Tek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orta Akdeniz'de oluşan tropik fırtınanın beklenildiği gibi Türkiye'yi çok etkilemediğini, sadece kuvvetli yağışlar oluşturduğunu söyledi.
Tropikal siklon ve kasırga olaylarında en büyük etkenin deniz suyu sıcaklığı olduğunu vurgulayan Tek, şöyle devam etti:
"Daha çok pasifik ve atlantikte olan bu yapıların en önemli etkileri deniz suyu sıcaklıkları. Yazdan sonbahara geçişte deniz suyu sıcaklıkları yüksek oluyor. Kara daha çabuk soğuyor. Kuzeyden en ufak bir soğuk hava geldiğinde denizdeki yüksek sıcaklık havaya doğru hızlı bir şekilde transfer oluyor. Büyük sıcaklık farklarından dolayı tropikal siklon gibi yapılar oluşuyor. Geçen hafta soğuk bir hava dalgası yaşandı. Marmara ve Ege'yi etkiledi. Bu soğuk hava Bingazi Körfezi'nde ve İtalya'nın güneyine kayarak oradaki sıcak deniz suyuyla buluştu. Sonucunda da bu yapının oluşmasına sebebiyet verdi. Bu sistemler oluştuktan sonra da genellikle doğuya doğru hareket eder. Yunanistan üzerinden gelen bu hava, Kuzey Ege'ye yaklaştı. Bingazi Körfezi'ndeki deniz suyu sıcaklığı 28-30 derecelere kadar çıkıyor. Ege Deniz'indeki su sıcaklığı ise 23-24 derecelerde. Bizim kıyılarımıza geldiğinde fırtınayı besleyen yüksek deniz sıcaklığı ortadan kalktığı için etkisi güçlü olmadı. Onu besleyen yüksek deniz sıcaklığı ortadan kalkmış oldu. Saros'a doğru sistem etkisini tamamen kaybetti. Aradaki sıcaklık farkının yüksek olması durumunda fırtınanın etkisi de fazla oluyor."
AKDENİZ'DE TROPİKAL FIRTINA RİSKİ YÜKSEK 
Adil Tek, Avrupa ve Avrasya bölgelerinden gelen soğuk havanın kara üzerinden geçtiği için Türkiye'de çok etkili olmadığını ifade ederek, bu hava olayının normalde Akdeniz'de tropik değil de normal siklon şeklinde oluştuğunu, özellikle Marmara ve Ege'yi etkiyen yağışlar ile ılıman bir hava meydana getirdiğini anlattı.
Daha önceki yıllarda da bu tür tropik fırtınaların görüldüğünü vurgulayan Tek, "Şimdi biraz daha hassaslaştık. Akdeniz'den, Orta Akdeniz'den gelen bu tür kuvvetli rüzgarlar oluşturan yapılar daha önce de oluyordu. Sıcaklıkların gittikçe artmasıyla oluşan küresel iklim değişikliği Akdeniz'de bu tür yapıların oluşmasına neden oluyor." dedi.
Önceden de yaşanan bu hava olaylarının şimdi İtalya'nın güneyinde daha kuvvetli hal aldığını belirten Tek, şöyle konuştu:
"Gittikçe yükselen bir sıcaklık var. Sıcaklığın arması demek, atmosferdeki enerjinin de artması anlamına geliyor. Sıcaklıkların artması, suyun daha fazla buharlaşması demek. Kutuplarda erime olduğu için yağış miktarı artıyor. Bazı bölgeler az bazıları çok fazla yağış alıyor. Yağışlar da kısa süreli sel ve su baskınlarına neden oluyor, hortumlar oluşuyor. Bazı bölgelerde kuraklık yapıyor. Bu olaylar tropik fırtınaların da etkisini fazlalaştırıyor. Bizim enlemlerde artık bu şeylerin sıklığı artacak. Önceden görülmüş. 10 yılda bir iken, 10 yılda 2'ye, 3'e çıkacak. 5 yıl olmaz ama 6'ıncı yıl iki tane olur."
Tropikal fırtına gibi yapıların oluşabilmesi için deniz suyu sıcaklıkların 26 derecenin üzerine çıkması gerektiğini ifade eden Tek, "26 derecenin üzeri kritik bir durum. Bizim Akdeniz Bölgesi için şu anda bir risk var. Akdeniz'de deniz suyu sıcaklıkları 27, 28, 29 derece arasında değişiyor. Özellikle Antalya ve İskenderun bölgelerinde. Kuzeyden gelecek soğuk hava bu bölgelerde kuvvetli yağışlar oluşturur. Bu tür tropikal siklon gibi yapılar meydana getirme olasılığı yüksektir." diye konuştu.
KARADENİZ İÇİN SEL VE SU BASKINI UYARISI 
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, Karadeniz'de deniz suyu sıcaklığının son 30 yılın 4 derece üzerinde olduğunu belirterek, şu uyarıyı yaptı:
"Karadeniz'i riskler bekliyor. Önümüzdeki aylarda sel ve su baskını olma riski çok yüksek. Deniz suyu sıcaklığı yüksek olunca buharlaşmayla atmosfere nem transferi oluyor. Yukarıdaki soğuk havayla da buluşunca sürekli yağış meydana getiriyor. Önümüzdeki bir kaç ay için kışa girene kadar Karedeniz'de şu an risk mevcut."
Adil Tek, Türkiye'nin tropikal ikliminin etkilerini hissetmeye başladığını ifadede ederek, "En yüksek sıcaklığın 25 derecenin üstündekilere yaz günü, 30 derecenin üzerindeki günlere de tropik günler diyoruz. Kandilli rasathanesindeki ölçümlere baktığımızda tropik ve yaz günleri sayısında gittikçe bir artış görünüyor. Bu ve yağışların karakteri de tropik etkiye girişin işareti." değerlendirmesini yaptı. 
Güneydoğu Anadolu'da çölleşme probleminin yaşandığını belirten Tek, yağış karakterindeki değişikliğin de florayı ve yaşanılabilirliğin kalitesini değiştirdiğini kaydetti.
Tek, dünyanın yaşayan canlı bir organizma olduğunu ve bir şekilde kendisini koruyacağını sözlerine ekledi.
AKDENİZ'DE 100 CİVARINDA TROPİKAL FIRTINA YAŞANDI
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Kırbaç" veya "Zorba" olarak isim verilen Akdeniz tropikal fırtınasının Yunanistan üzerinde etkisini kaybetmesi ve tahmin edilen rotasını değiştirmesi üzerine Türkiye'nin batı bölgelerinin etkilenmediğini söyledi.
Daha açık deniz yüzeylerinde sıcak rüzgarın ve havadaki nemliliğin bir sonucu olarak oluşan devasa girdap olan bu tropikal fırtınaların sistemin büyüklüğüne ve kuvvetine bağlı olarak yeryüzünden kilometrelerce yukarı seviyeye kadar uzanabildiğini ifade eden Toros, tropikal fırtınaların, kasırgalardan daha az yoğun olmakla birlikte önemli hasarlara neden olabildiğini anlattı.
Toros, tropikal fırtınaların genellikle tropik denizlerde oluştuğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kasırgalar büyük okyanus yüzeylerinde oluşurken, tropikal fırtınalar iç denizlerde meydana gelir. Tropikal fırtınalar Atlas Okyanusu yakınlarındaki iç denizler üzerinde 52 kM/s hızla başlayıp 102km/s hıza kadar çıkabilen rüzgardır. Kasırgalar genellikle yaz mevsimi sonunda oluşurken tropikal fırtınalar ise kış mevsimine geçişte ve daha çok sonbahar mevsiminde oluşmaktadır. Akdeniz'de oluşan bu tropikal fırtınalar nadir olarak görülmekle birlikte 1947-2011 yılları arasında bu bölgede 100 civarında tropikal fırtınaya rastlanılmıştır."

Editör: TE Bilisim