Seçilene kadar vaatlerle halka ümit dağıtan bakanlarımızın, bugün oturdukları koltukları hak edip etmedikleri sorgulanmaktadır. Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin bakanları ayni sorunla karşı karşıya kaldı. Verilen sözlerle oturdukları koltukları hak ederek kazanmadıklarını bırakın, hak etmeyerek oturmaya devam etmektedirler. Bugün ülkenin en önemli sorunlarından biri olan çevre sorunu halen çözümlenmediği gibi günden güne kirlenen doğamız, yok olan dağlarımız, kirlenen denizimiz vardır. kimsenin bunu görmediğini düşünmüyorum. Gelen giden ayni oldukça bu sistemsizlik devam edecek hatta yaşanan doğa tahribatı çocuklarımızın geleceğini yok edecektir.

Taş ocaklarının ülkede yarattığı ciddi tahribatı bilmeyen yok. Hele de o tahribatın yarattığı görsel kirlilik yanında sağlık sorunlarını da unutmamam gerek. Doğadaki tahribatı tamir edemediğimiz sürece yer altı kaynaklarımız tükenecektir. Suyun tükenmesi ile daha ciddi boyutta farklı sorunlar yaşayacağımız da kesindir.

Meclisin yarısından çoğu doktor olmasına rağmen hiçbir vekilin ya da bakanın el atmak istemediği taş ocakları sorunu ciddiyetini korumaktadır. Özellikle Karayollarına ait taş ocağının Değirmenlik ve Başpınar bölgesinde yarattığı olumsuzluklar ciddi boyuttadır. Başpınar’ın bir zamanlar su cenneti olduğunu hatırlatırım. Zamanla tükenen pınarların tek nedeni taş ocaklarıdır. Yaşadığımız bu dönemde çok fazla kanser vakası görülmektedir. Bunun bir çok nedeni olabilir ama bence en önemli nedeni solunan havanın ciğerlerde yarattığı tahribattır.

Taş Ocaklarının hem bölgeye hem de bölgede yaşayan halkın üzerindeki etkisini kaç vekil ya da bakan ele alarak ciddi boyutta bu konuya eğilerek gündeme almış ya da gündem dışı konuşmalarda mecliste bahsederek tartışmıştır.

Çevrenin bu deni yok edilmesine göz yumanları kınıyorum. Geçmişte bu konuda birçok hata yapan bakanlar olduğunu hatırlatmak yerine ne yapılabilir konusunun gündeme gelmesi daha akıllıca olacaktır. Doğanın düşmanı olanlara fırsat verdiğimiz sürece bu tahribat daha da artacaktır. Hergün belirli saatlerde taş ocaklarında duyulan patlama seslerini belki birçok insanımız duymuyor olabilir ama Değirmenlik bölgesinde yaşayan halk bundan son derece rahatsızdır. Çevre bakanımıza çağrımdır…Doğanın yok olmaması için bir adım atın.