Tüm dünyada, her yılın 1-7 Nisan tarihleri arası, Ulusal Genç Erişkinlik Kanser Farkındalık Haftası olarak kutlanır. Ayrıca, 7 Nisan da, Dünya Sağlık Günü olarak kutlanır.

Bu hafta vesilesi ile, Sayın Sağlık Bakanı da 5 Nisan 2019 Cuma günü (yarın), ülkemizin son 5 yılına ait kanser istatistiklerini ve kanser haritasını kamuoyu ile paylaşacağını günler öncesinden duyurdu. Belli ki, sıkı bir vitrin icraatı şovuna daha hazırlanıyor Sayın Sağlık Bakanı. Oysa ki, gönül ve mantık isterdi ki, bari kanser konusu, yine bir vitrin icraatı zihniyeti ile ele alınmayıp, devletin kalıcı sağlık politikası bilinci seviyesine çıkarılsaydı.

Sayın Bakan, kanser konusunda, halkımızın ve devletimizin manevi ve maddi yükünün sorumluluğunu gerçekten hisseden bir Bakan ise, aşağıdaki sorularımın cevaplarını da gönül rahatlığıyla verebilmelidir:

  1. Sağlık Bakanlığı İstatistik Birimi kurulmasının üzerinden 1 yıl, kanserin bildirimi zorunlu hastalık haline getirilmesinin üzerinden ise 6 ay geçti. O zaman, ülkemizdeki son 5 yılın kanser verileri ne kadar gerçekçi?
  2. Ülkemizdeki kanser vakalarının Sağlık Bakanlığı’na nasıl bildirileceği konusunda, bugüne kadar gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği tarafından, tüm doktorlara bilgilendirme ya da yönlendirme yapıldı mı? Kanser verilerini nasıl topluyorsunuz?
  3. Sigara ve alkolün kanser oluşumunda etkisi malum. Toplumumuzun ve özellikle gençlerimizin, sigara ve alkolün zararları konusunda bilgilenmesi adına ne gibi projeler ürettiniz? Peki, sigara yasağını etkin bir şekilde uygulatabildiniz mi? Peki, binalardaki ve reklam panolarındaki koca alkol reklamlarına kısıtlama getirebildiniz mi?
  4. Geçtiğimiz günlerde 30 kızımıza HPV (Rahim Ağzı Kanseri Aşısı) yaptırdınız. Ailelerden yazılı olarak, bilgilendirilmiş onam formu aldınız mı? Bu aşıların ikinci ve üçüncü dozlarını da yaptırabilecek misiniz? Yaptırırsanız, aynı 30 kızımızın haberini kamuoyu ile paylaşacak mısınız
  5. Obezitenin önemli bir kanser nedeni olduğunu biliyoruz. Ülkemizde obezite ile mücadele konusunda somut hangi adımı attınız? Beslenme alışkanlıklarımız ve kanser ilişkisine dair herhangi bir çalışma yaptınız ya da yaptırdınız mı?
  6. Tarım ilaçlarının (pestisit, insektisit), ülkemizde ciddi kanser nedeni olduğunu itiraf edebilir misiniz? (Zor). Peki, ülkemizde tarım işleriyle uğraşan vatandaşlarımızda kanser görülme sıklığının arttığına dair cesur bir açıklama yapabilir misiniz?
  7. Ülkemizde, çoğumuz kuyu suyu içmeye mahkumuz. Peki, damacana içme sularının kanserojen olmadıklarının garantisini verir misiniz? Denetlemelerin düzenli yapıldığına dair bir paylaşımda bulunabilir misiniz?
  8. Tıbbi atıklara ne oldu?
  9. Egzersiz kanserden koruyorsa, harekete teşvik adına projeleriniz var mı?
  10. Ülkemize mobil sağlık hizmetinin gerekliliği konusunu dile getirdiğimi hatırlarsınız. Bundan esinlenerek, meme kanseri tarama tırı için girişimlerde bulunduğunuzu açıklamıştınız. Hala tırın Türkiye’den gelmesini bekliyorsunuz. Peki, bu tırı kendi olanaklarınızla yapmanın da o kadar maliyetli olmayacağını bildiğiniz halde neden yapmıyorsunuz? (Cevap yok). Geçen sene kullanılmak üzere TC tarafından Sağlık Bakanlığı için ayrılan yaklaşık 20 milyon TL’nin yarısından fazlasının geri dönmesine neden göz yumdunuz?
  11. Geçtiğimiz yıl, kanser taramasında kullanılan PET tetkiki sevki nedeniyle kaç TL borçlandınız? PET için sevk ettiğiniz merkezlerin isimlerini, sevk edenleri ve borç dağılımlarını kamuoyu ile paylaşabilir misiniz?
  12. Geçtiğimiz yıl, kanser hastalarımızın tedavileri için yapılan sevklerde, Türkiye’deki hangi hastaneler seçilmiştir? Borçların hastanelere göre dağılımları nelerdir?
  13. Kanser tedavisi amaçlı sevklerde SİMSARLIK olayı var mıdır? Geçtiğimiz aylarda, bu konu ile ilgili bir polis soruşturması başlatılmış mıdır? Akıbeti ne olmuştur?
  14. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin karşı binalarından birisine, Bakanlar Kurulu’ndan 2017 yılında aldığı bir izin ile konuşlanmış bir Türkiye kaynaklı hasta iletişim ofisi bulunmakta mıdır? Bu ofis hangi hastaneye aittir? Kadrolu hekimlerinizle herhangi bir iletişimi ya da ilişkisi var mıdır?
  15. Söz konusu iletişim ofisinin ait olduğu hastaneye, bugüne kadar kaç onkoloji hastasının sevki yapılmıştır? Bu sevklerin doktor dağılımı nedir? Sevklere ödenen toplam meblağ ne kadardır?
  16. İletişim ofisi bulunan söz konusu hastane, Lefkoşa’da bir dispanser açmak için size başvurmuş mudur?
  17. Ülkemizde onkoloji uzmanı olmadığı halde, onkoloji hastalarını takip ve tedavi eden hekim veya hekimler var mıdır? Varsa hangi kriterlere göre yetkilendirilmiştir? Resmi görevlendirme söz konusu mudur?
  18. Kamu hastanesinde kadrolu olarak onkoloji hastalarına hizmet veren bir hekim, ‘’maaşlı olarak’’ Kanser Hastalarına Yardım Derneği’ne hala danışmanlık yapmakta mıdır? Yapıyorsa yasal mıdır?
  19. Kemoterapi ilaçlarının alımından, uygun hastalara kullanımlarına kadar olan sürecin takibi gerçekten sağlıklı bir şekilde yapılmakta mıdır?
  20. Son olarak, ülkemizde 8 bin kadının tarandığı ciddi ve iddialı bir kanser tarama projesi var. Sağlık Bakanlığı olarak bu projenin ‘’aktif’’ anlamda neresindesiniz?

Kanser ciddi bir hastalıktır.

Devletin ve toplumun birlikte seferberliğini gerektirir.

Devletin olanaklarını verimli kullanmak, doğru yerlere ve kişilere kanalize etmek gerekir.

Kanser vakalarını saymak marifet değil, kanseri önlemeye gönül vermek marifettir.

Ülkemizde kansere neden olan onca neden, cevaplanması gereken onca ‘’tehlikeli sorular’’ varken, Sayın Sağlık Bakanı yine halkımızın karşısına bir vesile ile çıkıp gülümseyerek, üç beş veri paylaşıp, birkaç vitrin icraatı anlatsa ne, anlatmasa ne….

Kanserin derdi, çekene ağırdır son tahlilde…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899