Tezkereyle ilgili ilk sözü alan Hüseyin Angolemli, yasanın hakikaten halkı göçe zorlayan bir yasa olduğunu ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın konuşmasıyla da hükümetin acizliğine tanık olduklarını savundu.

Sendikaların istemiyle anomaliyi engellemek için bir öneri sunduklarını söyleyen Angolemli, öneriye ivedilik alınarak sorunun çözüme kavuşturulmasını istedi.

Angolemli, Anayasa’nın adil bir düzen için eşit işe eşit ücret öngördüğünü ama Türkiye yönetimi istiyor diye böyle bir yasa geçirilerek faturanın gençlere kesildiğini iddia etti.

Özel sektörde sendikalaşmanın zorluklarına işaret eden ve “Bütün geleceği işverenin iki dudağı arasındadır” diyen Hüseyin Angolemli, bütçe görüşmeleri sürdüğü bu dönemde hükümet hesaplamalarını için bu önerileri şimdi getirdiklerini anlattı.

Yeni istihdam edilen gençler için de adil düzen sağlamak gerektiğini vurgulayan Angolemli, ülkede “biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” durumu yaşandığını; adaletsizliğin her geçen gün çığ gibi büyüdüğünü savundu.

Angolemli, bunun sonucunda hizmet aksamaları yaşanacağını belirterek, sundukları yasa önerisine ivedilik yolunun açılmasını istedi.

Müşavirler, izaz ikramlar gibi konularda tasarruf sağlanırsa kaynak sağlanabileceğini söyleyen Angolemli, bu önerinin tüm milletvekilleri gibi kendisine de sendikalardan geldiğini ve kendisinin de Meclis’e sunduğunu ifade etti.

ATUN

UBP Milletvekili ve Genel Sekreteri Sunat Atun, hükümetin bugün siyasi sınav verdiğini belirterek halkın vicdanından geçemeyeceğini savundu.

Atun, yasaya göç yasası adını takanların insanları kandırarak oylarını gasp ettiğini öne sürdü.

Sorunun hayat pahalılığı olmadığını kaydeden Atun, kendilerinin baremlerine bakılmaksızın herkesin eşit hayat pahalılığı alması yönünde önerileri bulunduğunu söyledi.

Atun, “Er meydanı kurulmuştur, halka hesabını vereceksiniz” dedi.

Hayat pahalılığı ile maaş baremlerinin ayrı alanlar olduğunu kaydeden Sunat Atun, halkın kandırılmamasını istedi.

Hükümetin bugünkü bütçe yapısıyla bu yasayı ortadan kaldırabilecek kabiliyette olmadığını ifade eden Sunat Atun, 2015 yılı bütçesiyle ilgili yorumlar yaptı ve kamu görevlileriyle ilgili yasanın kaldırılma imkanı olmadığını söyledi.

Atun, “iki yıl önce sokak örgütleyen, bu alanda hassasiyeti olanlara umut satan bu hükümet bugün evirerek çevirerek yuvarlak laflarla geçiştiriyor ama suç üstünde yakalanmıştır. 2015’te tek düzenleme HP’dir, maaşlarda iyileştirme imkanı yoktur, rakamlar bunu söylüyor” dedi.

Atun, hükümetin göç yasasını asla kaldırabilecek siyasi duruşa ve iradeye sahip olmadığını, bunun 2015 bütçesiyle kanıtlandığını belirtti.

ÇAKICI

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, dayatma paketlere karşı birlikte hareket edilmesi için CTP ile birlikte mücadele ettikleri dönemde kimsenin ekonomik gerekçelerden bahsetmediğini söyledi.

Çakıcı, CTP’ye yönelik eleştiriler yaparak göç yasası geçerken verdikleri mücadelenin de başarılı olamadığını anlattı.

Eşit işe eşit ücret kavramının bozulduğunu belirterek, bunu düzeltmemek için yapılan savunmaları eleştiren Çakıcı, KTHY, CAS ve Göç Yasası konularında Başbakan’ın “artistik rol” yaptığını savundu.

Çakıcı, milletvekillerinin maaşından da, fazla maaş alanlardan da kesinti yapılmasına, herkese eşit hayat pahalılığı artış verilmesine de karşı olmadıklarını belirtti.

Mehmet Çakıcı, TDP’nin 2011’den beri kendini sivil toplumla sözleşmelerle ve bugün de sundukları yasa önerileriyle bağladığını kaydetti, “Kimse bizim samimiyetimizi sorgulamasın” dedi.

Çakıcı, bugün kendi imzasıyla göç yasasının kaldırılması için sunduğu önerinin de, Angolemli ve Çeler’in sunduğu değişiklik önerisinin de eski baremlere dönüş sonucunu doğuracağını, bu nedenle ikisine de olumlu oy vereceğini söyledi.

Çakıcı, ancak bu önerilerde sendikaların talebi dışında değişiklik yapılırsa onay vermeyeceklerini ifade etti.

ERHÜRMAN

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman da söz alarak ivediliğin ne anlama geldiğini ve neden ivediliğe hayır dediklerini anlattı.

Erhürman, “Şu anda oylamasını yaptığımız şey, TDP’nin 2 milletvekilinin sunduğu yasa önerisinin ivediliği meselesidir, yani bu yasa önerisinin kabulü veya reddi değildir” dedi.

KTHY çalışanları ile ilgili yasa önerilerinde ivedilik istememelerinin bilinçli bir tercih olduğunu çünkü ekonomik konularda bir yasa önerisinin hükümet tarafından ekonomik boyutunun planlanması ve hangi tarihte nasıl yürürlüğe gireceğine karar verilebileceğini anlatan Erhürman, 47/2010 sayılı yasanın kendi içinde çok ciddi eşitliğe aykırı uygulamalar getiren bir yasa olduğunu bugün de, 2011’de de söylediğini belirtti.

Erhürman, bu yasayla işe başlayan öğretmenlerle öncesinde başlayan öğretmenlerin hazırlık ödenekleri arasında yaratılan eşitsizliği, bugün bile bu yasayı desteklediğini söyleyenlerin mantığının almaması gerektiğini söyledi.

Bu yasayla ekonomik olarak zaten güçlü olana hazırlık ödeneği verilirken, zayıfa hiç ödenek verilmemesinin savunulamayacağını belirten Tufan Erhürman, politik olarak savunulsa bile rasyonel olarak savunulamayacak başka konular da bulunduğunu anlattı.

Erhürman, göç yasası adı verilen yasanın getirdiği düzenlemelere karşı olduğunu belirterek, “Karşı değilim diyenlere de saygı duyduğunu”; KTHY ve CAS çalışanlarına yönelik düzenlemelere de karşı olduğunu söyledi.

Ekonomik durumun, hukuken yapılması gerekenlerin bugün itibarıyla yapılamamasının ve gelecekte yapılması için bir planlamaya gidilmesinin gerekçesi olabileceğini anlatan Erhürman, milletvekillerinin sunduğu önerilerle sanki iki uç varmış gibi bir algı yaratıldığını anlattı.

Tufan Erhürman, bu yasa yanında KTHY ve CAS çalışanlarına yönelik düzenlemelerde de hukuki hatalar bulunduğunu söyledi.

Komitelerin gündeminde her konunun ivedi olarak bulunmasının anlamsız kaldığını, tüm tasarı ve önerilerin önünde ivedi ibaresi bulunduğunu belirten Erhürman, söz konusu yasanın düzeltilmesinin ekonomiyle ilgili olduğunu kaydetti.

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, 47/2010 sayılı yasanın tamamen kaldırılabilmesi için mali altyapının çok iyi hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Ülkenin ekonomik koşulları yüzünden söz konusu yasanın yarın kaldırılabileceğini düşünmediğini; o yüzden iradesi çarpıtılabilecek bir oy kullanmak istemediğini anlatan Tufan Erhürman, eşitsizliğe evet dediği için ivediliğe hayır dendiğinin düşünülmesini istemediğini vurguladı. Erhürman, tüm milletvekillerine saygısının sonsuz olduğunu ancak birbirlerinin doğru anlaşılmasını istedi.

Erhürman, “İrademiz nettir, irademiz hukuka da politik anlayışımıza da aykırı olan bu yasaların tahribatının kaldırılmasıdır ancak hiçbirimiz cevizcinin çuvalından da oynayamayız” dedi.

Tufan Erhürman, komitenin ivedilikle çalışma yapmasıyla bir konuda hükümet tarafından ivedi çalışmalar yapmasının farklı olduğunu da ekledi.

YORGANCIOĞLU

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu da söz alarak tartışılan yasa önerisinde diğerinden tek farkın toplu pazarlıkla ilgili bölüm olduğunu söyledi.

İvedilik alınsa bile yasa önerisinin geri sıralarda komite gündemine gireceğini; kendilerinin sendikaların toplu pazarlık hakkını zaten savunduğunu anlatan Başbakan Yorgancıoğlu, bunun 2015 bütçesinde nasıl karşılık bulacağı sorusunun bulunduğunu söyledi.

Yorgancıoğlu, toplu sözleşmelerle bütçede öngörülmeyen haklar da verilebildiğini belirterek, Çalışma Bakanlığı’nın belediyelere toplu sözleşmelerin devam etmesi, konunun düzeltileceği yönünde genelge de gönderdiğini kaydetti.

Maliye Bakanlığı’nın bu yönde çalışma yaptığını ifade eden Başbakan Yorgancıoğlu ile yerinden konuşan TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli arasında karşılıklı eleştiriler yaşandı.

Daha sonra ivedilik tezkeresi oylandı ve oy çokluğuyla onaylandı.

Oylamada bazı CTP’li milletvekilleri yanında UBP ve TDP’liler olumlu; CTP’lilerin çoğunluğu ve DP ise ret oyu kullandı.

Bu sırada Göç Yasasına Dur De İnisiyatifi eylemcileri “hade barra” yazılı dövizlerle ayağa kalktı.

Eylemcilerin salonu boşaltmakta gecikmesi üzerine oturumu yöneten UBP Milletvekili Zorlu Töre, oturuma ara verdi.
Editör: TE Bilisim