Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde rahatsızlık verdiği gerekçesiyle, sabah ezanlarının hoparlörden okunmasının davalılar ve davacı tarafların uzlaşmasından dolayı  mahkeme kararıyla yasaklanmasına Hizmet- Sen tepki gösterdi.

Hizmet-Sen’den yapılan açıklamada, Avukat Feza Güzeloğlu tarafından Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ile Din İşleri Başkanı Talip Atalay hakkında dava açılmasıyla başlayan süreçte, Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın yaptığı açıklamalarda Kıbrıslıları İslam düşmanı ilan ettiği savunuldu.

 

Atalay’ın avukatıyla davacı avukatının neden anlaşma yaptığına ve imamı olmayan camiye neden imam atanmadığına ilişkin sorulara yer verilen açıklamada, camiyi açıp kapatan, temizliğini ve bakımını gönüllü olarak yapanın bir Kıbrıs Türk kadın olduğu kaydedildi.

 

Açıklamada, Din İşleri Başkanlığı’na, imamı olmayan camilerde çok yüksek sesle ezan okunduğu ve aşırı bir şekilde rahatsızlığa yol açtığı gerekçesiyle defalarca şikâyette bulunulmasına rağmen konunun incelenmediği de kaydedildi.

 

Ülkedeki 200 civarında camide 5 vakit ezan okunduğu hatırlatılan açıklamada, konunun kaos ortamı yaratılarak farklı amaçlar için kullanılmasının bilinçli şekilde sağlandığı ifade edildi.

 

Hizmet-Sen açıklamasında, şu ifadelere de yer verildi:

 

" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde rahatsızlık verdiği gerekçesiyle, sabah ezanlarının hoparlörden okunmasınıistemeyen , AvukatFeza Güzeloğlu tarafından Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ile , Din İşleri Başkanı Talip Atalay hakkında dava açılmasıyla başlayan süreçte , Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ı temsil eden Av Şefik Aşçıoğulları, söz konusu davayı açan Av Feza Güzeloğlu ile anlaşarak üç camide hoparlörden sabah ezanlarını okunmaması için mutabakata vardıkları mahkeme kararına yansımıştır. Konu bu kadar net ve açık iken, Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın bilinçli bir şekilde gerek ülkemizde gerekse Türkiye Kamu oyunda ‘ KKTC de Ezanlar Susturuldu ‘ diye demeçler vermesi, belirli sivil toplum örgütleri tarafından gerek ülkemiz,  gerekse, inancı için binlerce şehit vermiş Kıbrıs Türk Halkı’nı İslam düşmanı olarak lanse etmesi – ettirmesi, iki ülke arasında kaos ortamı yaratmasına Hizmet Sendikası olarak ŞAŞIRMIYORUZ !

Bu konun öncesinde ve sonrasında yaşanan olayları ört bas etmek isteyen Atalay, konuyu ve saptırarak kendi beceriksizliğini, duyarsızlığını kapatmak istemektedir.

SORUYORUZ 

 Sayın Atalay’ın avukatı neden hoparlörden ezan okunmasını engellemek için, davacı ile hangi gerekçeden dolayı anlaşmıştır?

Bölge Müftüsü’nünde açıkladığı gibi imamı bile olmayan camiye şimdiye kadar neden imam görevlendirmemiştir?  Yaptığı basın açıklamasında Din ile ilgili konularda yetki Din İşleri Başkanlığı’nda dır demiştir. Merkez de farklı görevlere verilen Din Görevlileri’nden bir kaçının atamasını niçin yapmamıştır.

Söz Konusu Camiyi açıp kapatan, temizliğini ve bakımını gönüllü olarak yapan  Müride nene olarak bilinen Kıbrıs Türk Kadını olmasına rağmen Türkiye kamuoyuna neden Kıbrıs Türkü’nü Ezan – Din düşmanı olarak lanse etmiş ve/veya ettirmiştir ?

Din İşleri Başkanlığına imamı olmayan camilerde bile çok yüksek sesle ezan okunduğu ve aşırı bir şekilde ses kalitesinde rahatsızlığa yol açıldı gerekçesiyle defalarca şikayette bulunulmasına rağmen bu kadar ciddi konuyu hangi gerekçe ile  incelememiştir ?

Söz konusu 3 camide ''yanlızca sabah ezanları yalın ses ile hoparlörsüz '' okunacak,diğer vakitlerde ses yükseltici kullanılacağı kararında uzlaştılar. Din işleri başkanı 'benim haberim yok 'deyip sucu başka yerlere atıyor. Hiç bir avukat müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan her hangi bir karar alamaz.

Atalay’ın avukatı ile uzlaşarak alınanan bu kararın arkasında birkaç yıl önce yüzbinlerce lira harcanarak  değiştirilen ses sistemleri, bu konu bahane edilerek hiçbir arıza yokken Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçiliği’nden sadece Lefke Bölgesi için Yüz Bin Türk Lira istendiği doğrumudur ?

Türkiye halkından, camilerde ‘ezanlar susturuluyor, dini hizmetler veremiyoruz’ diye para toplanmasına başlanacağı doğrumudur ?

Ülkemiz de İnanç konularına duyarlı bir çok dernek vakıf veya sivil toplum örgütü olmasına rağmen, böylesine bir olayda açıklama dahi yapmamaları beraber aldığınız bir kararmıdır ?

 

Ülkemiz’debulunan 200 civarında Cami’de 5 vakit ezanokunmaktadır . Söz konusu imamı bile bulunmayan  camilerde defalarca Din İşleri Başkanlığı’na şikayet edilmesine rağmen konu ile ilgilenilmemiş, konunun kaos ortamı yaratılarak farklı amaçlar için kullanılması bilinçli bir şekilde sağlanmıştır.

Çatıştırma kültürü hünerine sahip bazı kişilerin dinimizin kutsalı olan ezan ile Türkiyeli-Kıbrıslı, inanan -inanmayan,dindar- dinsiz diye toplumda fitne çıkarmaları bu olayda açıkca görülmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                     Talip Atalay’ın , 30 nisan 2015 tarihinde TC Diyanet İşlerinden gelen bir yazı ile KKTC Din İşleri Başkanlığındaki görevinden alındığı tebliğ edildiği, Ayrıca yasalarımıza göre görev sürenin dolduğu ve yerine resmi atamanın hala daha yapılmadığı kamu oyu tarafından bilinmektedir. Anca dinlerarasıdiyalog ekibi başta Rum Ortadoks Baş Papazı olmak üzere KKTC devleti yetkililerinden yaptığı rica ile gayri yasal bir şekilde görev yapmaktadır.’’

Ey Atalay, Kıbrıs Türkü Seni UNUTMAYACAKTIR !

 

Araştırma Bürosu

Editör: TE Bilisim