Kıbrıslı Türklerin çözüm/antlaşma ile ilgili duruşlarında ciddi bir değişiklik, Annan 2004 etrafında oluşan çözüm anlayışından radikal bir kopuş gözlemlenmektedir

Çözüm ile algılanan veya vurgulanan “barış, kardeşlik, ortak vatan, AB üyeliği” gibi kavramlar yerlerini başka parametrelere bırakmıştır.

2004 referandumundaki çözüm modelini Kıbrıslı Rumların reddetmesiyle -ki bu çözüm modeli Kıbrıslı Türklerin algısında, barış, kardeşlik, anti-milliyetçilik, Avrupa Birliği üyeliği ve benzeri kavramlarla şekillenmişti- Kıbrıslı Türklerin de bu algılarla şekillenen çözüm modeline yabancılaşma süreci başlamıştı.

Son birkaç yıldır yaptığım Siyasal eğilimler araştırmalarında bunları gözlemliyorum.

Bulgular

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü (%62.7) Kıbrıs’ta BM’nin genel olarak tanımladığı şekliyle (iki toplumlu iki bölgeli federal bir çözüm) istemektedir.

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü Kıbrıslı Rumların büyük bölümünün (%81.2) böylesi bir çözümü arzu etmediklerine inanmaktadırlar.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%60.1) Kıbrıs’ta BM’nin genel olarak tanımladığı çözüm modeline ulaşılamayacağına inanmaktadır.

KKTC seçmeninin çok büyük bir bölümü (%93.7) Türkiye’nin onay vermediği bir çözüme ulaşmanın mümkün olmadığına inanmaktadır.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%63.1) Garantörlük haklarının olduğu şekliyle devam etmesinden yanadır.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%57.5) Türk askerinin çözüm sonrasında da güçlü bir şekilde adada kalmasından yanadır.

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü (%78.8) çözüme ulaşılabilmesi için Güzelyurt’un Kıbrıslı Rumlara verilmesine kesinlikle karşı çıkmaktadır.
KKTC seçmeninin büyük bölümü (%83.7) çözüme ulaşılabilmesi için Karpaz köylerine Rumların yerleşmesine karşı çıkmaktadır.

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü (%67.1) çözüm sonrasında Rumların Türk bölgesine yerleşmesine karşıdırlar.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%60.5) Rumlara mülk iadesine karşıdır.

KKTC seçmeninin yarıdan az bir bölümü (%46.3) tüm KKTC vatandaşlarının antlaşma sonrası kurulacak yeni devletin vatandaşı olmasını istemektedirler.

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü (%72.4) antlaşma sonrası oluşacak devlette Cumhurbaşkanlığının Dönüşümlü olarak kullanılmasını istemektedirler.

KKTC seçmeninin büyük bir bölümü (%77.7) Rumlar ve Türklerin ayrı egemenliği olmasını istemektedirler.

KKTC seçmeninin yarıdan biraz fazlası (%51) Maraş’ın bütünlüklü bir çözüme kadar olduğu şekliyle kalmasını istemektedirler.

KKTC seçmenin en çok tercih ettiği ( %47.2) çözüm modeli iki kurucu devletten oluşan Federal Kıbrıs’tır.

KKTC seçmeninin en fazla (%43.9) muhtemel gördüğü çözüm modeli de modeli iki kurucu devletten oluşan Federal Kıbrıs’tır.

KKTC seçmeninin yarıdan fazlası (%57.3) 2004 Annan Planı referandumu yapılsa bugün hayır oyu verecektir.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%60.1) Hidrokarbonların çözüm sonrasında ortaklaşa paylaşılmasından yanadır.

KKTC seçmeninin çok az bir kısmı (%9) Rumların Hidrokarbon çalışmalarını onaylamaktadır.

KKTC seçmeninin önemli bir bölümü (%68.3) Ekim 2014’de hükümetin çalışmalarından memnun değildiler.

KKTC ‘yi vatan olarak tanımlayan seçmen oranı %44’dür. Vatan olarak KKTC ve Türkiye’yi birlikte tanımlayanların oranı %23.3’dür. Tüm Kıbrıs’ı vatan olarak tanımlayanların oranı ise %28.4’tür. Sadece Türkiye’yi vatan olarak tanımlayanların oranı ise %3.3’tür.

KKTC seçmeninin yarıdan fazlasına (%53.2) Türkiye anavatanı ifade etmektedir.

KKTC seçmeni Kıbrıslı Rumların en fazla (%43.9) tarihsel düşman olarak nitelemektedir. Kıbrıslı Rumları dost olarak niteleyen seçmen oranı %0.8’dir.

Seçmenin %30.8’i Rumları farklı dil konuşan Kıbrıslılar olarak ifade etmektedirler.

KKTC seçmeninin %20.6’sı Kıbrıslı Rumları komşuları olarak tanımlamışlardır.
KKTC seçmeni 1-5 arası bir skalada ortalama olarak 2.96 ile kendilerini ortanın az sağında olarak tanımlamışlardır.

KKTC seçmeni 1-5 arası bir skalada ortalama olarak 4.08 ile kendilerini güçlü bir şekilde milliyetçi olarak tanımlamışlardır.
ı

Sosyolog Kudret Akay, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs sorununa yönelik düşünce yapısı ve çözüm modeline ilişkin tercihlerini belirlemek için Aralık 2014’te gerçekleştirdiği siyasal eğilimler araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Akay, araştırma sonucunda Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs sorununa, Kıbrıslı Rumlarla barış, kardeşlik, ortak vatan konseptleri üzerine değil, pragmatik çıkarlar üzerine kurulu bir çözüm modeli benimsediklerinin ortaya çıktığını belirtti.

Akay, araştırmanın sonuçlarında, Kıbrıslı Türklerin çözüm/antlaşma ile ilgili duruşlarında ciddi bir değişiklik, 2004’te Annan Planı etrafında oluşan çözüm anlayışından radikal bir kopuş gözlemlendiğini de ifade etti.

Çözüm ile algılanan veya vurgulanan barış, kardeşlik, ortak vatan, AB üyeliği gibi kavramların yerlerini başka parametrelere bıraktığını ifade eden Akay, Kıbrıslı Rumların 2004 referandumundaki çözüm modelini reddetmesiyle, Kıbrıslı Türklerin de bu algılarla şekillenen çözüm modeline yabancılaşma sürecinin başladığını kaydetti.

Akay, siyasal eğilimler araştırmasının sonuçlarını Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine açıkladı ve araştırmayla ilgili değerlendirmeler yaptı.

“AMAÇ TERCİHLERİ BELİRLEMEK”

Araştırmanın amacının; KKTC seçmenin özellikle Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki tercihlerini belirlemek olduğunu belirten Akay, bu tip çalışmaları 2005 yılından beri yaptığını kaydetti.

Araştırmada, önceden hazırlanmış, test edilmiş anket soru kağıtları kullanılırken, örneklemle belirlenen deneklerle yüz yüze görüşme metodu uygulandı.

600 KİŞİ İLE YAPILDI

Araştırmanın örnekleme çerçevesini KKTC Seçmen Listesi oluştururken, örneklem büyüklüğü 1.96 güven aralığı, 0.25 olasılık oranı ve 0.04 güven aralığı ve 1.2’lik bir desen etkisi ve 0.1 cevaplamamayı telafi edecek şekilde hesaplanarak 600 kişi hedef alındı. Araştırma çerçevesinde toplam 600 haneden 600 kişi ile görüşme yapıldı.

“RADİKAL DEĞİŞİKLİK”

Yapılan araştırmaların dönem dönem yayınladığını belirten Kudret Akay, ancak Aralık 2014’te yapılan bu araştırmanın yayınlanmasının temel sebebinin, bulgularda radikal bir değişiklik fark etmeleri olduğunu söyledi.

Akay, Kıbrıslı Türkler arasındaki öncü söylemlerin barış, kardeşlik, ortak vatan olguları üzerine oturduğunu, ancak 2004’te Rumların Annan Planı’na hayır demesinden itibaren çözümü bu olguların üzerinde oturtmanın anlamsızlaştığını ifade etti. Akay, “Kıbrıslı Türkler bu kavramlara yabancılaşmaya başladı. Çünkü kendileri bunu söylerken, karşı taraf ciddi bir oranda buna hayır deyince bir sorun ortaya çıktı” dedi.

“KIBRISLI TÜRKLER KENDİ ÇÖZÜM MODELLERİNİ ÜRETTİLER”

Annan Planı’nın tartışıldığı dönemde Kıbrıs Türkü’nün anlaşma ve çözüm ile ilgili bilinçlendiğini söyleyen Akay, “Annan Planı sürecinde Kıbrıslı Türkleri çözüme ikna etme süreci yaşanmıştı. Şimdi iş değişti. Kıbrıs Türkler, kendi çözüm modellerini ürettiler ve liderleri aracılığıyla kendi geliştirdikleri çözüm modelini masaya taşıyorlar. Radikal kopuş işte burada” diye konuştu. Akay, bunu “çözümün ulusallaştırılması” olarak nitelendirdi.

Kıbrıslı Türklerin geliştirdiği çözüm modelinin Kıbrıslı Rumlarla barış, kardeşlik, ortak vatan konseptleri üzerinde kurulmadığını anlatan Akay, pragmatik çıkarlar üzerine kurulu bir çözüm modeli benimsediklerini belirtti.

Araştırma sonuçlarında, insanların mülklerini ve topraklarını koruma eğiliminde olduğunun görüldüğünü, KKTC ile ilgili vatan konseptinin güçlenmeye başladığını belirten Akay, çözüm isteğinin de güçlenmeye başladığını vurguladı.

TÜM TARAFLARA YÖNELİK MESAJLAR VAR... “TOPLUMUN DÜŞÜNCE ŞEKLİNİN KESİTİ”

Kıbrıslı Türklerin çözüm istediğini, bunun parametrelerini de belirlediğini anlatan Akay, araştırma sonuçlarının Kıbrıs sorunu ile ilgili tüm taraflara yönelik mesajlar içerdiğini ifade etti.

Akay, araştırmada yer alan bulguların tüm Cumhurbaşkanı adayları tarafından da değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, araştırmanın toplumun düşünce şeklinin bir kesitini sunduğunu belirtti.

Kıbrıslı Rumların da araştırma sonuçlarından çıkarması gereken mesajlar olduğunu söyleyen Akay, Rumların maksimalist yaklaşımdan arınmaları gerektiğini kaydetti.

“ULUSLARARASI TOPLUMUN ÖNCELİĞİ ÇÖZÜM, İÇERİK DEĞİL”

Uluslararası toplumun hidrokarbon nedeniyle adaya olan ilgisinin arttığını söyleyen Akay, “BM ve ABD açısından Kıbrıs sorununun çözümünde yatan temel hedef, motivasyon Kıbrıs adası ve etrafındaki suların uluslararası hukukun meşru zemini içine kaydırılmasıdır” dedi.

BM ve ABD için çözümün içeriğinin değil, bir çözüm bulunmasının önem taşıdığını belirten Kudret Akay, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar açısından ise anlaşmanın içeriğinin önemli olduğunu ifade etti.

Akay, BM ve ABD gibi ilgili kesimlerin Kıbrıslı Türklerin oluşturdukları çözüm modelini dikkate almaları ve buna uygun çözüm modeli bulmaları gerektiğini vurguladı.

“BİLİNÇ DÜZEYİ ÇOK YÜKSEK”

Akay, araştırmada dikkat çeken noktalardan birinin de Kıbrıslı Türklerin çözümle ilgili bilinç düzeylerinin gelişmiş olması olduğunu kaydetti.

Akay, “Kıbrıslı Türkler çözüm her ne pahasına olursa olsun noktasında değiller. Çözümle ilgili görüşleri, tavırları belirginleşmiştir. Egemenlik, Karpaz, Güzelyurt, Kıbrıslı Rumların burada yaşaması konusunda çok netler. Netleşmiş görüşlere sahipler” dedi.

Kıbrıslı Türklerin Sınır ayarlamaları ve toprak konusunu da çok iyi bildiklerini belirten Akay, milliyetçilik duygusu çok yüksek olan bir kesim bulunduğunu ifade etti. Akay, araştırma sonuçlarının bu paralelde olduğunu kaydetti. Akay, “Kıbrıslı Türklerin toprak parçalarını vatan yapma süreci içindeyiz” diye konuştu.

BULGULAR

Siyasal eğilimler anketinin büyük bölümü, Kıbrıs sorununun çözüm modeline odaklanıyor.

Buna göre, KKTC seçmeninin yüzde 62.7’si Kıbrıs’ta BM’nin genel olarak tanımladığı şekliyle, iki toplumlu, iki bölgeli federal bir çözüm isterken, yüzde 60.1’i bu modele ulaşılamayacağına inanıyor.

“GARANTÖRLÜK DEVAM ETMELİ”

Anket sonuçlarında Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin garantörlük hakkı ve Türk askerine ilişkin konulardaki görüşleri de ortaya konuyor.

KKTC seçmeninin yüzde 93.7’si Türkiye’nin onay vermediği bir çözüme ulaşmanın mümkün olmadığına inanırken, yüzde 63.1’i garantörlük haklarının olduğu şekliyle devam etmesinden yana.

KKTC seçmeninin yüzde 57.5’i Türk askerinin çözüm sonrasında da güçlü bir şekilde adada kalmasından yana görüş bildirdi.

“GÜZELYURT VERİLMESİN...”

KKTC seçmeninin yüzde 78.8’i çözüme ulaşılabilmesi için Güzelyurt’un Kıbrıslı Rumlara verilmesine kesinlikle karşı çıkarken, yüzde 83.7’si çözüme ulaşılabilmesi için Karpaz köylerine Rumların yerleşmesine karşı çıkıyor.

Çözüm sonrasında Rumların Türk bölgesine yerleşmesine karşı olan KKTC seçmeninin oranı yüzde 67.1 iken, yüzde 60.5’i Rumlara mülk iadesine karşı olduklarını belirtti.

KKTC seçmeninin yüzde 46.3’ü tüm KKTC vatandaşlarının antlaşma sonrası kurulacak yeni devletin vatandaşı olmasını isterken, yüzde 72.4’ü antlaşma sonrası oluşacak devlette cumhurbaşkanlığının dönüşümlü olarak kullanılmasını istiyor.

Rumlar ve Türklerin ayrı egemenliği olmasını isteyenlerin oranı yüzde 77,7 iken, Maraş’ın bütünlüklü bir çözüme kadar olduğu şekliyle kalmasını isteyenlerin oranı ise yüzde 51 olarak tespit edildi.

“TERCİH EDİLEN ÇÖZÜM MODELLERİ”

KKTC seçmenin yüzde 47.2’sinin en çok tercih ettiği çözüm modeli iki kurucu devletten oluşan federal Kıbrıs iken, yüzde 43.9’unun muhtemel gördüğü çözüm modeli de iki kurucu devletten oluşan federal Kıbrıs.

KKTC seçmeninin yüzde 57.3’ü 2004 Annan Planı referandumu yapılsa bugün “hayır” oyu vereceğini kaydetti.

“HİDROKARBON ÇÖZÜM SONRASINA”

KKTC seçmeninin yüzde 60.1’i hidrokarbonun çözüm sonrasında ortaklaşa paylaşılmasından yana iken, yüzde 9’u Rumların hidrokarbon çalışmalarını onaylıyor.

KKTC seçmeninin yüzde 68.3’ü Ekim 2014 itibarıyla hükümetin çalışmalarından memnun değildi.

“KKTC’Yİ VATAN OLARAK TANIMLAYANLAR YÜZDE 44”

KKTC’yi vatan olarak tanımlayan seçmen oranı yüzde 44 iken, vatan olarak KKTC ve Türkiye’yi birlikte tanımlayanların oranı yüzde 23.3, tüm Kıbrıs’ı vatan olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 28.4. Sadece Türkiye’yi vatan olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 3.3 olarak tespit edildi.

KKTC seçmeninin yüzde 53.2’sine Türkiye, anavatanı ifade ediyor.

“RUMLAR TARİHSEL DÜŞMAN”

KKTC seçmeninin yüzde 43.9’u Kıbrıslı Rumları “tarihsel düşman” olarak nitelerken, Kıbrıslı Rumları “dost” olarak niteleyen seçmen oranı yüzde 0.8’dir. KKTC seçmeninin yüzde 20.6’sı Kıbrıslı Rumları “komşuları” olarak tanımlıyor.

Seçmenin yüzde 30.8’i Rumları “farklı dil konuşan Kıbrıslılar” olarak ifade ediyor.

“ORTANIN AZ SAĞINDA”... “GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE MİLLİYETÇİ”...

KKTC seçmeni 1-5 arası bir skalada ortalama olarak 2.96 ile kendilerini “ortanın az sağında” olarak tanımlarken, 1-5 arası bir skalada ortalama olarak 4.08 ile kendilerini “güçlü bir şekilde milliyetçi” olarak tanımladılar. 



Editör: TE Bilisim