Kıbrıslı Rumlarla yapılan bir ropörtajda Rumların olası bir anlaşmanın hayata geçebilmesi için üzerinde durdukları en önemli konunun Türkiyenin garantörlüğü olduğu görülmüş.Türkiyenin garantörlüğü varsa bu iş olmaz diyorlarmış.

Bizdekinin tam tersi yani.Bizde Türkiyenin garantörlüğünü olmazsa olmaz olarak görüyoruz .En azından kayda değer büyük bir çoğunluğumuz.Rumlarla anlaşamadığımız en önemli konuda bu…


 

İki toplumlu Sürdürülebilir Barış ve Demokratik Kalkınma Merkezi (SeeD)de zaten geçtiğimiz günlerde , adanın her iki tarafında yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını Cenevre’de paylaştı.

Çalışmaya göre, Kıbrıslı Rumların % 84’ü Türkiye’nin garantörlüğünü kabul edilemez bulurken, Kıbrıslı Türklerin yüzde 69’u Türkiye’nin garantör olmasını istiyor.

BARIŞ sürecinin sonuç getireceğini ümit edenlerin oranının her iki toplumda da düşük olduğunu ancak, sürecin başarılı olmasını arzu edenleri oranı yüksek..

Rumlar Kıbrıslı Türklerle güven içinde yaşayabilmelerinin ön koşulu olarak güvenmedikleri Türkiyenin garantörlüğünün yapılacak olası bir anlaşmada yer almaması çünkü garantörlüğün sonuçlarını gördüklerini söylüyorlar.

Yani 1974 Barış harekatı onlar için Türkiyenin bir işgal sorunu.Halbuki bunun müsebihhinin kendi içindekilerin olduğunu görmüyorlar.Görmelerine izin verilmiyor.Açıkçası Kıbrıslı Türklerle Rumların birbirleri ile iç içe yaşayabilmesi için kendi içindekilere güvenemediklerini farkedemiyorlar..

Korkuları aslında bir kez daha Kıbrısta yeni bir anlaşmaya imza atılır ve sonrasında 1963 de olduğu gibi yine o birileri yine bu anlaşmayı ortadan kaldırır ve tüm Kıbrısa egemen olmak için yeni bir delilik yaparsa Türkiyenin bu sefer adanın tümünde otorite kurabileceği endişesi.

Tabii suç onlarda değil.Bir şeyi 40 kere söylersen olur misali Kıbrıslı Rum siyasilerde Rum halkına 40 yıldır ülkemizde işgal var. Türkiye işgalci nakaratını tekrarlayıp söylemişler.

Bunun ingilizcesi “self-fulfilling prophecy”nin birebir tercümesi “kendi kendini gerçekleyen kehanet”.

İngilizcesindeki ismi çok güzel anlatıyor kendini. Olayın kehanetinde bulunarak olayın gerçekleşmesini sağlıyorsunuz.

Psikoloji alanındaki açıklaması “Beklenti Etkisi”. Bilim insanları diyorlar ki “eğer yanlış birşeye inanırsan o yanlış doğru olur”.


 

İşte bu teori eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyor ve negatif düşünceniz o kişiyi de beklentiniz doğrultusunda negatif davranmaya itiyor.

Bunun içinde Rum halkıda artık onu söylüyor.Yani 40 yıldır siyasetçisinin söylediğini.

Ülkemizde işgal var. Türkiye işgalci.Garantörlüğü istemiyoruz.Olacaksa AB.BM garantör olsun.

Halbuki birileri onlara ‘’Bakın dese 1955 de,1963 de ve 1974 dede barış ortamının bozulmasının müsebbihi bizdik.Türkiye gelmeseydi çatışma devam edecek huzur tesis edilmeyecekti.Belkide bugüne değin hala hem Rumlardan hemdeTürklerdeki kayıplara yüzlerce kayıp daha eklenecek bugünkü huzuru ve barış ortamını mumla arayacak ülkemiz bir turizm adası değil Ortadoğunun bir viranesi olacaktı’’.

Sonra dese ki ‘’Bakın sevgili halkım Orta doğu cadı kazanı savaşın terörün yanıbaşındayız yarın obürgün birilerinin kendi çıkarı için tarihin her döneminde olduğu gibi bu ateşi Kıbrısada taşıması muhtemel iken Türkiyenin garantörlüğünün ve garantisinin yalnız Kıbrıslı Türkleri kapsamadığını Kıbrıslı Rumlarında bu adada barış ve huzur içinde yaşaması için garantör olduğunu anlatsa sonra Kıbrısın 4000 yıllık tarihinden örnekler verip Kıbrısta barışın ve huzurun Romalılar ,Fenikeliler yada Venedikliler ile İngiliz döneminde değil yalnız 400 yıllık Osmanlı egemenliğinde ve 1974 den sonra geçen 42 yıllık sürede olduğuna dikkatlerini çekebilse , farkettirebilse belkide onlarda bu ada üzerinde Kıbrıslı Rumlarla Türklerin Maronitler ve Ermenilerin ancak bu şekilde Kıbrıs adasında güvende ve huzur içinde yaşayabileceklerini anlayabilecek onlarda bu kehanete inanmayı bırakıp kendilerine gelebileceklerdir.

Eğer Rum siyasilerin gerçek niyeti Kıbrısta Rumlarla Türklerin içiçe birarada eşit statüde ortak olarak yaşaması ve Adada BARIŞ ise ;

Daha optimist bir beklentiyle, self-fulfilling prophecy'nin yani “kendi kendini gerçekleyen kehanet”in pozitif sonuçlardoğurması da mümkün.Bunuda ben söylemiyorum .Bilim adamları böyle diyor.