3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, İsviçre’deki Kıbrıs Konferansı’nın çökmesinin nedeninin; Rum Yunan ikilisinin kabul edilemeyecek aşırı istemleri ve oyalama taktikleri olduğunu vurgulayarak,  yapılması gerekenin aklın ve halkın gerçek çıkarları ve Rumun niyetlerinin göz önünde tutulması suretiyle yeni bir yol haritası belirlemek olduğunu kaydetti.

3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı.

Eroğlu mesajında, Kıbrıs Türk halkı için özgürlük ve güvenliğin vazgeçilemez iki gereksinim olduğunu ifade ederek, “Bu halk bu iki yaşamsal öneme sahip unsur için büyük bir mücadele vermiştir. Bugünkü özgür ve güvenli ortama Anavatan Türkiye ile birlikte verilen özverili mücadele ile ulaşıldı” dedi.

Eroğlu, 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Rum tarafındaki işbirlikçileri ile gerçekleştirdiği darbenin tek hedefinin Ada’nın 1878’de Osmanlı idaresinden İngiliz idaresine geçmesinden itibaren hayali kurulan Yunan hegemonyasının tüm Ada’ya yayılması, Kıbrıs’ın bir Helen adası haline getirilmesi olduğunu kaydetti

Eroğlu, anavatan Türkiye’nin buna,  Kıbrıs Türk halkının çağrısı, yoğun talebi üzerine garantörlükten kaynaklanan tek yanlı müdahale hakkını bir kez daha kullanarak 20 Temmuz’da başlayan müdahalesiyle “dur” dediğini ifade etti. Eroğlu mesajında şöyle dedi:

“20 Temmuz Barış Harekâtı olmasaydı bugün sahip olduğumuz coğrafya ve devletimiz olmazdı. Türkiye’nin garantörlükten doğan tek yanlı müdahale hakkı olmasaydı, Türkiye şehitler vermek pahasına Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlük mücadelesine fiili destek vermeseydi ada Yunan olacak ve Birleşmiş Milletler buna ses çıkarmayacaktı.

O nedenledir ki,  hedefleri, hayalleri değişmeyen Rum-Yunan ikilisinin bugünkü başlıca amacı Türkiye’nin garantörlüğünü, tek yanlı müdahale hakkını ve Kıbrıs’taki Türk askeri varlığını sıfırlamaktır.

Rum-Yunan ikilisi kesinlikle iyi niyetli değildir. Ortada iyi niyetli olduklarına inanmamız için  en küçük bir neden, bir belirti yoktur.”

3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının, yönetim ve güç paylaşımı, varılacak anlaşmanın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olması, toprak, mülkiyet, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamele yapılması konularındaki tutumlarının  da Kıbrıs Türk halkının kabul edebileceği ölçülerde olmadığını vurgulayarak, İsviçre’deki Kıbrıs görüşmelerinin çöküş nedeninin Rum-Yunan ikilisinin asla kabul edilmemesi gereken aşırı istemleri ve oyalama taktiği,  çözüme değil çözümsüzlüğe oynaması olduğunu belirtti.

“BİZ YÖNLENDİRMELİYİZ”

Eroğlu, yapılması gerekenin; Kıbrıs konusunda aklın, halkın gerçek çıkarlarının ve Rumun niyetlerinin göz önünde tutulması suretiyle yeni bir yol haritası belirlemek olduğunu kaydederek, “Birleşmiş Milletler’i Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye ile birlikte belirleyeceği bu yeni yol haritası ile biz yönlendirmeliyiz” dedi.

“Birleşmiş Milletler’e, Avrupa Birliği’ne ve tüm ülkelere Rum-Yunan uzlaşmazlığına rağmen bizi cezalandırmalarına artık tahammül etmeyeceğimizi, mutlaka sesimize kulak vermeleri gerektiğini biz anlatacağız, biz ısrar edeceğiz” ifadelerini kullanan Eroğlu, bunun için  her şeyi bir tarafa bırakarak  bu tarihi dönüm noktasında birlik-beraberlik içinde hareket edilmesini şart olduğunu belirtti.

Devletin  birlikte sahiplenilmesi,  iç konulardaki sıkıntıların aşılması, ekonomide gereken atılımların yapılması ve reformların geciktirilmemesi gerektiğinin altını çizen Eroğlu, “Hep vurguladığım üzere unutmamalıyız ki bizim en büyük gücümüz, 20 Temmuz Barış Harekatı’nın en önemli getirisi olan egemenliğimizi, özgürlüğümüzü ifade eden devletimizdir” dedi

Devlete sahip çıkıp birlik içinde yürünecek yolların doğru noktaya çıkaracağını ifade den Eroğlu, “20 Temmuz Barış Harekâtı’nın gerçekleşmesini sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir kez daha gönülden teşekkür ederken, bugün aramızda olmayan başta tüm şehitlerimiz olmak üzere herkesi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Kıbrıs Türk halkının Barış ve Özgürlük Bayramı’nı candan kutluyor  en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum” dedi.

Editör: TE Bilisim