Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği tarafından bu yıldan itibaren verilmeye başlanan “Ali Nesim Edebiyat Ödülleri” dün gece sahiplerini buldu.

Biyografi-Roman dalında Gazeteci-Yazar Ahmet Tolgay ödüle layık görülürken, Onur Ödülü Sanatçı-Yazar Heidi Trautman, Vefa Ödülü Hikmet Afif Mapolar adına ailesine ve Araştırma Ödülü ise Tuncer Bağışkan’a verildi.

Etkinlikte ayrıca, birliğin ilk Başkanı Ahmet Gazioğlu ve Ali Nesim’le ilgili kitabından dolayı Eralp Adanır’a da teşekkür plaketleri takdim edildi.

Ödül töreninde, araştırmacı-yazar Eralp Adanır’ın “Röportajları, Denemeleri, Gazete Yazı ve Haberleriyle Ali Nesim” kitabı da tanıtıldı.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği lokalinde yer alan ödül töreni ve kitap tanıtımı etkinliğine Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve eşi Meral Akıncı, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ve birçok yazar katıldı.

Birlik Başkanı Şevket Öznur, 9 Mayıs 2014’te hayatını kaybeden Nesim’in Kıbrıs Türk edebiyatının en önemli isimlerinden olduğunu belirterek, “Kendisinin düşüncelerini, eserlerini ve kültürümüzü yaşatmak için bu yıldan itibaren Ali Nesim Ödülleri’ni vermeye başladık” dedi.

AKINCI: “TEMPLOS’TAKİ TEHLİKEYİ HÜKÜMETLE GÖRÜŞMEMDE GÜNDEME GETİRDİM”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanlığı olarak yazın alanında da Kıbrıs Türk edebiyatına yapabilecekleri her türlü katkıyı seve seve yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı basın bürosunun açıklamasına göre, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Ali Nesim’in Zeytinlik köyünden olduğunu anımsatarak şöyle konuştu:

“Bugün Zeytinlik köyü, Templos, bir zamanlar TemplerŞovalyelerinin yeri olan bu çok otantik yerimiz ciddi bir tahribat tehlikesiyle karşı karşıya. Bu konuda köy halkı muhtarıyla, köyü sevenleriyle, oraya gönül verenleriyle bir araya geldi ve sesini yükseltmeye çalışıyor. Beni de ziyaret ettiler ve bu konudaki haklı endişelerini ilettiler. Orada da söyledim. Burada da çok açık ve net olarak söylemek istediğim bir şey var. Başbakan ve Başbakan Yardımcısı ile gerçekleştirdiğim haftalık olağan görüşmede de bu konuyu gündeme getirdim. Hükümet de bu konuda duyarlı olacağını ve gereken adımları atacağının sözünü verdi.”

Hep birlikte bu konunun takipçisi olmanın bir görev olduğuna dikkat çeken Akıncı, yitip giden hiçbir güzelliğin geri gelmediğine; güzellikleri yaratmanın çok zor ama kaybetmenin çok kolay olduğuna dikkat çekti.

Akıncı, “Böylesi bir gecede inanıyorum ki konu sadece çevre boyutuyla değil, bir Temploslu olarak Ali Nesim’in anısına saygının bir gereği olarak da çaba harcanmalıdır. Geçtiğimiz yıl seçimlerde ben amblem olarak zeytin ağacını seçmiştim. Bu da birkaç nedenden kaynaklanıyordu.

Sadece barışın timsali olarak değil; ama bu topraklarda üretimin, hem doğamızın hem Akdenizliliğin, hem de bu topraklarda Kıbrıslı Türkler olarak kökleşmek ve var olmak ihtiyacımızın da bir simgesi olarak zeytin dalını seçmiştim” ifadelerini kullandı.

“GURUR DUYDUĞUM İŞ”

Belediye başkanlığı döneminde, bugün hâlâ iftihar edilen ve 36’ncı yılını dolduran Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun kuruluşunda imzası olduğunu anımsatan Akıncı, “Bu benim gurur duyduğum anlamlı işlerden biri oldu” dedi.

Akıncı, görevde bulunduğu birinci yılın sonunda, kültür sanat alanında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yaşama geçmesi anlamında da ikinci önemli kültür sanat hizmetini gerçekleştirdiğine inandığını söyledi.

Göreve geldiğinde, orkestrada 3 kişilik bir kadro bulunduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı, “İki tane çok ciddi, şeffaf ve adil bir şekilde, bu işten anlayan insanların yaptığı sınavlarla bu kadro sayısı 20’lere dayandı.

Misafir sanatçılarla birlikte ciddi bir orkestra haline geldi. Hemen hemen her ay konser verebilir düzeye geldi. Bunlar artarak devam edecek” diye konuştu.

Akıncı şöyle devam etti:

“Eksik olanı da ben tamamlamaya hazırım. Nedir o? Belediye başkanlığı döneminde temelini attığımız bir yazın sanat ödülü vardı. O dönemde de rahmetli Ali Nesim’le birlikte çalıştık. 1980’li yıllardan itibaren Lefkoşa Kültür Sanat Şenliği başladı. Ne yazık ki arkası gelmedi. Ama yine o dönemde başlattığımız kitap yayını da vardı. Her sene bir kitap yayınlandı. Neden Cumhurbaşkanlığı olarak da bu yönde katkılarımız olmasın? Yazarlar Birliği ile bu konuyu konuşmaya ve kurumsallaştırmaya hazırım.

Yazın alanında da Kıbrıs Türk edebiyatına Cumhurbaşkanlığı olarak yapabileceğimiz her türlü katkıyı seve seve yapmaya hazırım. Bu bağlamda ödül alanları kutluyorum.”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kalkınmanın sadece rakamlardan ibaret bir şey olmadığına işaret ederek “Ekonomik rakamlar konuşulur. Ama toplumsal gelişmeyi tümüyle izah etmeye yetmez. Kalkınmanın ekonomik, sosyal, kültürel boyutları vardır. Özellikle kültürel boyutu eksik olan kalkınma, kalkınma değildir. Bir ülkenin, iftihar edeceği bir kalkınmışlık düzeyine ulaştım diyebilmesi ancak kültürü ve sanatıyla da belli bir noktaya gelmesiyle olabilir” dedi.

Cumhurbaşkanlığı makamında olduğu sürece, bu alanda yapabileceği her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğunu ifade eden Akıncı, konuşmasını “Zeytinlik köyünü, Templos’u koruyarak Ali Nesim’in ruhunu ne kadar şad edeceksek, kültüre ve sanata yapacağımız katkıyla da o ruhu bir o kadar daha şad edeceğimizin bilinci içinde hepinize saygılar sunuyorum” diye tamamladı.

SİBER: “SANATA VE SANATÇILARA DEĞER VERİLDİĞİ SÜRECE…”

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber de konuşmasında, sanata ve sanatçılara değer verildiği sürece daha güzel bir halk ve toplum olunabileceğini söyledi.

Siber, Ali Nesim’in önce öğretmeni, sonra komşusu, daha sonra da dostu olduğunu belirterek, Nesim’in, yüzü her zaman gülen bir sevgi insanı olduğunu ifade etti.

Nesim’in çok ağır eleştirileri bile çok yumuşak ifadeyle sunan, doğayı,ülkesini ve insanı seven bir kişi olduğunu söyleyen Siber “Güçlü bir aidiyeti vardı” dedi.

Siber şöyle devam etti:

“Ülkenin taşına toprağına insanına güçlü bir aidiyet duyabilmek bir erdemdir.Maalesef bu aidiyet duygusu bazen sadece ve sadece kapalı arazilerimizle sınırlı kalıyor.Önemli olan bu aidiyet duygusunu ortak kullanım alanlarına duymaktır.Bunu duyduğumuz ve koruduğumuz müddetçe daha güzel bir ülke ve çevre ile daha mutlu insanlar göreceğiz.”

Ali Nesim’in bir zeytin ağacına duyduğu sevgiyi şiirine dökebilecek kadar ülkesine karşı sevgi dolu olduğunu vurgulayan Siber, onun bıraktığı kitaplar,notlar ve şiirlerden öğrenilmesi gereken çok şeyler olduğunu söyledi.

Siber, doğa sevgisini çocuklara aşılayarak bir gelecek bulunabileceğine dikkati çekerek, ancak o zaman yüzleri gülen mutlu insanlar olabileceğini belirtti.

Edebiyat ödüllerine layık görülen yazarları kutlayan Sibel Siber, yazarların toplum belleğine güzel eserler bıraktıklarını vurguladı.

Siber, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Yazarlarımız; geçmişi, bugünü ve geleceği birbirine bağlıyorlar. Biz sanata ve sanatçılara değer verdiğimiz sürece daha güzel bir halk ve toplum olacağız. Bunu sade sözde değil yapacağımız çalışmalarla da göstermemiz gerekiyor. Nice nice güzel kitaplar yazılmasını diliyorum.”
Editör: TE Bilisim