Dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı durup ses çıkarmadıkça Dünya hep arzu ettiğimiz  daha yaşanılabilir bir yer olmaktan uzak olacaktır.

Bu ister yaşadığın ülken olsun ,isterse çok sevdiğin, soydaşlarının akrabalarının bulunduğu bir başka ülke olsun sonuç değişmeyecektir.

Yaşadığın ülken olursa bir vatandaş olarak. Dünyanın herhangi bir yerinde olursa bir Dünya vatandaşı olarak. Anavatan dediğimiz Türkiyede olursa Türk ulusunun bir ferdi olarak daime haksızlığa karşı tek bir yürek olarak haykırmak gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğanın dediği gibi haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

Haksızlığa karşı durmadıkça sessiz kalıp oturdukça ne yaşadığımız ülkemiz ne Dünya nede Anavatan Türkiye bugünden daha güzel, daha çağdaş, daha uygar, daha insan haklarına saygılı, daha kültürlü ,daha eğitimli daha demokratik daha refah ve daha mutlu insanların olduğu bir yer olmayacaktır.

Bunun içinde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri için birkaç söz söyleme hakkınıda bundan dolayı kendimde buluyorum.

Türkiyede 31 Martta  gerçekleştirilen yerel yönetim seçimleri Türkiye halkı kadar Kuzey Kıbrıstaki Türk halkı tarafından da oldukça ilgi ile yakından takip edildi.

Neler olacağı merakla beklendi.

Türkiyenin bu zor zamanlarında Türk halkına moral motivasyon olacak bir seçim sonucunun Türk ulusunun ferdleri olarak Kıbrıs Türk halkınada ayni dercede etki yapacağı   bir gerçekti.

Zaten et ve tırnak gibi olan iki halk için bundan doğal birşeyde düşünülemezdi.

Tarih boyuncada hep böyle olmamışmıdır zaten;

Kendi ülkesinin takımlarından çok Galatasaraylı Fenerbahçeli Beşiktaşlı olan

Yeşilçam filimeleri ile büyüyen .

Yalnız Aşık Veyselin türkülerini değil  Emel sayının ,Barış Mançonun ,Nilüferin ve Tarkanın şarkılarınıda ezbere bilen…

Cüneyt Arkınlı Battal Gaziyi ,Kartal Tibetli Tarkanı  , Kemal Sunallı Adile Naşitli Hababam Sınıfını ben deyim on siz deyin yirmi otuz kez bıkmadan izleyen..

Dağlarda Şehit olan Mehmetiçiğin acısını en az yavrusunu kaybeden Anası Babası kadar ta derinden hisseden…

Şehit Cengiz Topeli ,Karaoğlanı ,Muratı ,Hakanı ,Kutsiyi bağrına gömen…

Atatürkün inkilaplarını şiar edinen ..

Türküm doğruyum çalışkanım…

Diye başlayan Andımızı son 60 senedir okullarında hiç susmadan söylenen…

Türkiye Coğrafyasını, Tarihini en az Türkiyeli soydaşları kadar iyi bilen..

Benim iki bayrağım var ikisininde bağrında namusumdur ayla yıldız diyen

Bir halk içinde bundan daha doğal ne olabilirki.

Diyeceğim o ki ;

31 Martta gerçekleşen ve Ekrem İmamoğlunun kazandığı sonrada iptal edilen  İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilme gerekçesi ne benim nede Kıbrıs Türk  halkının içine sinmemiştir.

Kamu oyunun vicdanının kabul etmediği iptal edilme kararı ise gerçeklikten uzaktır.

Demokrasi mağdur edilmiştir.

Neden mi

Çünkü Ayni zarfın içerisine konan 4 adet oy pusulası var.

Belediye meclis üyeliği

Muhtar

İlçe Belediye Başkanlığı

Ve İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlığı

Tümü ani zarfın içinde

Öyle konulup atılıyor

Ama bunlardan sadece birtanesinde  şaibeli ve yolsuzluk var deniyor.

Ve YSK bir karar üretiyor.

"Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirilmesi"

Ve sadece İstanbul Büyükşehir Başkanlığının yenilenmesine karar veriyor.

Peki Belediye Meclis üyeliği ,Muhtar ,İlçe Belediye Başkanlığı ile  ayni zarfın içerisinde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanlığı oy pusulası kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin kontrolündeyken  ayni zarfın içerisinde bulunan  Belediye meclis üyeliği Muhtar, İlçe belediye başkanlığı oy pusulaları farklı kamu görevlisi olmayan başkan ve üyelerinin  kontrolündemiydi.

Çok fazla uzatmanın bir manası yok.

Demokrasiyi içselleştirmiş herkesin kolayca anlayabileceği idrak edebileceği .Türkiyeyi seven herkesin anlayabileceği bir karar.

İnandırıcı olmadığı gibi gerçekliktende uzak bir karar…

Demokrasinin yara aldığı bir gün.

Adalet iyi tartamamıştır.Haksızlık yapılmıştır.

Türkiye için üzülüyoruz.

Elimizden gelende bu….