Yıllar önce de gündeme gelen ancak anlamadığımız bir şekilde yine insanların mağduriyeti ile sonuçlanan Karpaz bölgesindeki Bungalov şeklindeki işletmelerin kapatılması olayına bir yenisi daha eklendi. Uzun zamandır takipçisi olduğumuz Dipkarpaz’da ki işletmelerin 4 tanesi daha birkaç gün önce İskele Kaymakamlığı ve Çevre Dairesi yetkililerince mühürlenip kapatılarak İNSANLARIMIZ KADERİNE TERK EDİLMİŞTİR.

Bölge işletme sahiplerinin karşılaştığı bu durum, ÖTEKİLEŞTİRME VE AYRIMCILIKTAN başka bir şey değildir. Ülkenin her bir köşesinde yasadışı işgaller yapılırken, denize dökülen betonlarla KKTC haritası dahi değiştirilirken ve buna sessiz kalınırken, Hükümetin gücü sadece bu zavallı insanlara yetmiştir. Hükümetin “yer bulduk taşınacaksınız” yalanıyla uyuttuğu işletmeler, insanlık dışı muamele ile karşı karşıya kalmaktadır. Bizler YDP olarak aşağıdaki konuları Hükümetin ve kamuoyunun bilgisine getirmek isteriz:

1. Bu kadar denizin içine yapılan beton binalar varken tahta ahşap neden hükümeti rahatsız etmiştir?

2.Bu insanlara hem buraları veriyor ondan sonra kendi yönetiminizdeki bürokratlara verdiğiniz talimatlarla bu insanları mahkemeye verip mahkum ettirenler sizler değil misiniz?

3. Dipkarpaz insanı eşekler nedeniyle tarım yapamaz, emirnameler nedeniyle turizm yapamayacaksa Hükümetin bu insanlara yönelik bir kalkınma planı var mıdır? Hükümet ne zaman bu insanlara eşeklere verdiği değeri verecektir?

4. Bu bungalovlar ahşaptır. Yani doğanın kendisidir. Burada konaklayan insanlar da genel itibari ile KKTC vatandaşlarıdır. Amacınız insansız çevre yaratmaksa bu bölge işletmelerden arındırıldığında ülkenin her yanı açık çöp alanı olmuşken bu sahillerin temizliğini nasıl sağlayacaksınız?

5. Altın kumsalı koruyoruz yalanı ile oradaki bu ahşap işletmeleri kapatırken emirname ile Altın Kumsalı III. Derecesi talanına neden çevirdiniz? Yoksa amacınız bu insanları buradan çıkarıp buraları da her zaman yaptığınız gibi sermayeye peşkeş çekmek midir?

6. Bugün ek adar mahkemelerin yıkım kararları uygulanmazken sezon arası yapılan bu uygulama bu acele nedir? Yoksa temel etken Hükümetinizin beynindeki kökene da yalı ayrımcı ve ötekileştirici düşüncemidir?

7. Eğer bu insanların da soyadları “Denktaş”, “Özgürgün”, “Eroğlu”, “Ertuğruloğlu”, “Kaya”, “Altınbaş” v.s olsaydı yine de kaymakamlarınızı müdürlerinizi gönderir miydiniz? Bugüne kadar Türkiye kökenli insanları en kötü mesleklere layık görüp sömüren adı sağ ama ruhu ırkına şoven UBP ve DP bu olayla birlikte bir kez daha çirkin yüzünü göstermiştir. Dünyadaki her devletin amacı kendi insanının yaşam kalitesini artırıp ülkenin güzelliklerinden faydalanmasını sağlamakken, mevcut hükümetin karpaz insanının yaşam kalitesini sıfırlayıp, tüm ülke vatandaşlarının karpazın güzelliklerinden mahrum bırakılmasına anlam verememekteyiz. YDP olarak bilginize getirdiğimiz bu maddelerin takipçisi olmaya devam edeceğimiz gibi, yapılan bu haksız, hukuksuz muamelelere de verilecek cevabımız tabii ki vardır. Ancak bilinmelidir ki, ilk cevabı ilk seçimlerde Halkımızla layıkıyla verecektir.

Bertan Zaroğlu

Yeniden Doğuş Partisi

Genel Sekreteri

Editör: TE Bilisim