Memlekette ot biter gibi bira bitiyor eskilerin deyimiyle…
Bir çoğu çarpık yapılaşmanın parçası oluyor!
Plan yok, proje yok, isteyen istediği yere binayı konduruyor…
Oysa ülke sınırlarının neresinde olursa olsun bina kaldırmak öyle çocuk oyuncağı değil!
Bir çok prosedürü var bunun…
Önce bir proje çizip vizesini alacaksınız!
Şehircilikten izin…
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nden ayrı izin!
Karayolları’ndan…
İtfaiyeden!
Çevre Dairesi’nden de…
Sonra bunlar tamamlanınca gidip ilgili belediyeye veriyorsunuz evrakları!
İnşaat ruhsatı almak için…
Dün İskele bölgesinde bir Çin şirketi ile Noyanlar’ın ortak yaptığı dev sitenin inşaatının bir bölümü Eski Eserler ve Müzeler Dairesi tarafından mühürlendi…
Çünkü bu bölgede tarihi bir mezar bulunmuştu ve haliyle sit alanı ilan edilmişti!
O kadar para atıp masraf yaptı adamlar…
Ama biraz acele davranmışlardı!
Çünkü İskele Belediyesi’ne güveniyorlardı, inşaat ruhsatı almak için…
Evdeki hesap çarşıya uymadı!
Arazide başka mezarlar da olabilme ihtimal vardı ve izin alınmadığı için inşaatlar mühürlendi…
Belki de çok yakında koca binalar yıkılacak!
Noyanlar İnşaat Ltd’in direktörü Ahmet Noyan ile konuştuk konuyu…
Doğruladı!
“Kandırıldık” ifadesini kullandı hatta!
Çünkü bu araziyi almak için tam 1 Milyon Sterlin para ödemişler mal sahibine…
Kimse kendine burada tarihi mezarlar olduğunu da söylememiş!
Şimdi haklı olarak kara kara düşünüyor…
Onca emek, onca harcanan para ve bunun bir de pazarlama harcamaları var!
Çinli ortak da cabası…
Malı satan ortalıkta yok ya da bulunca ‘ben ne bileyim burada tarihi mezar olduğunu’ söyleyecek!
Burada asıl sorumlu İskele Belediyesi’dir…
Hatta hiçbir izni almadan aceleyle işe başlayan şirketin kendisi de!
Burada soru İskele Belediyesi’ne…
Gözlerinin önünde yapılan inşaatlar, yükselen binalar!
Ortada belediyenin ruhsatı yokken ki onun için de çeşitli kurumların izinleri gerekli bu inşaatın yapımına nasıl izin verilir ki!
Ya da şimdi bunun hesabını kim verecek…
Hani geçenlerde İskele Belediye Başkanı bir otelin bir bölümünü yasal olmadığı gerekçesi ile sabahın köründe yangından mal kaçırırcasına yıkmıştı ve bölgedeki hiçbir kaçak yapıya izin vermeyeceğini açıklamıştı ya!
Ansızın aklımıza geldi işte…
Hiçbir izni olmayan, kendi belediyesi tarafından inşaat ruhsatı da verilmeyen yani şu anda açık ve seçik kaçak olan bu yapıyı da yıkacak mı!
Diyeceğimiz şudur;
Ne yazık ki sadece o bölgede değil ülkenin dört bir yanında bazı müteahhitler ile belediyeler arasında garip ilişkiler olmaktadır!
Bazı uyanık işletmeler belediye ruhsatını çantada keklik olarak gördüklerinden ‘nasıl olsa alırız’ diyerek diğer yükümlülüklerini yerine getirmeden inşaatlara başlamakta ve sonra da yasa dışılık ortaya çıkınca saçlarını başlarını yolmaktadırlar…
Ve belediyeler ile işletmeler arasındaki çarpık ilişkiler günün sonunda böyle tatsızlıklarla son bulup milli servet dediğimiz o şey gözümüzün önünde yıkılmaya mahkum hale gelmektedir!
 
 
 
 
“Vezne kapandı yarın gel!”
 
Bir okurumuz uyardı…
İçişleri Bakanlığı’nda Karpaz’dan yaşlı bir dün 14.00 gibi daireye gitmiş harita alacak!
Veznedeki memurun cevabı:
“Dükkanı 13.00’de kapadık artık yarın geleceksin amca”
Üzülmüş bizimle paylaştı!
Tamamen vicdani bir durum aslında…
Genelde dairelerde vezneler 13.00 gibi kapanır ve vatandaş burada işlem yapamaz!
Karpaz’dan gelen yaşlı birisi için kurallar çiğnenmeli mi o da çok ayrı bir konu…
Ama bu veznelerin kapanma saati sanırız biraz fazla erken oluyor bizde onu vurgulamak istedik sadece!
 
 
“Kamu vicdanı kabul etmiyor…”
 
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Sibel Siber’i dün bir mesaj göndermiştik…
Ve sorduk;
Okullar açıldı da Meclis niye kapalı diye!
Sağ olsun dün aradı o da kamu vicdanının bu durumu kabul etmediğini söyledi…
Gelin görün ki Meclis’in açılması bizde Anayasa’ya göre belirleniyor ve o da Ekim ayının ilk iş gününe denk geliyor!
Zira daha erken açılırsa ve bir takım yasalar geçerse Anayasa Mahkemesi bunu iptal edebilirmiş…
Demek ki bizde artık acilen yapılması gereken şudur;
Anayasa’yı hiç gecikmeden güncelleştirmek ve bir kez daha referanduma sunmak!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hasan SADIKOĞLU, devletin hiçbir kurumun izin almayan Noyanlar’ın inşaatları dün mühürlendi! Bu şekilde nasıl inşaata devam etti, niçin buna müdahale etmediniz ve şirket de şimdi zor durumda kaldı! Bir açıklamanız olacak mı! Ya da zararı acaba belediyeden mi ödeyeceksiniz!
Sayın Mustafa AKINCI, Türkiye’nin sığınılacak son liman olduğunu söylemeniz sanki de hiçbir bilenmeyen bir şey gibi bazı çevrelerce tepkiyle karşılandı! Anastasiadis’in olumsuz açıklamalarını göz önüne alınınca az bile söylediniz!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, partili bazı vekillere basın açıklaması yasağı getireceğiniz konuşulmaya başlandı! Parti disiplini açısından haklı olabilirsiniz ama acaba diyoruz parti içi demokrasisi açısından bu yasağı getirmeseniz mi!
Sayın Ahmet NOYAN, öncelikle inşaatlarınızın mühürleneceğini bizden öğrenmenize çok üzüldük! Umarız bu olay sizin için de iyi bir tecrübe olur ve belediyeyi arkanıza almaktan daha ziyade öncelikle yasal işlemleri tamamlarsınız…
Sayın Temel BULUT, kayıplara karışsanız da buradaki sizden kazık yiyen vatandaşların her gece rüyasındasınız! Genelde onların hepsine kabul yaşattınız ama duyduğumuza göre çok yakında devlet tarafından ciddi yasal bir işlem başlatılacak!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, son zamanlarda öyle tehlikeli açıklamalar yapıyorsunuz ki Ticaret Odası ve Sanayi Odası resmen birbirlerine savaş açmış durumdalar! Sizin göreviniz onları bölmek değil aksine daha da ilişkilerini güçlendirmek olmalıydı!
Sayın Tevfik DİRENÇ, Güzelyurt girişindeki gece kulübünün ayıplar ötesi levhasının göz önünden kaldırılması için harekete geçtiğinizi öğrendik. Bu arada çalışanlarınız o haberi bulmakta niçin bu kadar zorlandılar işte onu biz de anlayamadık!
Sayın Emrullah TURANLI, bu ülkedeki Ercan yatırımından dolayı belki çok tepki aldınız ama kurumlar vergisinde birinci sıraya oturarak en azından rüştünüzü ispatlamış oldunuz! Bir de yeni pisti bitirince görün bakın sizden daha iyisi olmayacak!
Sayın Ertan TOSUN, KKTC’den giderayak bir çok belediyenin projesini geçirerek öyle bir hayır duası aldınız ki en azından bazıları sizi hiç unutmayacak! Yeni görevinizde başarılar dileriz, yolunuz açık olsun…
Sayın Zorlu TÖRE, bakanlara alınan yeni makam araçlarına destek verip onlara arka çıkınca sizi izleyenler hayretler içine düştüklerini söylüyorlar! Hatta bazıları acaba bakanlık mesajı mı aldı diye de sormadan edemiyor! Olur mu olur değil mi!
Sayın Salih SAKALLI, BRT çalışanlarının toplu iş sözleşmesi bize gelen duyumlara göre seneye kaldı! Sendika olarak daha etkin ve ses getirici eylemler yapmanız gerekebilir! Uyarmakta yarar görüyoruz!
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, Kıbrıs Türkü beyaz atlı prensini bekleyedursun bu gidişle Ankara bize öyle bir zebellah gönderecek ki işte o zaman hanyayı Konya’yı hep birlikte göreceğiz! Tabi ki acil önlemler alıp toparlanmazsak!
Sayın Fikri TOROS, bizim siyasetçiler anlaşılan böl ve yönet taktiğine devam edip ülkedeki iş insanlarını önce birbirine düşürecek sonra da ne muratları varsa görecekler! Bu oyuna gelmeyin deriz zira onların istediği de zaten bundan başka bir şey değil!
Sayın Tekin ARHUN, banka olarak vergi listesinde basamakları jet hızıyla çıkıyorsunuz! Birkaç seneye kadar vergi rekortmeni olursanız kimse şaşırmayacak! Çekirdekten yetişince böyle oluyor değil mi!
Sayın Ülker FAHRİ, Türkiye’den gelen suyun tüm bölgelerde aynı fiyata verilmesi için ciddi bir hukuk mücadelesi vereceğinizi memnuniyetle öğrendik. Ne kadar fazla duyarlı vatandaş o kadar hak ve hukuk demektir değil mi! Tebrik ederiz, gazanız mübarek olsun…
Sayın Sanem KOÇ, kitap gelirlerinden elde ettiğiniz parayı LTB kadın Sığınma Evi’ne bağışlamanız umarız herkese güzel bir önek teşkil eder! Zira bir çoğu atıp tutuyor ama iş icraata gelince kayıplara karışıyor, tebrik ederiz…