Elimde üç tane belge var;
Bir tanesi Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın atık plastik toplama ve ihracat izni belgesi.
Diğeri, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın Rum kesiminden 100 top hurda plastik getirilmesi için ithalat izni, bir diğeri de Çevre Koruma Dairesi’nin güneyden getirtilecek plastik hurdanın hangi araçlarla getirileceğine dair izin veren yazısı.
Bu belgeler iş adamı Mahmut Özdemir’e ait.
KKTC’nin çevreye büyük zarar veren 40 yıllık birikmiş hurda plastiğini topluyor, bu atıklar sanayi özelliğini yitirdiği için Güney’den bir miktar taze hurda getirtip, bunları harmanlayıp kırdıktan sonra Türkiye’de anlaştığı şirketlere ihraç ediyor.

Özdemir, sadece ülkenin yıllardır atık olan pisliği temizlemekle kalmıyor, yanında 10 kişi çalıştırıyor, ayrıca ülkenin çeşitli bölgelerinde bu pisliği toplamaları için 40 kişiye istihdam olanağı sağlıyor.
Şimdi, siz bu ülkenin Çevre Bakanı olsanız ne yaparsınız?
Ben şahsen, alnından öper, bir madalya verir bununla da yetinmez, bu adamın işyerini genişletmesi isin teşvik veririm.
Sonra da bu adamı elinden tutup, kamuoyu ile tanıştırır, örnek girişimci diye övgüler düzer, diğer yatırımcıya örnek olmasını isterim.

Peki bizim Turizm Cevre ve Kültür bakanımız ne yapmış?
Bu adamı katletmek için, yaptığı yatırımları ve bağlantılarını bitirmek için verilen izni iptal etmiş.
“Güneyden, kuzeye hurda plastik getirmek yasaktır’ diye firman buyurmuş.
Şimdi adam bu plastik hurdayı buraya getirip çevreye zarar verse bakan haklı olacak, ama bizdeki hurda işlevini yitirdiği için güneyden hurda plastik getirip harmanlamanın ve bunu ihraç etmenin dışında başka bir seçenek yok.
Kendisine güneyden 100 ton hurda plastik getirmesine izin verilirken, 17 tonluk hak kullanılıp olup, geriye 87 tonluk hakkı varken ansızın bakan ferman buyurup, izinleri yasaklamış.

Peki bunu niye yapmış?
Mahmut Özdemir’in iddiası gayet mantıklı;
Çünkü ilgili bakanın kardeşi de ortaklarıyla bu işe girişmiş.
Hatta Haspolat’da bu iş için bir arazi tahsis edilmiş ve ortaklarıyla birlikte işe koyulmuşlar bile.
Adam tabi ki bakan kardeşi, görmüş ki bu işte de iyi para var, bulmuş bir ortak ve başlamışlar hurda toplamaya.
Ye kürküm ye, misali!

Bundan sonraki sözümüz tamamen Bakan Üstel’edir.
Bu adamın elinde 12 Temmuz 2011 tarihli güneyden 100 ton hurda plastik getirme izni var, hatta Çevre Dairesi bile bu hurdanın hangi araçlarla getirileceğine dair yapılan başvuruyu onaylamış.
Ayrıca yine sizin bakanlığınız 28 Ağustos 2012 tarihinde bu arkadaşa artık plastik toplama ve ihracat geçici izin belgesi vermiş.
Bu iznin son kullanma tarihi ise 1 Mart 2013 tarihi.
Adam tüm bu izinlerin rahatlığıyla, hem güneydeki bir işletmeyle, hem de Türkiye’de çok büyük bir şirketle anlaşma imzalamış ve tam ihracat tarihi yaklaşırken, ansızın izni iptal etmişsiniz.
Söyler misiniz bize, bunda vicdan nerededir, devlet adamlığı nerededir, insaniyet nerededir?

Elbette ki bu iş kimsenin tekelinde değil.
Kardeşiniz ya da bir başkası da bu işi yapabilir, hatta rekabet olacağından bundan sadece memleket yarar görür.
Ama sırf bu işi kardeşiniz yapacak diye, başkalarını katletmeye kalkarsanız, bu dünyada olmasa bile size öbür dünyada bunun hesabını sorarlar.
Bakan Üstel’den hiç gecikmeden, okkalı bir cevap bekliyoruz.
Susma hakkını da kullanabilir ama, biz susmayız ve aksine bu olayı her gün önüne koyar, konuyu başka mecralara da götürürüz.

Bir başka önemli bir konuda Mahmut Özdemir’in, kurultayda Ahmet Kaşif’in yanında olması.
Kendisi ile yaptığımız görüşmede zaten bunu saklamadı, bundan önce de Kaşifçiydim, bundan sonra da ona destek vereceğim diyor.
Bu da ayrı bir sıkıntı!
Onun için Bakan Üstel’e sesleniyoruz;
Bir işadamı kardeşinize kıyak için, ya da kurultayda Kaşif’e destek verdi diye cezalandırılıyorsa, vah sizin devlet adamlığınıza.




MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, eğer sırf kardeşinize iş imkanı sağlamak için başkalarının ekmek parasıyla oynuyorsanız, bu dünyada olmasa bile diğer dünyada bunun hesabı sorulur elbet. Bu iş Ankara’ya kadar taşınacak haberiniz olsun.

Sayın Kemal DÜRÜST, Şahinler’de bir markette konuştuğunuz delegeleri önce Derviş beyle sonra da Kaşif ile görüştürerek ikinci tur için söz aldınız. Ama işte attığınız her adım takip ediliyor ve bize kadar geliyor. Artık gizlice değil de açık kart oynamakta yarar var değil mi?

Sayın Şevket ABAHORLU, dün erken saatlerde İskele’de Ali Rıza USLUEL ile birlikte aynı arabanı içinde görülmeniz bölgede epey merak konusu oldu. İki zıt görüşün tatil gününde birbiriyle ne işi olur diye tahminler yapılıyor.

Sayın Emine DİZDARLI, 14 Kasım tarihine kadar artık kulaklarınızı tıkayıp, üç maymunu oynamaktan başka yapacak bir şey kalmadı. Bu söylentiler sizi etkilemesin. Ne kadar adil bir yargıç olduğunuzu bütün hukukçular kabul ediyor. Yüreğinizin sesini dinleyin gerisi teferruat.

Sayın Ahmet ÇALUDA, parti içinde baskın bir seçim isteyenlerin başında geliyormuşsunuz. Eninde sonunda bu olacak ama hele bir de seçim sistemi değişirse, şu anki meclisin tablosu da çok değişecek değil mi?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Hüda Aksoy ile önce büyük tartışmalar yaşarken şimdi epey samimi olmuşsunuz. Güçlü dostluklar hep böyle başlar diyor. Bu arada av sezonunda halen bir cikla bile görmemişsiniz. Ne şans ama?

Sayın Yunus RAHMİOĞLU, Bankalar Birliği olarak biraz daha esneklik göstermezsiniz ülkede mazbatadan dolayı hapishaneye düşmeyen kalmayacak. Bari bankalar olarak birleşin de ülkede 5 bin kişilik yeni bir cezaevi kazandırın.

Sayın Mete ÖZSEZER, 10 Kasım törenleri dolayısıyla kardeşlerinizle birlikte öğrencileri ücretsiz taşıyarak gönülleri fethetmişsiniz. Devletin yapamadığını başardığınız için tebrikler. Her şeyin para olmadığını bir kez daha gösterdiniz.

Sayın Gürsel UZUN, doğum gününüz 10 Kasım olunca, yıllardır gönül rahatlığıyla bir yaş günü partisi yapamamışsınız. Sizdeki de ne tesadüfmüş böyle, 365’de 1 piyango size vurmuş. Kader utansın artık, mutlu yaşlar dileriz.

Sayın Bulut AKACAN, bu kadar yoğunluk arasında şimdi de restoran işine girmeye hazırlanıyormuşsunuz. İyi de o tarihi mekanı işletmek için epey koşturmanız gerekecek. Ama sizin eliniz kolunuz ve dostlarınız uzundur değil mi?

Sayın Orhan TOLUN, birliğe başkan olunca çok şeyin değişeceğini sanmıştık ama yanılmışız. Bir konuşsanız ülke tersine dönecek ama ne hikmetse siz susmayı tercih ediyorsunuz. Vardır bunda da bir hayır. Umarız şer değildir.

Sayın Şener ELCİL, sendikanızın yeni yıl kartları için sürpriz yapmaya hazırlanıyormuşsunuz. Yakında siz de hacı olmaya giderseniz hiç şaşırmayacağız. Merakla bekliyoruz.

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, küçük esnaf her gün kapınızda uzun kuyruklar oluşturuyormuş. Hele bir kredileri alsınlar sizi omuzda taşımaya hazırlanıyorlar. Sonrasında da vekillik var bilesiniz.

Sayın Rasim KARAS
, KKTC Telsim genel müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Ahmet bey çıtayı epey yükseltti, bayrak şimdi sizin elinizde. Sorunlarla dolu memleketimize hoş geldiniz diyoruz.

Sayın Süleyman ERGÜÇLÜ, Gaziveren havası fazla oksijenli olsa gerek Lefkoşa’ya geri dönüş için karar aldığınızı duyduk. Zamanlama kötü ama yine de fareli köye hoş geldiniz sefa getirdiniz.

Sayın Faik DAĞAŞTI, müteahhitlerin geneli sıkıntılı ama siz maşallah en büyük ihaleleri bir bir almaya başladınız. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz.

Sayın Salih KONTİ, Cuma akşamı eşinizin doğum günü nedeniyle Girne’de lüks bir balıkçı restoranında elit bir tabakaya balık ziyafeti çekmişsiniz. Dillere destan oldu diyorlar. Hayırlı yaşlar sağlıklı uzun ömürler dileriz.

Sayın Ali BİZDEN, 40 yaşını göreceğiniz hiç aklınıza gelir miydi? Gözünüzü açıp kapayın 50’yi bile görürsünüz. Ailenizle birlikte mutlu sağlıklı nice yıllar dileriz.

Sayın Oğuz KÖSE, ebe ve hemşirelerin devlet hastanesinde artık can güvenliği kalmadı gibi. Çalışanlar korka korka işe gitmeye başladı, sıkı önlemler almanızı istiyorlar. Vekil adayı olarak iyi bir fırsat.

Sayın Aral MORAL, ıslık atınca takla atan kedinizi sosyal paylaşım sitelerinde gördük. Ama yine de siyasiler kadar güzel takla atabildiğini söyleyemeyiz. Ara sıra meclise gönderin ki işin uzmanlarından ders alsın.

Sayın Yusuf SUİÇMEZ, Halkın Adalet Konseyi ile Toparlanıyoruz Hareketi’nin iş birliği yapması için çağrıda bulunduğunuzu öğrendik. UBP ile CTP işbirliği yaparsa bu da anca gerçekleşir.