Yaşanan mağduriyet karşısında aylar önce karar alması gereken hükümetin geç de olsa konuyu gündemine aldığını, ancak üretilen kararların yaşanan mağduriyeti giderecek içerikte olmadığını belirten Özyiğit, “Dağ, fare bile doğurmadı” dedi.
Dövizdeki artış, kötü yönetimler ve hükümetlerin gerekli önlemleri zamanında almaması nedeniyle, toplumun büyük çoğunluğunun yıllardır ciddi mağduriyet yaşadığını, ülkedeki borçlu sayısının arttığını, borçluların borcunu ödeyemez duruma geldiklerini, karşılıksız çek kullanma oranının rekor seviyelere doğru hızla yükseldiğini, alacak-verecek davalarının arttığını belirten Özyiğit, kredilere ve harçlara yönelik düzenleme içermeyen bu kararların yaşanan mağduriyeti giderecek içerikte olmadığını kaydetti.

90 gün süre ile ithalâtta tüketim maddelerinde kurların sabitlendiğini, ancak kurların sabitlendiği Mart–Ağustos döneminin kur ortalamasının en yüksek dönem olduğunu, dolayısı ile vatandaşlar üzerinde olumlu bir etkisinin görülemeyeceğini belirten Özyiğit, “Kur sabitlemesi 2015 Mali yılı bütçesinin hazırlandığı güne göre olmalıydı” dedi.

Bütçedeki personel giderleri ile cari transferlerin o günkü kura göre tespit edildiğini, dolayısı ile çalışan ve emeklilerin reel gelirlerinin bugün sabitlenen dolar kuruna göre bile %23 değer kaybettiğine dikkat çeken Özyiğit, alınan kararların çalışan ve emeklinin reel gelirindeki 7 aylık kaybı karşılayacak bir içerikte olmadığını kaydetti.

Türk Lirasının 2014 yılındaki değer kaybı da göz önüne alındığında çalışan ve emeklinin gelirlerindeki reel kaybın %40’ları aştığını, yani TL’nin değer kaybından dolayı en fazla mağdur olan çalışan, emekli ve asgari ücretli için hiçbir önlem alınmadığını belirten Özyiğit, çok yüksek sabitlenen kurlar yüzünden hükümet dolaylı vergiler yolu ile gelirlerini artırmaya devam ederken, çalışan, emekli ve asgari ücretlinin fakirleşmeye devam edeceğini kaydetti.

“Alınması gereken önlemler”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, yaşanan mağduriyetin gerçek anlamda giderilmesi için, kurun bütçenin hazırlandığı kura göre sabitlenmesi, asgari ücretin günün koşullarına göre yükseltilmesi, sahte değil, gerçek hayat pahalılığının Eşel-Mobil yoluyla geçmişte olduğu gibi iki ayda bir maaşlara yansıtılması gerektiğini kaydetti.

Fiyat İstikrar Fonu’nun kuruluş amacına uygun kullanılması gerektiğini, kayıt dışı ekonomi ile mutlaka ciddi şekilde mücadele edilmesi gerektiğini de kaydeden Özyiğit, bunların yanı sıra temel gıda maddelerinin fon ve KDV’sinin düşürülmesi gerektiğini, bu önlemler alınırken de hükümetin gelir kaybının önüne geçilebilmesi için lüks tüketim malından alınan fonlar yükseltilerek, lüks sayılan tüketim mal ve hizmetlerinin vergilendirmesinin yapılabileceğini ifade etti.
 
Editör: TE Bilisim