102 dakika ve iki bölümden oluşan belgeselde, Cumhurbaşkanı Akıncı da Topcan’la ilgili düşünce ve anılarını paylaştı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki gösterim öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, belgeseli, Kıbrıs Türk halkının tarihsel bir kesiti olarak görmek gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Ahmet Sami Topcan’ı sevgi saygı ile anarak sözlerime başlamak istiyorum” diyerek, belgesel çalışmasından dolayı aileyi ve yönetmen Tolgay Tarıman’ı kutladı.

Belgeselde sadece Ahmet Sami Topcan’ın hayatı olmayacağını, Kıbrıs Türk toplumunun tarihsel bir kesitinin de görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çünkü, sömürge döneminden başlayarak 1960 Cumhuriyeti, ondan sonraki dönemler, 1974 ve sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uzanan bir süreci yaşamış bir kimlikten söz ediyoruz” dedi.

Ahmet Sami Topcan’ın sadece spor alanında 10 kadar farklı görev yaptığına, kamuda da birçok görevler üstlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Spor alanında yaptıklarının ötesinde çok çeşitli sahalarda hizmet vermiş, çok değerli bir şahsiyetten bahsediyoruz. O nedenle olaya baktığımızda, gerçekten bu konuyu Kıbrıs Türk halkının tarihsel kesiti olarak görmek gerekir” diye konuştu.

“DİSİPLİNLİ, İŞİNİ BİLEN, DÜRÜST, ÇALIŞKAN BİR KİMLİK”

Belgeselin ikincisinin de yapılması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Türk toplumunun tarihsel birikimine ikinci bir belgesel de katkı yapabilir diye düşünüyorum” dedi.

Ahmet Sami Topcan’ı karşısındakinde saygı uyandıran, disiplinli, işini bilen, dürüst, çalışkan bir kimlik olarak tanıdığını anlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:

“LİYAKAT, BİLGİ, GÖRGÜ, DENEYİM, TECRÜBE ARTIK ÇOK KAALE ALINMAMAYA BAŞLADI...”

“Bir kaç tane lisan bilen iyi bir bürokrat. Onun görev yaptığı dönemde liyakate dayalı, bilgiye dayalı, gerçekten atamaların o çerçevede yapıldığı dönemler idi. Ondan sonra, 1980’li yılların ortalarından itibaren bozuldu. Üzüntü vericidir, siyasetimizin içine girdiği koşullar bunu bozdu. Liyakat, bilgi, görgü, deneyim, tecrübe artık çok fazla kaale alınmamaya başladı. Siyasi kimlikler öne çıkmaya başladı. Üçlü kararname süreci maalesef işi çığırından çıkardı. Yeri gelmişken söyleyeyim; şimdi bir kamu reformu çabası var, belki uzun yıllar bir kayıptan sonra en azından yeniden liyakate, bilgiye, görgüye, tecrübeye dayalı bir yeni kamu düzeni bu ülkede kurabiliriz. Bu temenni ile sözlerimi bitiriyorum. Bir kez daha kendisini sevgiyle, rahmetle anıyorum.”

Konuşmaların ardından, belgesel izlendi.

Editör: TE Bilisim