İsim her zaman önemlidir. Hem söylerken hem de yazarken doğru söylenmesi ve yazılması gerekir. Özellikle haberciler bu konuda sıkıntı çekmektedirler.
Haber, yeni ortaya çıkan bir olayın, konunun, gelişmenin kamuoyuna yansıtılmasıdır. Haberin kamuoyuna doğru yansıtılması gerekir. Özellikle isimler, günler, aylar ve tarihler ile sayıları yazarken çok dikkatli olmak gerekir.
Bu konudaki detaylara girmeden önce şunu da ifade etmem gerekir. Haber yalın bir dille ve herkesin anlayabileceği şekilde kaleme alınmalıdır. Haberin anlaşılır olması için de , ‘’Ne, Nerede, Ne zaman, Neden, Nasıl ve Kim’’ sorularının yanıtlarını ihtiva etmesi gerekir.
Bir gazetemizde soyadı yanlış yazılan tanınmış bir bayanın şikayet ve sitemlerine ilişkin yazıyı okuyunca, ben de çalıştığım zamanda yaşanan buna benzer bir durumu hatırladım.
Haberi yazan muhabir dikkat etmediği takdirde, haberi yayına veren yetkilinin de gözünden kaçması ile ismi yanlış yazılan kişi bir şekilde tepki koymaktadır. Ya telefon eder, ya da sizi ilk bulduğu yerde sitemlerini iletir. Bunun yanlışlıkla olduğuna inanmak istemezler. Kasıtlı olarak yanlış yazıldığını bile söylerler.
Bir harfin hatalı olması hani bir deyim var ya ‘Bir çuval inciri berbat eder’.
Bir dönem dışişleri bakanlığı ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın Özel danışmanlığı görevlerinde bulunan merhum Necati Münir Ertekün’ün soyadı yanlış yazıldı. Haberi yapan soyadını Ertegün yazmıştı. Buna canı sıkılan o munis ve nazik Necati bey muhatabı sorumlu arkadaşa bayağı tepki vermişti.
Herkes isminin doğru söylenmesini veya yazılmasını ister. Televizyonlara bağlanan kişiler ismi yanlış yazılmışsa ilk önce buna dikkat çekmektedirler.
Sayıların, tarihlerin ve de günlerin de doğru ifade edilmesi şarttır. Sayı ile gün örtüşmezse başka sıkıntılar doğmaktadır. Örneğin 24 mart pazartesi demek gibi. İlk anda izleyici, 24 martın pazartesi olduğunu dikkate alarak program yapmağa çalışır. Takvime baktığında da 24 martın Pazar olduğu anlaşılınca canı sıkılmaktadır.
Bir süre önce KKTC piyango sonuçlarının yanlış yayınlanması ve buna gösterilen tepki hatırlardadır.
Bunların önüne geçebilmek için, isim, sayı ve tarih kullananın mutlaka dikkatli olması gerekir. İster sunucu olsun, ister muhabir, isim, sayı ve tarih kullanırken çok dikkatli olmak zorundadır. Haberde ise bunları kullanan ve de kontrol eden, o satırları dikkatli ve de iki kez okumalıdır. Aksi halde bir hata olması halinde tepkiye hazırlıklı olmalıdır.
Bir de isimlerin yazılmaması hususu var. Bir olay nedeniyle sorgu için polise götürülenlerin isimleri gazetelerde açık yazılmaktadır. Okuyucu ismi geçenleri suçlu gibi algılamaktadır. Belki de sorgulama sonunda serbest kalacak olan kişiler bu şekilde haksızlığa uğramaktadırlar. Esasında mahkum olmayan her kes masumdur. Bunu da unutmamak gerekir.
İzleyiciler, genelde gazete ve televizyonlarda yer alan bilgileri doğru kabul etmektedirler. İzleyicilerin bu inançlarını yıkmamak gerekir.
Demek ki yazarken ve konuşurken isimlerde, tarihlerde ve sayılarda hata yapmamaya dikkat edilmelidir.