EKONOMİ ALLAH’A EMANET…
Başbakan Özkan Yorancıoğlu, önceki gün BRT’de katıldığı programda
“ekonominin iyiye gittiğini” anlattı, örnekler verdi.
Bankalardaki mevduatların arttığını, devlet eli ile özel sektörde istihdamı teşvik
ettiklerini dile getiren Başbakan, “Bu ülke bizim. Geleceğini yaratmak
zorundayız, tüketmek değil. Bugün verilemeyecek kadar çok şey istersek bu
gelecekten tüketmek anlamına gelir. Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız”
dedi.
Başbakan, “verilemeyecek kadar çok şey istenmesine” işaret etti. Bugünlerde
herkes hükümetten bir şeyler istiyor. İnsanlar kamuda iş istiyor, sektörler,
üreticiler para istiyor. “Bütçe var mı?” diye soran yok. Alışılmış düzene devam
edilsin isteniyor.
Ancak reformları uygularsa bütçe açığı için Türkiye’den para alabilen hükümet,
sürekli bütçe açığını artıracak taleplerle karşı karşıya. Elinde nakiti olmayan, yıl
sonunda 150 milyon TL’ye ihtiyacı olan hükümetin bu gidişle Aralık ayı sonuna
kadar 13. maaşları ödemesi mümkün görünmüyor.

120 milyon ödenek için 145 milyon ödeme

Ülkede tarımın iyi yönetilmediği, Toprak Ürünleri Kurumu’nun (TÜK) tek
seferde, toplu yemlik arpa alımında da görüldü. TÜK, parça parça almak yerine,
dünya piyasalarının üzerinde tek seferde alım yaparak, hem kurumun kasasından
fazla para çıkmasına neden oldu hem de pahalı ithal ettiği ürünü üreticiye pahalı
satmış oldu ki, üreticinin cebinden de fazladan para çıkmış oldu.
Tarım Bakanlığı’nın ödenek bütçesi 120 milyon TL iken Bakanlar Kurulu
kararları ile tarım sektöründe dağıtılan ödenek miktarı 145 milyon TL’yi buldu.
Rakamlar arasındaki farkın ise ürün fazlalığından kaynaklandığı belirtiliyor.
Kurak geçen bir mevsimde ürün fazlasının olması ve kuraklık için de 40 milyon
TL ödenmesi oldukça çelişkili. Ürün fazlasından dolayı ödenek hesabı
tutturulmadı. Ürün fazla geldiyse, neden kuraklık ödemesi yapıldı, o da ayrı
konu. Ödenek ayrılıyor, ürün fazla geliyor, hesap tutmuyor, bu tarımın iyi
yönetilemediğini bir başka örneği. Tıpkı TÜK’ün yemlik arpa alımında olduğu
gibi.
Narenciyede de sorunlar büyük. Alınan narenciye ürünlerinin ne olacağı belli
değil, geçen yıl alınan ürünlerin de durduğu belirtiliyor.

Ülkeden kim göç ettiriyor?

Sendikaların gündemine, adına “göç” yasası denilen yasa var. Eşit işe eşit ücret
talepleri var, düşük baremden, düşük maaşla kamuda işe başlamanın
değiştirilmesini talep ediyorlar. 2013’de düşük maaşla kamuda işe alınanlar,
İrsen Küçük hükümeti döneminde kurultay nedeniyle işe alınanlardı, 2014’te
eski Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTYH) çalışanları alındı, 2015’te de CAS
çalışanları alınacak. Kamuda 520 kişi sınavsız işe alındı. Öğretmen başına düşen
ders saati ortalaması Avrupa’nın altında. Bu durumda, özel sektör ile
kıyaslandığında daha fazla parayı hak ettiklerini söylemek özel sektör
çalışanlarına haksızlık olacaktır.
2011’de devlete giren KTHY çalışanlarına devletin baremi uygulandı. Kaç yıl
çalışmışsa o uygulandı. Şunun unutulmaması gerekiyor, KTHY özelleştirilmedi,
iflas eden bir kurumdu. Devlet, iflas eden bir kumrunun çalışanlarını, geçici bir
düzenleme ile devlette işe alarak iyilik yaptı. Bu, devlette işe girecek diğer
insanların hakkını ortadan kaldırmaktır.

Reform varsa para var!

Hükümetin şuandaki durumu, 400 milyon TL bütçe açığı için Türkiye’den
yardım alıyor. Bu yardımı alabilmesi için Türkiye ile imzaladığı programlara
sahip çıkması gerekiyor. Bilindiği gibi programın iki ayağı var, buna göre,
KKTC reformları yapacak, Türkiye de yardımlarını verecek. Bu durumu, Maliye
Bakanı Zeren Mungan, Diyalog Gazetesi’nin 4 Aralık 2013’deki ilk sayısında
yayımlanan röportajımda da söylemişti. Özellikle 2013’den sonraki reform
destekleme ödeneği bu yöntemle çalışıyor.
Şuanki koalisyon hükümetinin ortaklarından biri bu programa karşı olduğunu
söylüyor. Büyük ortağın ise tabanı karşı çıkıyor, üst yöneticiler sessiz kalırken
Parti Genel Sekreteri programı eleştiriyor.
İşin gerçeği, bir taraftan 400 milyon TL’ye ihtiyacı olan hükümet, bir taraftan
reform yapmadığı için bu parayı alamıyor, diğer taraftan da 400 milyonluk açığı
artıracak; “göç” yasasının kaldırılması, tarım bütçesinin aşılması, KTHY
çalışanlarına daha fazla para verilmesi gibi taleplerle karşı karşıya .
İşin diğer bir acı gerçeği de sokaklar işsiz insanlarla dolu. Sınav açılmasını
bekliyorlar, düşük ücretle de olsa sınava girip iş sahibi olmayı bekliyor. Ama,
son 23 yıldır, KTHY ve CAS gibi kurumların çalışanlarından iş bekleyenlere
sıra gelmiyor. Böyle olunca devlet de nitelikli eleman istihdam edemiyor.
Nitelikli elemanlar da bu nedenle göç etmek zorunda kalabiliyor.
Herkes devletten iş ve para bekliyor. Devletin bütçesi denk gibi gözükse de,
kamunun elindeki nakit ile 13.maaşın Aralık ayı sonunda ödenmesi mümkün
gözükmüyor.
Bütün bu hengamenin içinde ekonomi Allah’a emanet görünüyor

(HALKIN SESİ)

Editör: TE Bilisim