Koçoğlu Holding’in KKTC Temsilcisi Mehmet Erüreten aradı bugün öğlen saatlerinde.
Dünkü yazımız ile ilgili;
Hani şu Başbakan ve yardımcısına hitaben dün bir yazı yazmıştık ya!
Şirket olarak rencide olmuşlar…
Uzunca sohbet ettik telefonda, konuyla ilgili açıklama göndermelerini istedik, cevap hakkı vermek için…
Teşekkür edip göndereceklerini söyledi…
Şu an itibarıyla saatler 16.30’u gösteriyor, cevap da gelmedi başka bir telefonda…
Bu saatten sonra gelirse de yarın ki sayfamızda sizinle paylaşacağız.
Telefonda konuştuğumuz kadarıyla anladığım şudur;
Koçoğlu Holding, onların söylemesine göre burada temel atmış ve kendi kaynaklarından tam 15 Milyon TL harcamışlar.
Ya zararımız tazmin edilsin ya da proje tekrar bize gerilsin diye de Turizm Bakanlığı’na dilekçe yapmışlar.
Söz konusu temel atılmış bölgeyi sizinle sayfamızda paylaşıyoruz, bu yatırım 15 milyon TL eder mi etmez mi o bizim uzmanlık alanımıza girmiyor.
Ancak, resmi gösterdiğimiz bazı inşaat firmalarının yetkilileri burası için harcanan paranın taş çatlasa 1-2 milyon TL olduğunu ifade ettiler…
Yine ilgili firmanın KKTC temsilcisi bize bir takım bilgiler de verdi…
Örneğin ellerinden alınan arazinin UBP kurultayı döneminde Zafer İnşaat’a revize edildiğini iddia etti.
Hatta bu konuda bazı iddialarda da bulundu…
Belge ve bilgi olmadığı için bize söylenenleri burada sizinle paylaşacak değiliz…
Ama hani şu kurultay dönemi ellerinden alındığı bilgisinin de doğru olmadığı ortaya çıktı.
Zira burası kurultay döneminde değil 2011 yılında Zafer İnşaat’a revize edilmiş.
Bu arkadaş ya birileri tarafından yanıltılıyor ya da bize yanlış bilgi vermeye çalışıyor.
Göndersin elindeki belgeleri onları da yayınlayalım!

Bu olay daha da ileri boyutlara taşınacağa benziyor!
Neden, niçin, hangi amaca hizmet ediyor bilmiyoruz ama bir bakan, bu iş için kellesini ortaya koyduğunu söylemeye başlamış.
Bu ne hırstır yarabbi?
Çıksın ortaya bunu açık açık söylesin!
‘Ben bu iş için kellemi ortaya koydum’ diye açıklama yapsın ve bunun nedenini de açıklasın…

Türkiye’de son iki gündür olanlar ortada;
Büyük bir deprem yaşanıyor, bakanlar suçlanıyor, bakan çocukları tutuklanıyor.
Evlerde milyon dolarlar bulunuyor!
AKP-Cemaat kapışması bir yana kirli çamaşırlar bir bir ortaya dökülüyor!
Peki ya bizde?
Koskocaman bir hiç!
Yazılıyor, çiziliyor, yorumlar yapılıyor ama kılını kıpırdatan tek bir makam bile yok!
Hükümetin işi gücü varsa yoksa zam ve atama!
Vatandaş bu haberleri duydukça kafası tavana vuruyor ama sonuçta onun da elinden gelen bir şey yok!
Savcılık ve Sayıştay gibi partiler üstü kurumlar suya sabuna dokunmadıkça, bu ülkede daha bir çok şaibeli olay sümen altı edilmeye devam edecek!



“Sigarasına tavla oynayalım mı?”

Sabah saatlerinde UBP kurultayında istihdam edilen bir vatandaş.
Yanındakine soruyor;
-Hadi gel kulübe tavla oynayalım
Öbürü cevap veriyor;
-Bedava oynamam ortaya bir şey koy..
Diğeri anında veriyor cevabı;
-Bir paket sigarasına oynayalım mı?
Dikkatinizi çekerim bu konuşma sabah saatlerinde oluyor ve kurultayda istihdam edilen arkadaş da izinli filan değil…
Yorum sizin!


“Daha sabah kahvemi içmedim”

Bu da bir okur şikayeti;
Emekli üst düzey bir yönetici bir daireye giriyor.
Saat sabahın 08.50’si…
Bankonun önünde beklerken gördüğü ilk kadın çalışana sesleniyor;
-Bir dakika bakabilir misiniz?
Kadın elinde kahve cezvesi ile biraz da kızgın olarak adama sesleniyor;
-Daha sabah kahvemi bile içmedim beyefendi!
Sonra araya eski bürokratı tanıyanlar giriyor ve kadın çalışan uyarılıyor…
Gördünüz mü sayın seyirciler;
Hanımefendi, saat 08.50’de iş başı yapıyor ve kahvesini içmedi diye işinin olmasını bekleyen vatandaşı böyle fırçalıyor…
Bunda da yorum sizin!


GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Derviş beye ağır bir darbe vermek için adaylık kulislerine başladığınız söyleniyor. Hükümet zaten biraz daha zam yağmuruna devam ederse vatandaş sizi arayacağa benziyor.

Sayın Talip ATALAY, bazı camilerin hocaları cemaate tuvalet kağıdı kullanmaması için nasihat ediyormuş. Söyleyin onlara milletin orası burasıyla uğraşmasınlar, zaten vatandaş yediği kazıkların acısını yaşıyor!

Sayın Şahin SAPSIZOĞLU
, Vadili belediye Başkan adaylığı için çok yükseklerden birisi ile el sıkıştığınızı söylüyormuşsunuz ama bu parti içinde büyük tepki alabilir. Karda yürüyün ama iz bırakmamaya çalışın…

Sayın Serdar DENKTAŞ;
Taşyapı’nın patronu polislik olunca Ercan’ı geri almak için bir kez daha umutlanmışsınız. Bir süre Ercan’ı aklınızdan silmenizde yarar var zira bu hükümet krizi bile yaratabilir.

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU,
kabinenizde bazı bakanlar artık iş takipçiliği için kellesini bile ortaya koyduğunu söylemekten çekinmiyorlar. Artık ülkenin bağımsız organlarını hareket geçirmenin vakti gelmedi mi?

Sayın Harun DENİZKAN
, Realist-Kulis gazetelerini 1 Ocak 2014 tarihinde yayına sokma kararı almışsınız. Hayırlı ve uğurlu olsun. Kupon karşılığı daire vermek iyi fikir ama okunan bir gazete olması daha çok tercih sebebidir.

Sayın Suat GÜNSEL, YDÜ’nün 25’nci kuruluş yıldönümünde bile bazı basın organları ile mensuplarını dışladınız ya tepki mesajlarınız var. Nice yıllar dileriz…

Sayın Aydın AKKURT, yeniden TAK yönetim kuruluna atandığınız için tebrik ederiz. Atamanız yapıldı ama açıklama için biraz bekleyeceksiniz. Bu arada üç kez mazeretsiz toplantıya katılmama durumunda ihraç var bilesiniz.

Sayın Olgun AMCAOĞLU, yerel seçim çalışmaları için start verdiğiniz ve ilk etapta kendinize güçlü bir basın ekibi kurduğunuzu duyduk. İyi de müşavir olmuşsunuz yoksa bu işlerle nasıl uğraşacaktınız değil mi? Devletimiz sağ olsun…

Sayın Ersan SANER,
Taşyapı şirketinin Ercan ihalesinin de gündeme geleceği iddia ediliyor. Bu sıralar uyanık olun çamuru size de sıçratmak isteyenler olabilir.

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, Kültür Sarayı’nın yıllardır atıl durumda kalması Başkent’in en büyük utanç kaynaklarından birisidir. Yerel seçimlerden önce bu konuda hareket bekliyoruz. Yeşil kitapçığı unutmamak lazım değil mi?

Sayın Kamil KAYRAL, KTÖS görev gitmeyen öğretmenlerin ismini açıkladığına göre Kamu Hizmeti Komisyonu olarak harekete geçme zamanı geldi değil mi? Bu işi bir an önce değerlendirip kamuoyuna açıklama yapmanız bekleniyor. Zira öğretmenler de bu işten mağdur olmamalı.

Sayın Resmiye CANALTAY,
eğer Mağusa Belediye Başkanlığına aday olacaksanız Mustafa Yeşil ile temasa geçmenizde fayda var. Eğer kızıp da gerçekten aday olursa sizin için hiç de hayırlı olmayabilir.

Sayın Ahmet YÖNLÜER,
artık tamamen İstanbullu olduğunuzu ve bir şirket kurarak Arap ülkeleri ile haşır neşir olduğunuz söyleniyor. Geç bile kalmıştınız değil mi? Hayırlı işler dileriz…

Sayın Barış SAYDAM, çok ciddi bir trafik kazası geçirip 27 metre uçurumdan aracınızla düştüğünüzü öğrendik. Burnunuzun bile kanamaması büyük bir şans. Geçmiş olsun diyoruz. Verilmiş sadakanız varmış…

Sayın Fayka KİŞİ, bundan böyle kendinizi hayır işlerine adadığınız söyleniyor. Cennete gitmeyi aklınıza koydunuz desenize. Allah ne muradınız varsa versin…




Günün Fıkrası

Sadakat


Akşamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah uyanmış. Zorlukla
gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.
Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor. Yatağın
ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş. Aspirinleri
içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
“Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum,
erken dönerim. Seni seviyorum”.
Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş. Bakmış oğlu
oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri
duruyor. Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
Evet, dün gece saat 3’ü geçiyordu, sarhoş olarak eve
geldiğinde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun,
daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün
morardı. Adam, şaşırmış vaziyette:
Anlayamadım. O zaman niye her şey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp,
pantolonunu çıkarmaya çalıştığında,
“Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım” dedin.