Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, cuma günü gerçekleştirilecek müzakerelerde ilk kez “toprak”, “güvenlik” ve “garanti” konularının ele alınacağını ancak “harita”, “yüzdelik” ve “yer ismi” konularının gündeme gelmeyeceğini belirtti.

Bugün yapılan çalışmada yeni ortak anlayışlar sağladıklarını kaydeden Akıncı, bugünkü verimli çalışmanın Ağustos’un ikinci yarısında da sürdürülebilmesi halinde 2016’da çözüm hedefine ulaşabileceklerini söyledi.

Akıncı, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’na dönüşünde basına açıklamalarda bulundu.

“2016’DA ÇÖZÜM HEDEFİ HALA GEÇERLİ”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde 2016 yılı içerisinde bir sonuca ulaşmak istediklerini, bu hedefin halen mümkün olduğunu belirtti. Görüşmelerde bu yönde ilerlemeler kaydettiklerini ve her görüşmede ileriye doğru bir adım atıldığını ifade eden Akıncı, bugün yapılan çalışmada da yeni ortak anlayışlar sağladıklarını ve bunların müzakereciler tarafından yarın yazıya döküleceğini kaydetti.

Ağustos ayının ilk yarısında görüşmelere ara vereceklerini kaydeden Akıncı, bugünkü verimli çalışmanın Ağustos’un ikinci yarısından itibaren sürdürebilmeleri halinde 2016’da çözüme ulaşılması yönündeki hedefe ulaşabileceklerini söyledi.

Akıncı, müzakerelerde halen daha güç ve zor konuların bulunduğunu ancak bunların karşılıklı irade ve kararlılıkla aşılabileceğini belirtti.

“YENİ FORMATA GİRİLECEKSE O GÜN GELDİĞİNDE AÇIKLARIZ”

Ağustos’tan sonra yeni bir formata geçilip geçilmeyeceği yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı şöyle yanıt verdi:

“Daha farklı bir model olacaksa yani onu günü gelince açıklarız. Bugünkü çalışmayla ilgili çok ayrıntıya girme durumunda değilim. Ele aldığımız konularda gerçekten daha ileri bir noktaya gelerek ayrıldık masadan. Ancak tabii çok ayrıntıya girmek, yeni yeni sorunlar yaratabilir. Bir taraf bir şey söyler, diğeri başka türlü algılar. O yüzden ben bunlara girmekten kaçınıyorum. Sürece zarar gelmesin diye yapıyorum bunu. Yoksa gizlemek için değil. Her iki halkın da, ne olduğunu anlayarak neyi oylayacağını bilerek referanduma gitmek için yeterli zamanı olacak. Şimdi henüz referandum aşamasında, o noktada değiliz. Hele bir görelim. O gün yaklaşınca yine konuşuruz.”

“TOPRAK, GÜVENLİK VE GARANTİLER İLK KEZ CUMA GÜNÜ GÖRÜŞÜLECEK”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis ile 29 Temmuz Cuma günü planlanan görüşmede ilk kez “toprak”, “güvenlik” ve “garanti” konularının konuşulacağını belirtti. Akıncı, bu görüşmenin, "11 Şubat 2014 belgesinde belirtildiği gibi,” konuların birbirine bağlantılı olarak görüşülmesi” anlayışı doğrultusunda gerçekleştirileceğini söyledi.

Harita, yüzdelik, köy ve yer ismi konularının kesinlikle gündeme gelmeyeceği, genel çerçevede bir görüş alış veriş olacağını kaydeden Akıncı, “Beyin fırtınası şeklinde birbirimizi anlamaya çalışacağımız bir toplantı olacak. Şu konudaki kararlığımızda da bir değişiklik yoktur; bu bahsettiğim konuların detaylı ele alınması, özellikle güvenlik ve garanti meselelerinin sonuçlandırılması sürecin en sonunda garantörlerin de katılacağı bir konferansta ele alınacaktır” dedi.

Akıncı, “Her defasında biraz daha ileriye gitme kaydıyla bu kangren olmuş sorunu çözümlemek istiyoruz” ifadesini kullandı.

MARONİTLERİN KÖYLERİNE GERİ DÖNMESİ KONUSU

Cumhurbaşkanı Akıncı, Maronitlerin Kuzey Kıbrıs’taki köylerine geri döneceği yöndeki yorumların anımsatılması üzerine, konunun uzun zamandan beri gündemde olduğunu söyledi. KKTC’de Maronitlerin 1974 öncesi yaşadığı 4 köyün bulunduğunu ve Koruçam’da hali hazırda Maronitlerin yaşadığını kaydeden Akıncı, askeri bölge içerisinde olan Gürpınar'da (Ay Marina) ikamet edilecek ev kalmadığından yeni yerleşim yerlerinin yapılması gerektiğine işaret etti.

Güney Kıbrıs’taki Maronitlerle temasları bulunduğunu kaydeden Akıncı, gerek askeri, gerekse sivil yönetim açısından yaklaşımların olumlu olduğunu ancak somut bir durum bulunmadığını ve bunların iyi niyetli düşünceler olduğunu söyledi.

Ay Marina köyündeki küçük kilisenin tamiri için ihale sürecinin sonuçladığını ve kiliseye askeri bölgenin içerisine girmeden ulaşım için yeni bir yol yapıldığını kaydeden Akıncı, “Bu anlamda niyetler olumludur ancak bugün itibarıyla size somut bir tarih veremiyorum. Ancak gerek Kıbrıslı Türkler, gerekse Maronitler olsun, o köyün sakinleri uyum içerisinde çalışıyorlar... O köyü yeniden yerleşime aşacak altyapıyı hazırlamak için el birliğiyle bir çalışma vardır” dedi.

“DERİNYA VE APLIÇ KAPILARI SÜRECİ BENİ DE ÜZÜYOR”

Aplıç ve Derinya kapılarının açılmasıyla ilgili Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) altında açılan ihalelerde yaşanan gecikmenin kendisini de üzdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müteahhitlerin talepleri üzerine ihale sürecinin 3 gün uzatıldığını ancak Aplıç kapısındaki iş için teklif sunulmazken, Derinya’daki ihale için yüksek teklif sunulduğu yönünde bilgiler bulunduğunu belirtti.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı altında ihale sürecinin yeniden başlatılması düşüncesinin var olduğunu ve ihaleden kaynaklanan gecikmelerin nedeninin öğrenilmesi için gereken talimatı da verdiğini kaydeden Akıncı, “Bu yolları yapıp, bu kapıları açmamız lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, bazı kesimlerin kendisine yönelik “kapıların açılması için ortaya irade koyması” gerektiği yönündeki eleştirilere değinerek, Türk tarafının, elektrik şebekelerinin birleştirilmesi ve mobil telefonlarda işbirliği yapılması konularında olduğu gibi bu konuda da yapmak zorunda olup yapmadığı bir şey kalmadığını belirtti. Akıncı, bu sürecin yeniden hızlandırılması için UNDP yetkilileri ile görüşmek gerektiğini belirtti.

“SON ŞANS”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın Kıbrıs sorununun çözümü için mevcut müzakere sürecinin son şans olduğu yöndeki açıklamasının sorulması üzerine, kendisi ile Anastasiadis’in ayni kuşağın liderleri olduğuna işaret ederek, mevcut sürecin, kendi kuşakları ve federal bir çözüm için son şan olduğuna inandığını belirtti.

“Bu sürecin, bizim neslin son denemesi olduğunu defalarca altını çizdim. Bu dönem, çözüm için bizim neslin son denemesini yapmaktayız. Bunu her ikimiz de biliyoruz. Evet, diplomaside nokta yoktur, virgüldür, noktalı virgüldür. Diplomasi gene devam eder diyebilir. Ama en diyorum ki federal çözüm ihtimalinin de son şansı olabilir bu deneme. Başarısızlık söz konusu olursa, bu kadar emek, bu kadar insan çalışıyor. Yüzlerce insan Kıbrıs sorunun bu döneminde çok yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bizi sonuca götürebilecek çok malzeme birikmiştir. Şimdi de olmazsa, Annan planının üzerinden 12 geçti. Böyle bir süreç 12 yıla mal oldu. Şimdi de, bu kadar emeğin olduğu bir ortamda yine olmazsa, buna son şans demeyip ne diyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’ın federal çözüm için son şans sözleri bu çerçevede bir tehdit değil, gerçeğin ifadesidir.”
Editör: TE Bilisim