dudağı arasından kurtarılması, bir an önce bir ‘İş Güvencesi Yasası’ yapılıp, “İş Mahkemeleri” kurulması gerektiğini belirtti.

“YABANCI İŞÇİLERE DE SENDİKALI OLMA ŞARTI GETİRİLMELİ”

“Bu çerçevede ilgili yasalarda  demokratik düzenlemeler gerçekleştirip Çalışma Dairesi denetimleri de çoğaltılarak özel sektör çalışanlarının da örgütlenmesinin önü pratik olarak açılmalıdır” diyen Seyis, işçi getirmek için çalışma izni başvurusunda bulunan işverenlerin işçilerine izin verilmesi için Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği ve Esnaf Zanaatkarlar Odasına üye olma şartı gerektirdiği gibi işçilere de sendikalı olma şartı getirilmesi gerektiğini savundu.

Seyis, Hükümet’in işveren örgütlerinin örgütlenmesine olanak sağladığını anlatarak, “yabancı işçiler” konusunda da sistemin düzgün işlemesinin ancak işçilerin de örgütlü olmasıyla mümkün olacağını kaydetti ve “Hükümet eğer her kesimin Hükümeti ise, işveren örgütleri ile işçi örgütlerinin örgütlenmesinde sosyal taraflara eşit davranmalıdır” dedi.

Mehmet Seyis, özel sektör çalışanlarının örgütlenmelerine katkı sağlamak ve çalışma koşullarında gerçekleştirilecek iyileştirmelerin herkesin illa devlette istihdam isteğini de ortadan kaldıracağını ileri sürdü.

Seyis, özel sektörün, çalışanların, devlet işini tercih ettikleri yönündeki şikayetinin haksız olduğunu dile getirerek, “Kabul etmelidirler ki mevcut özel sektör çalıştırma şekilleri ve ücretleri böyle kaldıkça yurttaşlarımızın devlette istihdam isteği gayet doğal ve haklı bir istek olarak sürecektir” ifadesini kullandı.

Editör: TE Bilisim